AKP (ve Erdoğan) ABD’yi gözden çıkarabilecek mi?

22 Aralık 2020 Salı

Geçen salı Bıçak Sırtı köşemdeki başlık, “ABD ve AB Türkiye’yi neden gözden çıkarmazlar?” idi. Aynı şekilde AKP de (ve Erdoğan) ABD’yi gözden “çıkaramazlar”. “Çıkarmazlar” sözcüğü ile “çıkaramazlar” sözcüğünün ifade ettiği içerikler, birbirlerinden siyah ve beyaz kadar ayrışırlar.

ABD (ve AB), seçenekleri (ve potansiyelleri) olmasına rağmen, gözden çıkarmamak “daha kârlı” olduğu için bunu tercih ederler. Buna karşılık AKP (ve Erdoğan) için başka bir seçenek bulunmamaktadır. Çünkü 2002’den beri iktidarın siyasal İslamcı politikaları sonucu: a) Türkiye içinde devletçiliğe, sosyal devlete, Cumhuriyetin hâlâ devam etmiş olan laik ve TBMM ağırlıklı yapısına karşı olarak yürüttüğü ekonomik ve sosyal politikalar; özelleştirme ve yabancılaştırma ağırlıklı uygulamalar büyük bir ekonomik darboğaza, dış borç yüküne, Batı’nın mali çevrelerine ekonomiyi (ve ülkeyi) bağlamıştır. Aynen Trump’ın o aşağılayıcı, kabul edilemez mektubunda yazdığı gibi,

b) Fethullah Gülen, Sarraf, Halk Bankası dosyaları ve uzantıları ABD yetkililerinin mutlak denetimi altındadır,

c) Son Senato kararının öncesinde de ABD bizim kimi siyasiler ve bürokratlar konusunda son 3 yılda bazı kararları zaten almıştı.

Her konuda içerde ve dışarıda kavga eden Trump ve Biden çok ilginç bir biçimde, AKP üst düzey siyasileri konusunda “benzer ve tamamlayıcı görüşe” sahiptirler. Ankara’da “tek adam rejiminin” egemen olması, eskiden olduğu gibi güçlü bir TBMM’nin bulunmaması hem Trump hem de Biden’a, “Türkiye üzerinde geniş bir manevra alanı” sağlamıştır. Rejim dolayısıyla ortaya çıkan “Ankara’nın bu bağımlılığı”, bizim siyasilerin Washington’a “bir beka sorunu gibi bakmalarına yol açmıştır”. İşte bu nedenle, AKP için “ambargo sorununa” bakış, olması gerektiği gibi olmaktan ayrılmaktadır.

Ankara’nın Washington’a yaptığı büyükelçi ataması bile bunun en açık göstergesidir.

İktidarda kalmak ya da ambargoyu delmek!

Hasım ülke gören, Türkiye’yi bir İran ya da K.Kore gibi algılayan ambargoya karşı Erdoğan, S-400 konusunda direnme ve rest çekme olanağına ve niyetine sahip midir? HDP hariç tüm muhalefetin ambargoya karşı destek vermesine rağmen bunu yapabilecek midir?

Yoksa meseleye, “AKP için bir beka sorunu” olarak mı bakılacaktır? Gerek ABD’den gelen sinyaller, gerekse Erdoğan’ın ve arkadaşlarının Biden ile ilgili olarak yaptığı açıklamalar Ankara’dan sert bir tepki (ve uygulamanın) gelmeyeceğinin sinyalleridir.

Bu da Ankara’daki siyasilerin meseleye, kendileri için bir beka sorunu olarak bakmalarının “ağırlık kazanacağını gösteriyor”. İşte bütün mesele de burada, zurnanın zırt dediği noktadayız yani, “kimin beka sorunu” olduğunu göreceğiz, Türkiye’nin mi AKP’nin mi?

- S-400’ler çalışır hale getirilecekler mi?

- Yoksa bir depoya kaldırılıp gelecek nesillere müzelik ürünler olarak saklanacaklar mı?

Korona yüzünden eve kapandığım bugünlerde BBC’de zevkle izlediğim Road Show, Bargain Hunt programlarından ya da ünlü müzayedeciden (Sotheby’s) S-400’ler için teklif gelse biraz şaşırsam bile ilginç bulurdum doğrusu! Sevgili Rafi Portakal’ın kulakları çınlasın...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları