Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ankara'nın Ortadoğu Politikası 'Arap Uyanışı' ile Engellendi mi?

02 Mayıs 2011 Pazartesi
\n\n\n

- AKP hükümeti özellikle son 3-4 yıl içinde Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan ve bazı Körfez ülkeleri ile iktisadi, siyasi ve kültürel işbirliğini hem geliştirdi hem de derinleştirerek altyapı girişimleri yürüttü”.

\n

Hükümet Türkiyedeki iş çevrelerini Ortadoğuya yöneltti. Ticaret, sermaye hareketleri, inşaat ve turizm alanında ileriye yönelik önemli gelişmeler oldu. Türkiyenin patronajında, Arap ülkeleri ile bölgesel işbirliğinin altyapısı hazırlanmaya çalışılıyordu.

\n

Başbakan Ortadoğuyu, bölgenin Avrupa Birliği gibi sunmaya başladı.

\n

- AKP hükümetinin bu tutumu ABD ve AB çevrelerinde genellikle olumlu karşılandı. ABD ve İngiltere, özellikle Ankaranın Bağdat ve Erbille olan yeni yakınlığınıdestekliyorlardı. Buna karşılık Suriye konusunda tereddütleri vardı.

\n

- AKP hükümeti Arap ülkeleri ile gelişen ve derinleşen ilişkilerini, Batıya karşı örtülü bir koz olarak görüyordu. Ortadoğu planlarınızı Ankarasız (ve AKPsiz) yapamazsınız havası, dolaylı olarak yansıtılıyordu. Ben size ne kadar muhtaç isem sizin de bana aynı şekilde ihtiyacınız varmesajları veriliyordu.

\n

Ve Arap uyanışı!..

\n

2010 yılında Sudanda gelişen ve sonra Tunus, Mısır, Yemen, Bahreyn, Libya, Ürdün ve Suriyeye yayılan (Arap Uyanışı) ve kargaşası ile Ankaranın uçan halısı altından çekiliyordu.

\n

- Son 4-5 yıldır Afrika ve Ortadoğuda işlerini genişleten Türk firmaları Libya, Mısır, Tunus, Sudan ve Suriyeden kaçmaya başladılar. Libyada 15 milyar doların üzerindeki iş hacmi ve 25.000 Türk apar topar döndüler ve bir daha da kolay kolay gidemeyecekler.

\n

1991 sonrası Kuveyt örneğinde olduğu gibi bizimkilerin yerini yeni işgalci ülkelerin şirketleri alacak. Kısacası AKP hükümetinin;

\n

- hem ABD ve ABye karşı örtülü koz olarak kullandığı,

\n

- hem de kendi felsefesi gereği geliştirmeye çalıştığı Arap Ortadoğusu boyutu ve derinliği”, yine ABD ve kimi AB ülkeleri tarafından elinden alınıyordu.

\n

Avrupada İngiltere, \tFransa ve İtalyayı özellikle saymak gerekir. Kendi geleneksel nüfuz alanlarında, Türkiyenin (ve AKPnin) kendilerine zarar verecek etkiye ulaşmasına izin vermeyeceklerini fiilen gösterdiler. Hem de Türkiyenin de içinde bulunduğu NATOyu kullanarak; hem de İzmir NATO karargâhını kullanarak bu operasyonu yürütüyorlar.

\n

Suriye’ye gelince...

\n

Bugün Libyaya yapılanların yarın Suriyeye de yapılmayacağını kimse garanti edemez. Bu arada geçen haftaki Die Weltte Suriye bağlamında ilginç yorumlar yer aldı:

\n

- Suriyedeki Arap uyanışının gerisinde, Araptan çok Kürt uyanışı var.

\n

- Suriyede çıkan (ve çıkarılan) karışıklıklar Suriye Kürtlerine bağımsızlık sağlamaya yönelik.

\n

- Irakın kuzeyinde iş çoktan bitirildi.

\n

- İşte bu nedenle Türkiye, Suriyedeki kargaşadan büyük rahatsızlık duyuyor.

\n

- İş sadece Türkiyede bitmiyor, İrana kadar da uzatılmak isteniyor, diyerek yorumunu tamamlıyordu.

\n

Almanyanın, Kürdistan projesine ABD, İngiltere ve Fransadan biraz farklı baktığını kabul etmek gerekir. Aynı şey Kuzey Afrika ve Ortadoğudaki Arap hareketleri için de geçerli. Projenin sonucunda aslan payının ABD, İngiltere ve Fransa arasında paylaşılacağını gördüğü için gelişmelere mesafeli duruyor.

\n

Geçen hafta yapılan MGK toplantısında Suriyedeki gelişmelerin birinci sırada yer almasının gerisinde Die Weltin yorumu yatıyor.

\n

- Proje Irakta çoktan bitirildi.

\n

- Türkiyede 1980li yıllardan beri altyapısı hazırlanıyor.

\n

- Ankara tam da Ben Kuzey Irakı iktisadi olarak denetimim altına alıyorumderken, birdenbire Suriyede olaylar patlak veriyor.

\n

- Hem de Ankara-Şam ilişkileri en sıcak ve olumlu biçimde gelişirken, Ankara hükümetinin ve Şam yönetiminin elindeki kozlar birdenbire ellerinden alınıyor.

\n

Yarın 877 km. uzunluğundaki Türkiye-Suriye hududunda nelerin yaşanacağını kimse tahmin edemiyor. İlk iltica hareketleri başladı bile. Vizeler kalktı, Ankara-Şam hükümetleri ortak toplantı bile yapmıştı, ticaret fırladı, Türk şirketleri Suriyeye doluştu.. derken birdenbire her şey siyahla beyaz gibi birileri tarafından tersyüz edilmeye başlandı.

\n

El Cezire ve Batının Arap Uyanışı (Arab Aweakining) olarak adlandırdığı kalkışmaların neyin uyanışı olduğu yavaş yavaş daha iyi anlaşılacak.

\n

- Yalnızca bölge ülkeleri arasındaki işbirliği engellenmiyor.

\n

- Ayrıca ülkelerde iç kargaşa, çatışma ortamı ve bölünmeler yaratılıyor.

\n

- Demokrasi mi? Onun sadece sözü ediliyor, uygulanmasını kimse istemiyor; zavallı bölge halklarından başka.

\n

İkinci Dünya Savaşından bugüne kadar büyük devletlerin Ortadoğuya yönelik operasyonlarına baktığımız zaman, bunların hiçbirinin demokrasi getirmediğini görürüz. Aksine savaş, ölüm ve bölünme getirmişlerdir. Süreç bugün de yürüyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları