Dünya ilk defa ‘ortak düşman’ gördü!

31 Mart 2020 Salı

Küreselleşmiş dünyamız koronavirüs ile ilk defa “ortak düşmanını” anlayabildi. Bugüne kadar düşmanlar kimlerdi:

- Romalılar için Hıristiyanlar en başta gelenlerdi: Hıristiyanlar için Müslümanlar düşman sayıldılar: kapitalistler için sosyalistler ezilmesi gereken halklardı: Sünniler için Şiiler baş düşman oldular: soğuk savaş sonrasında ABD’nin düşmanı olarak Çin ilan edildi!

Ve koronavirüs başkaldırınca, “küreselleşmiş dünyamız ilk defa olarak ortak düşmanı keşfetti”! Çünkü bu düşman Çin-ABD, kapitalist- sosyalist, Sünni-Şii, zengin-fakir, işçi-patron ayrımı yapmadan herkese saldırıyordu, prensler, başbakanlar dahil: yıldız savaşları filmlerindeki uzaydan gelmiş saldırganlardan farkı yoktu: Çin’den ABD’ye, Küba’dan İtalya’ya herkese düşmandı.

Dünyamızın bugüne kadar, atom bombaları dahil her türlü araçlarla birbirlerine saldıran insanları (ve devletleri) ilk defa hiç yapmadıkları bir işbirliğine girmek zorunda kaldılar: karşılarına, tüm dünya için “ortak bir düşman” çıkmıştı. Şimdiye kadar birbirlerine karşı kullandıkları kimyasal silahların, virüslerin bir benzeri, dünyaya karşı savaş açmıştı.

Birbirlerine karşı parasal silahları, atom bombasını, kimyasal silahları kullanan devletler bu sefer “virüs familyasından” bir ortak düşmanla karşılaşmış bulunuyorlar.

Bu musibetten fırsat yaratmaya yeltenenler oldu: Trump düşman bellediği Çin’i yermek için virüsün adını “Çin virüsü” koymaya kalktı ama tutmadı. Trump’ın aklına “barutun keşfi” gelmiş olmalı! Bizde bile “Tekstilde işimize yarayabilir” şeklinde hem de ciddi ciddi kelam edenler oldu ama Trump gibi vazgeçtiler!

Kamu yararını gözeten ülkeler ve ‘azgelişmişler’…

Kamusal yararı ve ulusal çıkarı gözeten ülkeler en baştan “akılcı ve bilimsel” uygulamalara başladılar ve sonuçlara bile ulaştılar: Çin, Güney Kore, Almanya, Küba örneklerinde yaşandığı gibi. Kendi halkının yararını ön planda tutan, iç politika hesapları yapmayan yönetimler, zararı fazla büyümeden önleyebilecek önlemleri uygulamaya başladılar. Koronavirüs olayı birçok ülkenin iç politik yapıları ve yönetimleri açısından “bir turnusol kâğıdı gibi” işlev gördü.

Halkın yararını ön planda tutmayan, iç politika ve iktidar hesapları içinde olan iktidarlar ise önlemler konusunda bilimsel ve akılcı yöntemlere uzak kaldılar ve felaketin büyümesine ortam hazırladılar. Ankara ne yazık ki bu yanlışlar zincirinin bir parçası oldu: planlı, disiplinli, kararlı sıkı önlemler yerine işi gevşek tuttu, umre ve camilerin kapatılmasındaki yanlışlar gibi.

İnsan ve insanlık odaklı yeni bir dünya

Günümüzde, iletişim teknolojisinin küresel boyutta ulaştığı olağanüstü düzey, koronavirüsün yerküremizin “ortak düşmanı” olarak algılanmasını sağladı.

Ülkelerin tamamını, “değişik düzeylerde de olsa”, ortak bir düşmana karşı işbirliğine “mecbur eden” koronavirüs salgını umarım bazı “kadim” küresel hastalıkların da azalmasına ortam hazırlar.

Dünyamızın devletleri (ve halkları) artık, “ortak çıkar” arayışlarının üreteceği iktisadi, sosyal ve siyasal yararlar toplamının, sömürme, bölme, parçalama, kendine bağlama sonuçlarından daha yararlı olacağını görmeye, anlamaya, özümsemeye ve sonuçta da uygulamaya başlarlar.

- Güçlü devletlerin küresel çatışma, bölme ve sömürme alışkanlıklarına

- Azgelişmiş ülke iktidarlarının, “iktidarda kalmak uğruna, içeride uyguladıkları antidemokratik ve faşizan uygulamalara”, koronavirüs felaketi bir ders vermiş olur.

Korona (taç) zaten tarih boyunca, “taçlılara” karşı bir başkaldırı olarak gelişmedi mi? Fransız Devrimi böyle ortaya çıkmadı mı? Koronavirüs sanki krallara, diktatörlere, emperyalistlere karşı direnmeyi uyaran bir “musibet” haline dönüşmeye başladı, umarım öyle olur…

Trump da neredeyse, efsane Fidel’in Küba’sından yardım isteyecek noktaya geldi, oldukça trajikomik bir durum…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları