Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

20 Eylül 2022 Salı

Türkiye’nin stratejik konumunda hem dış dünya hem de iç dünya ve iç dinamikler açısından olağanüstü sorunlar bulunmaktadır. Ancak bu sorunlarla birlikte bazı konularda “diğer ülkelerle ortak çıkarları” birlikte geliştirme olanakları da çok geniştir.

Ankara iktidarının demokrasiden ve toplumun ulusal çıkarları çizgisinden çok uzak bir noktada bulunması artı öğeleri değerlendirmesini büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır.

Hem Türkiye-Batı ilişkileri açısından hem Rusya ve Çin ilişkileri bakımından hem de Ortadoğu’da uygulamakta olduğumuz politikalar yönünden karşıt öğeler büyük çoğunluk taşımaktadır.

Türkiye-Batı ilişkileri ve Türkiye-Ortadoğu ilişkileri çelişkilidir. Hem NATO içinde olmak ve onun aktif unsuru olarak bulunmak hem de ABD başta olmak üzere NATO büyüklerine PKK, Ege, Karadeniz ve Doğu Akdeniz politikalarına karşı çıkamama Türkiye’nin zararına işlemektedir. Bu bağlamda sorun iktidarın Türkiye’nin içeride ve dışarıda ulusal çıkarları gözetmesinden çok, kendini iktidarda tutma güdüsü ortaya çıkmakta ve bu durum Türkiye’nin (daha çok iktidarın) iktidar hesaplarından ve yaşamakta olduğu siyasal rejim açısından kaynaklanmaktadır.

Örneğin İngiltere’de sol ile muhafazakârlar arasında önemli farklar bulunmasına karşın: iç politikada farklı sosyal politikalara rağmen ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda farklar giderilmekte veya en aza indirilmektedir. Ülkemizde ise bunun aksine giderilme yerine kutuplaştırma öne çıkarılarak biri diğerinin alternatifi olarak kullanılmaktadır. İktidarın düştüğü bu stratejik çelişki enflasyondan dış politika kayıplarına: yetişmiş insan kaçışından büyük sermaye kaçışına kadar her şeyi kaybetmesine yol açmaktadır.

Bu temel çelişkiler üzerine oturtulmuş bir iktidar politikası, göç sorununda da olduğu gibi ülkenin yarın çok daha büyük olağanüstü sorunlarla karşılaşmasına yol açacaktır.

İktidarın bu yönde durumu keskinleştirerek daha da kutuplu hale gelmesi: iktidar partilerinin, muhalefeti ülke çıkarları için işbirliği gereken partiler olarak görmesi yerine bir düşman gibi değerlendirmesi, yaşamakta olduğumuz toplumsal sorunların en büyük nedenidir.

Türkiye’nin seçimlere bu koşulla girmekte oluşu maalesef ülkenin ulusal çıkarlarının, kayıplarının geri dönülemeyecek bir biçimde oluşmasına yol açıyor. Bütün bu nedenlerle önümüzdeki seçimler ya ulusal çıkarlar ya da iktidarın iktidarda kalma hedefleri arasında belirlenmiş bir çizgiye oturmuştur.

AKP’nin bu nedenle stratejik çizgisini değiştirmesi yalnız Türkiye bakımından değil yandaşları bakımından da önümüzdeki kayıpların büyümesine yol açacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları