Feyzi Açıkalın

Paralimpik nereye?

31 Ağustos 2021 Salı

İkinci Dünya Savaşı sonrasında savaş gazilerini tedavi eden İngiltere’deki Stoke Mandeville isimli merkezde, omurilik zedelenmelerinin iyileştirilmesinde en büyük etkenin spor olduğu söylenmiş. Savaş sonrasının ilk olimpiyatı olan Londra 1948’e paralel olarak da “Tekerlekli Sandalye Oyunları” adı altında bir spor organizasyonu düzenlenmiş. Olimpiyat Oyunları’nın düzenlendiği şehirlerin gerekli altyapıyı hazırlamayı reddetmesi yüzünden ancak 1988 Seul Oyunları’nda, olimpiyata koşut olarak Paralimpik Oyunlar adıyla yer alabilmiş. Ne yazık ki çağımızın acımasız dünya düzeni ve buna bağlı savaşlarının engelli bıraktığı sporcular son oyunlara kadar takımların omurgasını oluşturmuş.

Geleneksel olarak her olimpiyatta final oynayan, ayaklarını savaş mayınında kaybetmiş Bosna Hersek ve İran’ın voleybol sporcuları gibi olanlar, son yıllarda yerlerini gençlere bırakıyor. Artık çok daha gelişmiş antrenman teknikleri ve teknolojik malzeme kullanan genç sporcular madalyaya uzanıyor. Bu gelişme ise daha zengin ve engelli sporcuya yatırım yapan ülkeler ile gelir düzeyi düşük ülkeler arasındaki farkın açılmasına neden oluyor.

Bir başka sorun ise oyunların en önemli felsefesi olan “olimpik miras” konusunda yaşanıyor. Başta oyunları naklen veren dev ABD yayın kuruluşları olmak üzere, diğer Batılı ülkelerin Paralimpik Oyunlar’a, olimpiyatlar kadar yer vermemesi, engelli oluşun yaratması beklenen farkındalığını dört yılda bir zaman süresiyle sınırlıyor. Kısıtlı yayın sürelerinin, dört yıl boyunca hazırlanan sporcunun motivasyonunu yok ettiği gibi, paralimpik anlayışın bir miras olarak diğer nesillere ya da halk kümelerine aktarılamamasına neden olduğu da görülüyor.

Olimpiyat Oyunları’nın düzenleneceği şehirlerin adaylıktan başlayarak olimpiyatlar ile aynı bütçe içinde değerlendirilmesi, yayın haklarını alan kurumların kendi ülkelerindeki futbol ya da beyzbol sezonuyla ilişkilendirerek paralimpik yayınlarını kısıtlamaması, oyunların geleceği ve felsefesinin devamı açısından çok önemli görülüyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları