Gençay Gürsoy

Kafeteryadaki bilim insanları

16 Mart 2016 Çarşamba

Barış ve fikir özgürlüğü taleplerinin yargılandığı bir süreci yaşıyoruz. İki binin üzerinde imzalı barış talep eden bir metnin sorumlusu olarak dört öğretim üyesi yargılanıyor. Yargılama boyunca yüzlerce öğretim üyesi yargılananların metnini okuyarak ‘eğer bu talepler, barış talebi suçsa biz de bu suçu işliyoruz’ ifadelerini kullanarak dayanışma gösterdiler. Türkiye ne yazık ki hukukun, insan haklarının askıya alındığı bir dönem yaşıyor.

Sabah dokuzdan beri adliyedeyiz. Beş buçuğa kadar dayanışma gösteren yüzlerce öğretim üyesi buradaydı. Beş buçukta adliye kapanınca sadece ailelerden birer kişinin baro odasında beklemelerine izin verildi. Üç dört kişilik aile grubu buradayız. Geri kalanlar adliye civarındaki kafeteryalarda kararı bekliyorlar.

Bu süre içinde eşimi bir iki defa gördüm. Bütün yargılamadaki hoyratlığa rağmen aralarda kaçamak görüşme imkânı veriliyordu. Ondan istifade ederek üç arkadaşı da görme imkânımız oldu. Moralleri iyi ama tabii böyle bir muameleye maruz kalmış olmanın acılarını onlar kabul etmese de insan hissediyor. Dünden beri devam eden yorgunluk, uykusuzluk sürüyor.

Karar ne olursa olsun biz onlarla onur duyuyoruz. Bugün adliyedeki büyük kafeteryanın neredeyse tamamı bilim insanlarıyla doluydu. Bu ülkenin bu beyinleri, bu potansiyeli, bu enerjiyi adliye kapılarında saatler boyu harcaması gerçekten yargılamanın kendisi kadar hüzün verici geliyor. Ama Türkiye’de öyle şeyler yaşanıyor ki, insanların çocuklarının cesetlerini buzdolabında sakladığı bu ülkede bu çekilenlerin lafı bile edilemez.

Bir taraftan da insan haklarının, demokratik kuralların, anayasanın askıya alındığı bu ülkede buna maruz kalan insanlara karşı büyük bir dayanışma gösteriliyor. Bütün bu tehditlere rağmen bu dayanışma sürüyor. Türkiye’nin geleceğe yönelik ümidini de bu genç insanlar temsil ediyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları