Neyse ki erken gitmişim. Basın girişini arıyorum saf saf. Bir Komisere soruyorum; bana küçük bir kapı ve önünde yüzlerce taraftarın hıncahınç içeri girmeye çalıştığı yeri işaret ediyor. Ve sonra sanırım benim o kalabalığa ümitsizce bakışımdan etkilenip acıyor; kuralları çiğneyip içeri alıyor beni. “İçeri” dediğim bariyerleri aşıyorum sadece.
Yine ona buna “Basın girişi nerede?” diye sormayı sürdürüyorum. Ve sonunda içeri giriyorum.

Gözyaşları sel gibi
Koridorlar kalabalık mı kalabalık. Herkes yerini bulma derdinde oraya buraya koşuşturuyor. Nihayet bir tanıdık yüz “Şuradan gir” diyor. Dolu Siyah - Beyaz tribünlerin coşkusunu görünce birden her şeyi unutuyorum. Gözyaşlarım aktı akacak. Fakat o ne; müzik o kadar yüksek ki etrafımdakilerle konuşmam imkânsız. Kulaklarım zonklamaya başlıyor.
Bu arada basına ayrılan bölümün çevresindeki koridorlar bile ayakta insanlarla dolu. Bedavacı kaynıyor her yan. Birden boğazım yanmaya gözlerim yaşarmaya başlıyor. Her halde bağırarak konuşmaktan diye düşünüyorum. Ama yanımdaki arkadaşlarım da aynı durumda. Biri “gazdan” diyor. Yani yaş dolu gözlerin duygulanmakla alakası yok.
Çatı aralığından bakıyorum; etraf yoğun duman içinde.
Öğreniyoruz ki stada gelmeye çalışan taraftarlara gaz sıkılmış ve o gaz bize kadar ulaşmış. Bu kadar tecrübeye rağmen yine de “bir gerekçe olmalı” diyorum saf saf. Ve içimden “yazık belki de maça giremeyenler olacak” diye düşünüyorum. Bir gün sonra öğreniyorum ki elinde bilet biriki değil birçok insan, hatta loca sahipleri maça girememiş. İyi de tribünler hıncahınç doluyken hatta koridorlarda bile ayakta bir sürü insan varken bu nasıl oldu? Bu insanlar o kadar biletli taraftar dışardayken içeri nasıl girdi? Canhıraş Passolig’i savunanlardan bir açıklama bekliyorum şimdi. İstediğiniz kadar kameralı denetime para yatırın, stat kapılarına sahip çıkamadıktan sonra boşuna.
Bir başka açıklamayı da polisin maça gelmeye çalışan çoluk çocuk insanların üstüne gaz sıkma nedenini anlamak için bekliyorum. Hem de bir gün önceki protokol açılışında Başbakan’ın centilmenlik temennilerine rağmen. Bu kadar vicdansızlık niye?
Üstelik maaşları bizim cebimizden çıkan, bize hizmet için var olan güvenlik güçleri hangi hakla bize bunları reva görüyor? Biber gazı sıkmak için bu kadar heves niye? Kapanışı da açılışı da gaz yiyerek yapan Beşiktaşlı taraftara, futbolseverlere bu düşmanlık niye? Bu ceza ne için? Ayrıca binlerce taraftarı deniz tarafındaki parmaklıkların arasına açılmış iki aralıktan hem de biri protokol kapısının yanından içeri almak hangi dahiyane güvenlik düzenlemesinin ürünü?

Modernlik nerede?
Gelişen teknolojiyi sıkı takip ediyoruz. En yeni arabalar en yeni telefonlar olmazsa olmazlarımız. Modern binalar, statlar yapıyoruz. Ama iş organizasyona, tesisleri kullanma biçimine gelince o ileri teknolojinin çok çok gerisindeyiz.
İnsanları sürü gören derebeylik kültürü egemen oluyor her yere. Oysa bu statlara yatırılan para yine halktan, sporseverden geliyor. Taraftar bütçesinden kısıp yüksek fiyatlarla bilet, kombine alıyor. Sonra da kendi malı olan modern stat kapısında ilkel bir şiddete uğruyor. Maç izleme hakkı elinden alınıyor.
Bu beceriksizliğin, beceriksizlik değilse zulmün sorumluları kim?
Mert olun sorumluluğunuzu kabul edin ve… Ya bi istifa edin ya.