Gülengül Altınsay

Bombalar patlayınca

14 Temmuz 2016 Perşembe

Nihayet imzalar atıldı ve Gökhan Gönül Beşiktaşlı oldu. Tam da ben yazımı yazmaya başladığım sırada. Hayırlı olsun hem Beşiktaş’a hem de Gökhan Gönül’e.
Büyük kulüpler arası transferlerde ne ilk ne de sonuncusu olacak bu. Ama nedense böylesi transferlerde gerekli olgunluğu gösteremiyoruz bir türlü. Misillemeler, tehditler, kınamalar ardı ardına geliyor. Fakat Gökhan Gönül cephesinden baktığımızda söyleyecek hiçbir olumsuz eleştiri bulamıyorum kendisine. Hatta Gökhan bu transfer sürecinde örnek bir durum sergiledi bile diyebiliriz. Eski kulübüne saygısını birlikte çalıştığı insanlara minnetini çok net bir şekilde gösterdi. Üstelik on beş yıl önce yaptırdığı bir kartal dövmesi olmasına rağmen. ‘Futbolcu hangi takımın formasını giyiyorsa o takımı tutar’ diyerek polemiklere de son noktayı koydu.
Sonuçta Beşiktaş yaşı geçkin de olsa Türkiye’nin en iyi sağ bekini kadrosuna kattı.
Yine bir başka güzel haber de eski dost Mrmiç’in Beşiktaş’a kaleci antrenörü olarak geri dönmesiydi. Yıllardır kaleci antrenörlüğünün önemini anlatmaya çalışırım. Cordoba’nın böyle bir göreve getirilmesi gündeme gelmişti hatta. Sonra bir sürü olayın ardından her şey altüst oldu. Umarım Mrmiç kaleciliği kadar antrenörlükte de başarılı olur. Ve iyi bir örnek olur.

Savaş hayatı çekilmez kılıyor
Yabancı futbolcuları ülkede tutma aşamasında bir başka büyük dertle karşı karşıyayız; terör. Terör ve savaş her şeyi yıkıyor yakıyor zaten. İş hayatın her alanına, tabii ki futbola da sıçradı maalesef.
Ülkemizin koşulları nedeniyle yabancı futbolcular “El âlemin ülkesinde bir de terör kurbanı olmayalım” diye kendilerini daha güvenlikli ülkelere atma derdinde şimdi.
Beşiktaş’ta Sosa meselesi çıkmadan önce de bunu öngörmek mümkündü. Bu yüzden hep “barış, barış” diye çırpınıyoruz. Savaştan çatışmadan belki yöneticiler fazla zarar görmüyorlar ama halk dolayısıyla ülke büyük zarar görüyor. Ve ateş düştüğü yeri yakıyor. Genç yaşta çocuklarını kaybeden ailelerin bundan sonra hayattan zevk alabileceklerini düşünebiliyor musunuz? Ne olacaksa olmalı ve ülke en azından iki yıl öncesine dönmeli. Yoksa biz sıradan insanların günlük hayatı, şiddetin gölgesinde iyice sıkıntılı olacak.

B planı olmalı
Sosa’nın güvenlik gerekçesiyle Beşiktaş’tan ayrılmayı istemesinin ardından kulüpte kalıp kalmama belirsizliğini koruyan oyuncular Atiba ve Gomez. İkisi de çok önemli Beşiktaş için ama Atiba’nın yeri başka. Ne yapıp ne edip Atiba hiç olmazsa bir yıl daha devam etmeli. Ve bu süreçte Atiba’nın yerini dolduracak oyuncu bulunmalı. Aslında geçtiğimiz sezon bu durumlar öngörülüp önlem alınmalıydı. Ayrıca, sözleşme bitimine bir yıl kalan futbolcularla yeni anlaşmalar yapılmalıydı, anlaşma yapılamayanlar transfer listesine konmalı, bunlardan bonservis geliri elde edilmeliydi. İsmail Köybaşı örneğinde olduğu gibi, sakatlığı zamanında kahrını çektiğiniz bir futbolcu kulübe gelir getirmeden gitmezdi o zaman.
Belli ki Beşiktaş’ta B ve C planları yapılmamış. Umarım bundan sonra olur. Yoksa “Biz bu işi biliyoruz ki şampiyon olduk” havasıyla takım toplama takıma döndürülürse işler fena halde sarpa sarar. Neye uğradıklarını şaşırırlar. Son pişmanlık da fayda vermez…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları