Hava soğuk mu soğuk. Taraftarlar belki de bu yüzden pek itibar etmemiş bu maça. Oysa ki takımların karakterleri dikkate alındığında mücadele zevkle izlenecek bir maçı vaat ediyordu bize. Ne var ki sahanın zemini soğuk havalar düşünülmeden inşa edildiğinden buz üzerinde geçti maç.
Karşılaşma başladığında beklenenin tam aksine Osmanlıspor savunmasını ileri kurup özellikle hızlı oyuncularıyla Beşiktaş’ın zayıf yanını sınava soktu adeta. Böylece Beşiktaş’ın rolünü kaptı ev sahibi takım. Çünkü Siyah-Beyazlılar atakta öldürücü pas trafiğini gerçekleştiremedi. Sürekli bağlantılarda kopukluklar oldu. Kartal daha çok sağ kanadından Quaresma’nın da içinde olduğu ataklarda etkisizdi. Buna karşın defans arkasına atılan toplarla büyük boşluklar bulan Osmanlıspor çok daha etkindi. Bu süreçte bir de gol buldular Rusescu ile.
Anlaşılacağı üzere defans arkasına atılan topla. Beşiktaş gerçek kimliğine bir türlü dönemiyordu. Skora denge getiren gol bir duran toptan geldi. Quaresma’nın ortası ve Gomez’in kafasıyla. Ve o ana kadar neredeyse topla hiç bir ilişkisi olmayan Gomez maça dahil oldu.

Hakem eli görmedi
Ama Osmanlıspor işin sırrını çözmüştü bir kere. Beşiktaş savunmasının ağırlığını değerlendirmekte ısrarlıydı. 1. yarı biterken Ndiaye ile yeniden öne geçmekte zorlanmadı. Uzatma dakikasında maçın hakemi Alper Ulusoy, Bilal’in el’ini göremeyince Beşiktaş bir penaltıdan oldu.
2. yarıya Siyah-Beyazlılar Olcay-Kerim değişikliğiyle ve golle girdi. Skora yeniden denge getiren gol Oğuzhan’ın başlattığı Sosa’nın uzaktan harika vuruşuyla bitirdiği organize bir atakla oldu.
Beşiktaş’ın bir gole daha ihtiyacı vardı hem kendini hem de maçın hakemini kurtarabilmek için. “Beraberlik bile Beşiktaş için iyi” dediğimiz bir anda 90’da Sosa’nın becerisiyle gelen 3. gol Kartal’a yeniden üç puanla liderliği de getiriverdi.