Gülengül Altınsay

Final bol gollü olsun

12 Temmuz 2018 Perşembe

Tipik Dünya Kupalarından biri daha; grup maçları heyecanlı başlıyor, takımlar genellikle büyük ligler düzeyinde oynuyor ama ne zaman ki elemeli maçlara sıra geliyor işin rengi değişiyor. Daha doğrusu futbol renksizleşiyor; gol yememeye öncelik veren bir oyun, risk almayan sıkıcı bir futbol başlıyor. Sonuç: 1-0’lar ya da seri penaltı atışları... Çünkü hiç kaybetmezseniz penaltı atışlarıyla dünya şampiyonu olabilirsiniz. Hırvatistan son iki turu penaltılarla geçti örneğin. Baksanıza Fransa da göze hoş gelmeyen fırsatçı oyununun ödülünü final oynayarak aldı.
Ayrıca finale kadar takımlar faklı farklı yollardan geçiyor. Bazılarının yolları daha kolay olabiliyor. Fransa’nın geldiği yol bayağı zorluyken İngiltere ve Hırvatistan tarafı oldukça düzdü örneğin.
İlk kez denenen Video Hakem (VAR) uygulamasının da yine kimilerine daha fazla yaradığı açık. Gruplarda Fransa Avustralya’dan üç puanı VAR’ın verdiği penaltıyla aldı mesela.

En büyük sürpriz
Sonuçta İspanya’nın, Brezilya’nın, Almanya’nın olmadığı ilk dört arasında en büyük sürprizi İngiltere ve Fransa yaptı. Fransa’nın gençleştirilmiş kadrosunun bu kadar çabuk sonuç alacağı da, herkes Messi, Ronaldo, Hazard, De Bruyne’yi tartışırken turnuvanın yıldızının (Mbappe) Fransa takımından çıkacağı da öngörülerimizin dışında kaldı açıkçası. Ya İngiltere’ye ne demeli? İngilizlerin bile en fazla çeyrek final bekledikleri genç takımın geldiği yere bakın. Çeyrek finalde İsveç’e karşı oynayan takımda 33 yaşındaki Young dışında herkes ‘young’tı (gençti). Ayrıca Southgate, Premier Lig’deki oyun düzeyine yakın bir anlayışla sahaya sürüyor takımını. Ünlüler karması yerine uyumlu bir takım yaratmış.
Tabii Premier Lig’in en iyileri öteki ülke takımlarındaydı. Özellikle Belçika’da ve Fransa’da. Ayrıca bir de yorgunluk sorunu var. Belki bu yüzden Hırvatistan ve Belçika durağandılar. Tamam en azından ilk dörde girmeyi başardılar ki bu çok büyük bir başarı ama elemeli maçlarda hiç de kendilerinden beklenen oyunu gösteremediler. Fransa-Belçika yarıfinalinde De Bruyne bu sezonki 57. maçını oynadı mesela. Belçika, diri Fransa’nın vur kaç futboluna karşılık veremedi.
Ve sıra Fransa’nın ardından ikinci finalistin belirleneceği Hırvatistan-İngiltere maçına geldi dayandı. Modric büyük usta ama takım yavaşlamıştı son maçlarda. İngiltere’de ise olağanüstü oyuncular yok fakat takım olarak daha diri ve isteklilerdi. Duran top golleri ise takım çalışmasının ürünüydü.

Yaslanan golü yiyor
Ve İngiltere-Hırvatistan yarıfinal maçı temsilcimiz Cüneyt Çakır’ın düdüğü ile başladı. Çakır’a şans diliyor ve daha maça yeni ısınıyorduk ki İngiltere 5. dakikada golü buluverdi. Turnuva boyunca sergilediği atak oyunuyla ve duran topları iyi değerlendirmesiyle. Ne var ki İngilizler de geleneğe uydu; avantajlı duruma geçtikten sonra kazaya uğramamak için alan daraltmaya başladı. Hırvatlar yine de topa sahip olmayı başardılar. Ve hatta 68’de oyunun iyice yavaşladığı bir anda örgütlü bir pozisyon olmasa da şişirme bir topla beraberliği sağladılar. Hırvatlar daha sonra topa da oyuna da hakim oldular. Bir topları direkten döndü ama maçın uzatmalara gitmesini önleyemediler. Ama bu baskının sonucunu İngiliz savunmasını 6 pasa iterek uzatmaların 109. dakikasında aldılar. Kalan dakikalarda geçmişteki hatalarını yinelemediler skoru koruyarak finale çıktılar. Sonuçta 2 yarıfinal de izleyene pek zevk vermedi ne yazık ki. Umudumuz artık finalde.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları