MHK Başkanı Serdar Tatlı oyuncuların maçlarda centilmenlik dışı vakit harcama sorununu “hakemler çözemez” açıklaması yapmış. Tam da Fatih Terim’in 1-1 sonuçlanan Kayseri maçı sonrası yaptığı konuşmanın ardından. Terim Kayserili oyuncuların vakit harcama numaralarına rağmen hakemin sadece 5 dakika uzatma oynatmasından şikâyetçi olmuştu. Ve hakemlerin bu tarz oyuncuları cezalandırması gerektiğini, tercihlerini futbol oynamaktan yana kullanmaları gerektiğini söylemişti. Hoca konuşurken ben konuşuyorum sandım bir an. Ta 1990 yılında zamanın Güneş gazetesinde çıkan 2. ya da 3. yazımın başlığıydı: “Maç kaç dakika”. Bizde maçların çok durduğunu, futbol severlerin ödedikleri paranın karşılığını alamadığını filan yazmıştım. O günden bu güne futbolcuların centilmenlik dışı hareketlerle maçı sabote etme yöntemleri çok gelişti. Ve bu tarz hareketler bırakın eleştiriyi övgü aldı özellikle yabancı takımlarla yapılan maçlarda; “akıllılık”, “profesyonellik” olarak değerlendirildi. Hakemler de bizim tribünden gördüklerimizi bile göremez oldular. Taç atışları dakikalar aldı, en küçük müdahale ile kendini yere atmalar, hatta kendi faul yapıp sonra yerde kıvranmalar aldı başını gitti. Ben yazmaktan usandım ama onlar hiç usanmadılar.

‘Yatsana’

Bu konuda en tepkili olan taraftarlar da Beşiktaş taraftarları oldu. Böylesi nedenlerle çok maç kaybettiler belki de şampiyonluklardan oldular.(Son dakikalarda gol atıp 3 puanı kurtardığı o yılları anımsayın). Sonra “...yatsana yatsana ...sen de yatsana” tezahüratları doğdu Beşiktaş tribünlerinde.

Evet Serdar Tatlı’nın dediği gibi bu sorun sadece hakemlerin çözebileceği bir sorun değil. Değil de sorunun çözümünü başlatacak olan hakemler. Daha doğrusu MHK. Önce yatan biri olduğunda topu dışarı atma kararı hakemlerde olacak. Sadece kafaya olan darbelerde durduracaklar oyunu. Sonra da ellerindeki kartlarla işi çözecekler. Yeter ki korkmasınlar. İtirazlara gösterdikleri hassasiyeti sakatlığı abartanlara ve zaman çalanlara fazlasıyla göstermeliler. Çünkü onlar futboldan çalıyor.

Sonra sedyeyle çıkıp anında oyuna girmek isteyeni de birkaç dakika kenarda tutacaklar ki iyice iyileşsin, akıllansın diye. Ama hakemlerin arkasında durmak da çok önemli; medyasıyla, hocasıyla, futbolcusuyla, en önemlisi taraftarıyla.

Evet sayın Tatlı. Yapacağınız çok şey var ve bu işi önce siz başlatacaksınız.

Düşüyoruz

Ancak bizde herkesin aklında futbol değil skor var. Gollere, penaltılara, ofsaytlara bakıyoruz sadece. Futbol ne kadar oynanmış, oyunun kalitesi ne durumda ilgilenen yok. Terim de, Kayseri maçından 3 puanla çıkmasa konuyu gündeme bile getirmeyecek belki.

Önümüzde Fenerbahçe Beşiktaş derbisi var mesela. Ve herkesin aklı yine “kim kazanak”ta. Oysa ki bu maçın bence en önemli tarafı 2 genç ve cesur teknik adamın vereceği taktik mücadelesi. Kadrolara bakıldığında tabii ki Fenerbahçe üstün. Erol Bulut bolluk içinde, Sergen Yalçın ise yokluk içinde ilk 11’lerini oluşturacaklar.

Dileyelim, skordan çok oynanan "oyunun kalitesi" öne çıkar. Çünkü bu günlerde buna çok ihtiyacımız var.