Maç öncesi tahminler her zaman tutmaz. Taraflar arasında büyük güç farkları olsa da. Bir Fenerbahçe’nin pozisyonuna bakıyorsunuz bir de Eskişehirspor’un. Aralarında uçurumlar var.
Bu ülkede kaybetmeye tahammül yok biliyorsunuz. Böyle düşündükçe hepimiz kaybediyoruz ama Pereira bu milli ruh halimizi iyi kavramış olmalı. Zor gol yiyen bir takım oluşturmaya çalıştı bugüne kadar. Böylece ligin 1. yarısında en az gol yiyen takım oldu Kanarya.
Dünkü maçta da farklı bir Fenerbahçe izlemedik.
Pereira’nın EsEs karşısına çıkardığı Souza-Mehmet Topal-Ozan Tufan üçlüsü savunma işlevlerini çok iyi yerine getirdi ve böylece gerideki yedili blok çok iyi çalıştı.
Öyle oldu ama ilerideki Nani-Fernandao- Markovic üçlüsüyle akışkan ve örgütlü bir bağlantı kurulamadı. Ancak bekleri ileri çıktığında forvetleri verimli oluyor Fener’in. Aybaba beklere karşı önlem alınca bu da olmadı.

Futbolsuz ilk yarı
Tüm eksiklerine rağmen Eskişehirspor ilk dakikaları atlattıktan sonra çok daha organize ataklarla karşılık verdi güçlü rakibine. Ama ligdeki pozisyonları gereği onlar da aşırı temkinli, dolayısıyla etkisizdiler. Bu durumda pozisyonsuz, futbolsuz bir ilk yarı izledik. Gol ya duran toplardan ya da bireysel yeteneklerden gelecekti. Ya da hakem kararlarından.
Öyle de oldu. Fernandao’nun şutunda Sezgin’in eline çarpan top tartışılabilirdi ama Nani-Emre mücadelesinde Alper Ulusoy’un neden penaltıya hükmettiği anlaşılır gibi değildi. Ve Fenerbahçe hiç pozisyona bile giremediği karşılaşmada Fernandao’nun vuruşuyla öne geçti.
Şimdi herkes konuşacak ama asıl soru şu: Ulusoy aynı penaltı kararını Eskişehir lehine verseydi ve ardından EsEs’lilere gösterdiği sarı kartları Fenerlilere gösterseydi neler olurdu bu memlekette?
Biraz hareketlenen 2. yarıya da yine hakem Ulusoy’un kararı damga vurdu. Topa müdahale ettiği pozisyonda Eskişehirli Alpaslan’a 62. dakikada kırmızı kart gösterince güç dengesi iyice bozulmuş oldu. Üç puanın kime gideceği bir bakıma belirlenmiş oldu. Kaleci Buffen’nin hatasından Fernandao’nun attığı 2. gol ardından Persie’nin attığı 3. gol ise en başta hakemi rahatlattı. 88’de Kadlec’in on sekiz içinde Eskişehirli Meye’nin yüzüne gelen dirseğine değinmeye bile gerek kalmadı.