Gülengül Altınsay

Herkes haklı

01 Eylül 2016 Perşembe

2016 fiyaskosundan sonra Terim ortadan kaybolmuştu. Hatta “Herhalde istifa edecek” yorumları bile yapıldı saf saf. Öyle olmadı tabii. 2018 eleme maçlarının arifesinde yeniden ortaya çıktı. Ve o da konuştu. Aslında istifa etmişmiş de TFF Başkanı kabul etmemiş. İstifanın sorumluluk duygusuna sahip insanlar için onurlu bir eylem ve tek yanlı bir irade beyanı olduğunu bir yana bırakalım. Çünkü böyle bir türe pek rastlanmıyor ülkemizde. Terim’in sözlerinden anladık ki tabii anlayabildiğimiz (!) kadarıyla, aslında biz Milli Takım için üzülmemeli hatta sevinmeliymişiz. Bardağın dolu tarafına bakmalıymışız hep. Ve tabii bu durumda bu işlerin en başındaki kişi olarak kendisine de haksızlık yapmamalıymışız. Geniş düşünmeliymişiz. Öyle ya 2018 olmaz 2022 olur o olmaz 2026 olur. Bekleriz biz. Onun takımın başında olduğu yıllardaki gibi Terim’le birlikte TV’den izleriz finalleri.

Değirmenin suyu
Olağan bir hazırlık maçı basın toplantısını, hep kendini anlattığı uzun ve ağdalı bir “ulusa sesleniş”e dönüştüren Terim’in çarpıcı sözlerinden biri de şu:
“TFF, devletten para almıyor”. Yani “Bizim maaşlar, primler halkın parası değil TFF’nin parası, size ne oluyor”… Peki TFF nereden kazanıyormuş bu paraları? Demirören cebinden mi veriyormuş?
TFF bir kamu kuruluşu. Gelirleri yayın haklarından, sponsorlardan, kulüplerden gelen paralar… Yayıncı halka abonelik satmazsa, açık TV kanalı reklam almazsa, reklam veren ve sponsor halka mal satmazsa bu paralar ödenir mi TFF’ye? Devletten gelse gene de iyi, doğrudan halktan geliyor bu paralar…
TFF’nin mirasyedi gibi dağıttığı paralar, bu ülke çocuklarının futbol oynaması için altyapıya, ülkedeki seyir ve oyun kalitesinin artması için gerekli yatırımlara harcanması gereken kaynaklar… Terim’in, “Türkiye Futbol Direktörü” olduğu bu ülkenin şampiyonu, Şampiyonlar Ligi takım listesine yazacak altyapıdan gelmiş 4 futbolcu bulamıyor!

Temize çeken çekene
2016 fiyaskosunun sorumlusu “halka karşı hata yapan birkaç futbolcuymuş”. Halk deyince, millet deyince akan sular duracak tabii. Halka karşı ne yapılmış, kimler yapmış belli değil. Oysa durum açık. Euro 2016 sırasında Arda Turan arkadaşları adına, onların ödenmeyen primlerini istemiş, ardından da Terim’in buyruklarına uymamış… Bunun halkla ne ilgisi var?
Durum açık: Puan kaybedilen maçlardan sonra “Şu kadar pozisyonumuz var, bunları atamazsan maçı kaybedersin”, diye futbolcuları suçlayan, kazanılan maçlardan sonra ise “Futbolcular verdiğim taktiği sahaya yansıttı” diye başarıyı kendine yontan Terim şimdi Arda Turan’ı denize atıyor ve gemisini yürütüyor. Tamam olabilir. “Bu benim takım üzerindeki otoritemle ilgili bir karar” der geçersiniz. Bunu “halk”, “millet”, “ilke” sözcüklerinin arkasına saklamak neden?
Aziz Yıldırım da geçenlerde bir kanalda “kendisini kahraman herkesi FETÖ’cü” ilan etti. Fenerbahçe’nin maçları bomboş. Başkan ise başarısızlıklarını kabul edeceğine, kaybedilmiş şampiyonluklar dahil her şeyi komplolara bağlıyor. Şimdi moda bu: Başkalarına yüklenip kendini temize çekmek, özeleştiri ve istifaya hiç yanaşmadan iktidarını sürdürmek. Biz halkız, çok aptalız ya buna inanıyoruz. İnanıyor muyuz sahiden?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları