Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Koptuk düşüyoruz
Sadece skor olarak değil oynadığı oyunla da sezona kötü başladı Beşiktaş. Üstelik tecrübeli diye alınan yaşlı oyuncular da beklentisi olanları bile hayal kırıklığına uğrattı bu süreçte. İmkânlar çok zorlanarak yapılan bu transferlere ve bu transferleri yaptı diye düşünülen Sergen Yalçın’a gözler çevrildi hemen. Çünkü en kolayı teknik direktörü eleştirmekti. Bir de Sergen gibi futbolculuğunda yeteneği tartışılmaz bir futbolcu olmak birçok kişinin gizliden gizliye kıskançlığını biriktirmiş olmalı. Eleştirilerde haklılık payları olsa da fazla ileri gidenler hatta teknik direktörlüğünü sadece Beşiktaş’ın efsane oyuncusu olmasıyla açıklayanlar bile oldu. Her şeyi; kulübün durumunu, yönetim yapısını ve şeklini, imkânsızlıkları bilmeden ya da dikkate almadan yapılan bu eleştiriler doğal olarak Sergen Hoca’yı üzdü. Ve geçen pazartesi akşamı Denizli galibiyetinin ardından duygularını açıkladı hoca. Özetle “Hangi koşullarda çalıştığımı bilmiyorsunuz, hangi fedakârlıklarla çalıştığımı bilmiyorsunuz, bilip bilmeden eleştiri yapıyorsunuz” demeye getirdi.
Ekip seçme işi
Zaten şu bir gerçek ki bir yerde bir başarı ya da başarısızlık varsa bu bir tek kişiye bağlanamaz. Bu bir ekip işidir. Bu bir ekip oluşturma işidir. Yönetim, teknik kadro hatta taraftar gidişattan bizzat sorumludur. Ayrıca Sergen Yalçın, yönetimden ne kadar destek alıyor bilen var mı gerçekten? Bu destek “Biriz, sana güveniyoruz” demekle olacak bir şey değil. Tabi bu tarz ifadeler de önemli ama daha önemli olan icraatta ne kadar destek olabiliyorsunuz. Yönetimde ya da profesyonel kadroda futbol şubesini yapılandıracak, Sergen Yalçın’la konuşabilecek, onu etkileyebilecek, onun sahadaki işine yoğunlaşmasını sağlayacak kaç kişi var mesela? Sergen Yalçın’ın bu anlamda çok yalnız olduğunu düşünüyorum. Bu benim kişisel fikrim.
Son değil başlangıç
Yalçın’ın sürekli şikâyet durumunda olması hiç hoş değil tabii. Aslında Beşiktaş teknik direktörlüğünü bir son değil başlangıç olarak değerlendirmeliydi. Bilgiye, uzun vadeli yapılanmaya, kolektif çalışmaya açık olmalıydı. Bunu talep etmeliydi. Onun için sezon başı Lucescu, bir çeşit saha dışı yapılanma sorumlusu olarak düşünüldüğünde mutlu olmuştum. Lucescu’nun pozitif yaklaşımını da biliyorum. Ama sonra bir şekilde olmadı. Niye olmadı, orası da ayrı bir konu ama neyse.
Oysa ki 100. yılda Lucescu ve Sergen Yalçın ikilisi, biri teknik direktör, diğeri takımın beyni olarak uyum içinde şampiyonluğun gelmesinde çok önemli katkı sağlamışlardı. Nasıl milli takım yeniden yapılandıysa Beşiktaş takımı da eldeki imkânlara göre sürekli gelişen ve başarıya giden, en önemlisi de bol transfere gereksinim duymayan bir sürece girebilirdi.
Biz bize yeteriz
Geleceği olan bir takım kurma, gelir-gider dengelerini kurma gibi amaçlardan da uzaklaşıldı böylece. Yine yaşlı oyuncular, yine kiralık oyuncularla günü kurtarma derdine düşüldü. Yani Beşiktaş’ta da diğer takımlarda da değişen bir şey yok. Kafalar aynı. Buradan da şu sonuç çıkıyor; giderek futbol seviyesi düşen ligimizde birbirimize karşı aldığımız galibiyetlerle övüneceğiz sadece. Arada bir takım şampiyon olacak ama sorunlar daha da büyüyecek. Daha ne kadar büyüyebilirse...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- THY krizi büyüyor
- Erdoğan, Özgür Özel ile bir araya geldi!
- Rıdvan Dilmen'den penaltı ve şampiyonluk yorumu
- 23 Nisan töreninde tek genel başkan…
- Erdoğan'dan 'Özel ile randevu' sorusuna yanıt
- Benjamin Brand kimdir? Benjamin Brand hangi okul mezunu?
- Kulüpler Birliği ile TFF arasında gergin toplantı!
- Bakanlık, Müge Anlı'daki yayını ihbar kabul etti
- Arapçayı anlamadı, Türkçeye çevirtti
- Sivasspor'un penaltısında karar doğru mu?