Gülengül Altınsay

Sahada biter

18 Mart 2021 Perşembe

Pandemi koşullarının güçlükleri bir yana ilk defa 40 haftalık bir sezon yaşıyoruz. Bu son derece sıra dışı bir durum. Oyna oyna bitmiyor. Bazı takımlar 12, bazı takımlar 11 maç oynayacak daha. Ama garip bir şekilde ‘lig bitti’ havası oluşturuluyor tam da Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi öncesinde. Oysa ki ligin bittiği falan yok. Tamamıyla algı operasyonu bu. On bir haftada çok şey değişebilir çünkü.

Ama var olan eğilim bir şekilde ‘lig’i bitirtmemek’ ve Fenerbahçe’yi bir şekilde yarışta tutmak. Dolayısıyla Beşiktaş’ın puan farkının artmasını önlemek. 

Pasta büyük olunca

Malum futbol çok çok büyük bir ekonomi ve herkes bir yerinden dahil olmak ve daha büyük parça koparmak derdinde.

Tamam da sattığınız ve üzerinden kazanç sağladığınız şey ne; futbol. O zaman satmak ve kazanmak için ürününüzün iyi olması gerekmez mi? Peki futbolun yeniden yeniden üretildiği yer neresi; saha. Evet futbol tekrar tekrar sadece sahada üretiliyor. Tıpkı bir fabrikada üretilen ürünlerin sadece fabrikada sermaye ve emek buluşturularak üretildiği gibi. 

Yani dış mihraklarla sadece sahadaki futbolun belki skorunu değiştirebilirsiniz ama futbolun kalitesini artıramaz tam tersine oluşturduğunuz adaletsiz ortamla, kısacası kusurlu ürünle insanların hevesini de kaçırır seviyeyi düşürürsünüz. 

Bırakın oynasınlar

İşte bizim futbolumuz. Her geçen gün kan kaybediyor. O yüzden bırakın da futbol oynamak isteyenler oynasınlar, kazanmayı hak edenler kazansınlar. Düşün futbolun yakasından artık.

Ayrıca bizim futbola dair en önemli zaafımız futbolu bildiğini sanan her türlü yönetici yani karar sahibi olanlar. Hâlâ bir sezonda 20- 25 yeni futbolcu alarak başarı geleceğini umut edenler var mesela.

Şimdi hemen herkes neden başarı yok diye Erol Bulut’u eleştiriyor. Fakat kimse bu kadar çok futbolcu alırsanız hemen 1. sezonda nasıl başarı olabilir diye sormuyor? Sorunun kendisi zaten çok futbolcu almak değil mi? 

Beşiktaş tam tersine maliyeti düşük oyuncularla daha az değişkenli bir takım kurdu. Ve şimdi en azından oturmuş bir oyun sistemi ve giderek birbirini anlayan bir oyuncu grubu var. 

Bu önemli. Sahaya müdahale edilmezse de bu özellikleriyle emeğinin karşılığını da alacak gibi.

Tamam herkes kendi cebini, kendi gücünü, kendi şanını düşünüyor. Ve futbolun sadece sahada gelişeceğine inanmıyor. Borçlara limitlere takılan da yok. Baksanıza transfer çılgınlığı aynen sürüyor. Şampiyon olunmazsa da Albayrak’ın dediği gibi milyon dolarlar sokağa atılmış olacak. Oysa ki her sene şampiyon olunacak diye bir kural yok. Bu bir. İkincisi akıllı, iş bilen yönetimler parayı sokağa hiç bir zaman atmaz. Çünkü futbola yatırım yapan bunun sonucunu da er geç görür. Fakat o kadar dış müdahale olmadan başarı elde edilemeyeceğine inanılmış ki. Başkasını kafalar almıyor.

Evet bir derbi öncesi biz futbolseverlerin tek bir dileği var: Bırakın futbol sadece sahada oynansın. Hakemler renklere bakmadan gördüğünü çalsın. Futbol oynamak isteyenler zırt pırt düdüklerle engellenmesin. Kazanan da kaybeden de onuruyla kazansın ya da kaybetsin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ha hakem ha referee 25 Nisan 2024
Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları