Şaibe kötü bir şey. Adı üstünde şaibe; hileli, en hafifiyle kuşkulu. Ve daha da kötüsü netlik kazanamama hali. Öyle olunca da hiçbir zaman unutulamaması. Şaibeseverlerin sandığının aksine zaman içinde kabullenilememesi. Hatta günbegün büyümesi, dallanması, budaklanması.
Mesela 1992- 1993 sezonunun resmi şampiyonu Galatasaray’dı değil mi? Peki, Beşiktaşlıların o sezonu artık unuttuklarını mı sanıyorsunuz? Ya da 2003-2004 sezonu şampiyonluğunu Fenerbahçe’ye kaptırdıklarında yaşanan olayları.
Şaibe hiçbir zaman unutulmaz.
Evet resmiyette kazanan değişmez ama bir de resmi olmayan tarih vardır. O gerçek tarihi ise silmek mümkün değildir.
 
Futbolun cazibesi
Şaibenin kaynağı ise manipülasyon. Futbol büyüdükçe futbola giren para arttıkça futbolda şaibeler de arttı doğal olarak. Çünkü para her şeyin önüne geçtiği gibi futbolun da önüne geçti. Futbol aracılığıyla güç ve iktidar kazanmak isteyenler çoğaldı. Sonuca gitmek için, ‘kazanmak’ için her yol mubah sayıldı.
Maçlar, tribünler maniple edilmeye çalışıldı.
Lyon’da yaşadıklarımız da bu anlamda ilginçti. Ve benim için de bir ilkti. Çünkü ben öyle bir ‘taraftar’ kitlesini ilk kez gördüm.
Türkiye’den giden 3 bin taraftarın dışında Avrupa’dan özellikle Almanya’dan gelen binlerce kişinin futbolla, Beşiktaş’la bir alakalarının olmaması garipti. Uzun süre gözlerim Beşiktaş’a dair bir işaret aradı o tribünlerde. Ama ne Beşiktaş bayrakları görebildim ne formalarını ne de tezahüratlarını işitebildim. Silme Türk bayrakları vardı sadece. Fransızların da kışkırtmasıyla provokasyona çok açık bir görüntü içindeydiler. Neredeyse maçın oynanmaması ya da yarıda kalması peşindeydiler. Daha maç bitmeden de otobüslerine binip gittiler zaten. Açıkçası yine de çok ucuz kurtulduğumuz bir geceydi o gece.
 
Aman dikkat
Şimdi sırada bu akşam Beşiktaş Vodafone Arena’da oynanacak rövanş maçı var. İnsanlar referandumun da etkisiyle diken üstünde, gergin. Buna bir de son dönemlerde giderek artan kendinden olmayana düşmanlığı ekleyin. Ve insanların içlerinde biriktirdikleri, ortaya dökemedikleri öfkeyi.
İşte tüm bunların eşliğinde oynanacak Beşiktaş-Lyon maçı.
Neyse ki Lyonlu taraftarlar olamayacak tribünlerde. Yine de Beşiktaşlı taraftarların çok çok dikkatli olması gerekiyor. Çünkü Lyon’lu futbolcular, özellikle kalecileri provokasyon ustası. En son oynadıkları olaylı Bastia maçında da Fransız basını Lyon’lu futbolcuları suçladı zaten.
 
Mazic şüphesi
Bu akşam bir de maçın hakemi Milorad Mazic sorunu var. Şimdiden şaibeli kendisi. Beşiktaş’ın Benfica ve Arsenal maçlarından. Her iki karşılaşmada da lehimize verilebilir penaltıları es geçmişti. UEFA’nın yine bu hakemi bu maça vermesi ise garip.
Ve fakat şu saatten sonra akıllı ve sabırlı olmaktan başka yapılacak bir şey yok.
Kartal’ın kadrosunda önemli eksiklikler var. Hem de savunmasında. Bu yüzden zor bir maç bizim için.
Ama aklımızla, sabrımızla, seyirci desteğiyle, sonuna kadar mücadele ederek niye olmasın? Tabii şans da bizimle olursa…