Bugün canım ne futbol seyretmek ne de yazmak istiyor. Yine bir kadın cinayeti, yine bu ülkede bir kadın olmanın ne kadar zor olduğunun hatırlatıldığı günler yaşıyoruz.
Şimdi Özgecan için ağlıyoruz.
Kadının nasıl giyineceğini, nasıl davranacağını, nasıl düşüneceğini belirleyen çağdışı kafalar olduğu ve hatta belirleyici olduğu müddetçe maalesef biz ağlamaya devam edeceğiz.
Kurtuluş kadının özgürleşmesinde. Kafalarda kadınla erkeğin eşit olduğunun idrak edilmesinde. Erkeklerin kendilerine hak olarak gördükleri şeylerin kadınlar tarafından da yapılmasının yadırganmadığı bir ortamın yaratılmasında.
Kadına evde annelik kariyeri biçen resmi ideolojiye ve futbolda da yeniden üretilen erkek egemen kültüre karşı protesto önemli. Herkes aklını başına toplamalı. Gerçekten yeter artık.
İşte böylesi bir ruh haliyle izlemeye başladık Beşiktaş’ın Bursaspor’la olan mücadelesini.
Gündüz maçı seyir zevki olarak hep savunduğum bir şey. Ne var ki Olimpiyat Stadı’nın engebeli zemini ve rüzgâr sonradan da başlayan yağmur bu zevki ortadan kaldırdı. Hem faul sayısını artırdı hem de top kayıplarını.
Buna rağmen futbolcular özverili ve tempolu bir futbolla başladılar oyuna.
Bursa karşılaşmanın başında Beşiktaş’ın baskısıyla geriye çekilmek zorunda kaldı. Ama orta alanda değişerek oynayıp topu dikine ve hızlı kullandıklarında tehlikeli oldular ve zaten maçın ilk golünü de böyle buldular.
Buna karşın Siyah - Beyazlılar kalabalık ve enerjik geldiler rakip alana. Ama Sosa ve Gökhan’ın ayağına baktılar hep. Bunda da haklıydılar sanki. Nitekim çok iyi oynayan bu ikilinin örgütlü gelmesiyle Beşiktaş skoru dengelemeyi başardı.
Hakemlerle bir de ben uğraşmayayım diyorum ama 62’de Fernandao’nun Franco’ya yaptığı hareket net kırmızıydı. Ama hakem öyle yorumlamadı.
Aslında bu dakikalarda Bursa daha etkiliydi. Bunda Sosa’nın oyundan düşmesinin etkisi de vardı. Ve Bilic, Oğuzhan-Kerim takviyesi yaptı önlem olarak.
Özellikle son yirmi dakikada Bursa oyundan düştü geri çekildi. Beşiktaş’ın yaptığı değişiklikler de olumlu olunca Siyah - Beyazlıların etkisi giderek arttı. Atiba, Sosa, Oğuzhan aynı hatta olunca Beşiktaş dayanılmaz oluyor. Bu baskı golü de getirdi fakat golde Gökhan’ın becerisi müthişti.
Bizde nedense öne geçen ya da skora oynayan takım aniden mahalle takımına dönüyor. Bu yüzden de son birkaç dakikada atılan karşılıklı goller izledik. En son 90+2’de gelen penaltı golü ise Beşiktaş için üç puanı getiren piyangoydu.