Gülengül Altınsay

Zalim mazlum olursa

15 Nisan 2021 Perşembe

Alanyaspor’un teknik direktörü Çağdaş Atan Beşiktaş yenilgisinin ardından, kalecisinin uzanamadığı top ve santrforunun atamadığı gol nedeniyle şike yaptıkları iftiralarına karşı Franz Kafka’nın sözleriyle cevap verdi: “Kirli bir camdan bakıp herkesi ve her şeyi kirli görüyorsunuz. Bir futbol adamı olarak değil bir insan olarak temennim kalplerimizin iyiliklerle dolu olması” dedi. Ve hayatında ilk defa böyle bir açıklama yaptığını bundan da büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Oysa ki üzüntü duyması gereken kişiler tam tersine oturdukları yerden ona buna iftira atan nerede düzgün bir şey varsa onu anında boğmaya çalışan, ülkeye bir gıdım faydaları olmamasına karşın konumlarını kaybetmemek için her türlü yola başvuran malum kişiler olmalıydı. 

İftirasına uğrayan iki takıma bakın; biri Beşiktaş diğeri Alanyaspor. Teknik direktörlerine bakın biri Sergen Yalçın, diğeri Çağdaş Atan. Yani rakiplerine göre kısıtlı kadrolara rağmen en iyi futbolu oynatan bunu yaparken de futbolu geliştirmek için yeni şeyler deneyen önü açık iki genç futbol insanı.

Ben bu insanlara mı inanırım yoksa bugüne kadar hep ortalığı karıştırmaya çalışmış, kaostan beslenmiş, geçmişlerinde bir sürü mağduriyet yaratmış dolayısıyla güvenilirliklerini yitirmiş insanlara mı? Ne diyeyim bu ülkede Çağdaş Atan’ı bu tarz insanlara cevap vermek zorunda bırakan ortama yazıklar olsun.

Aslında ahlak sınırlarını aşan, hiçbir dayanağı olmayan ithamlara karşılık vermek onların tam da istediği şey. Gündemde kalsınlar da ne şekilde olursa olsun “Dikkate almıyorum” demek bile fazla bunlara. Onun için bu tarz insanları yok saymak bence en iyi cevap olurdu hocam ama neyse.

ÜZÜCÜ OLAN 

Biz futbolseverler için üzücü olan ülkenin neresinde iyi bir şey filizlense, hemen üstüne yüklenip yok etme çabaları. Bu şekilde Çağdaş Atan gibi futbolu geliştiren spor insanlarına nasıl yol açılacak? Diyeceksiniz ki zaten bu insanların istediği de tam bu;  hiçbir şeyin değişmemesi, hatta ortalığın daha da bulandırılması, gerçeklerin karartılması ve tabi eski düzenin aynen sürmesi.

O zaman kulüpleri batıran yöneticilere aynen devam. Nasıl olsa gidişattan memnun destekçilerle birlikte tüm yetersizlikleri çeşitli bahanelerle örtülür, başarısızlıklar alakasız yerlere havale edilebilir. Onca harcanan paraya rağmen geliştirilemeyen futbolun bahanesi hakemlere atılabilir. İlginç olan yıllarca hakem kazalarına en fazla uğrayanların değil de en az uğrayanların feryat etmesi zaten. En zalimlerin en mağdur rolüne bürünüp mağdur ağzıyla konuşması. Böyle bir ortamda hiçbir şey düzelmez. Ve ben bundan böyle bu kadar içi boşaltılmış “mağdur” sözcüğünü kullanmamaya karar verdim. Ta ki mağdurlarla zalimlerin birbirinden ayırt edildiği adil bir ortam oluşana dek. Yeni fikirlerin, emeğin horlanmadığı tam tersine desteklendiği özgür bir ortam oluşana dek.

UMUTSUZLUK YOK

İktidar sahipleri ne zaman mağduru oynamaya başlarsa bilin ki, onların iktidarını sarsacak bir süreç başlamıştır. Zaman dışı kalmış sözde yorumcuların gürültüsü, hep kayırılmış olan yöneticilerin işler kötüye gidince ağlamaları da bazı yerlerde olumlu işlerin yapılıyor olmasından.

Olumlu işleri koruyalım, kollayalım. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ha hakem ha referee 25 Nisan 2024
Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları