Stat değişti ama görüntü değişmedi; boş tribünler. Üç sezondur süren cefanın sonucu bu. Sabır taştı anlaşılan.
Ve sanki tribünlerdeki boşlukları dolduracakmış gibi hoparlörler en sonuna kadar açılmıştı Başakşehir’de. Müthiş bir ses kirliliğiyle başladı maç.
Beşiktaş hızlı ve çok paslı saldırmaya çalışıyordu. Rize ise Beşiktaş’ın pas alışkanlığını alan daraltıp toplu basarak bozuyor ve kaptığı topları hızlı ve uzun kullanarak rakip kaleye iniyordu. Seyretmesi çok güzel dakikalardı bunlar.
Bu arada maçın genç hakemi Alper Ulusoy da bu hıza ufak tefek faulleri görmeyerek katkıda bulunuyordu. Gerçi bir noktadan sonra dağılıp bazı önemli pozisyonları da kesti ama olsun. Kweuke ve Gomez’in ofsayt gerekçesiyle kesilen pozisyonları ise onun değil, yardımcı hakemin hatasıydı.

Rizespor kırılgandı
Rize dengeli ve güçlü bir takım. İlk 15 dakikanın ardından Siyah - Beyazlılar, kanatları kullanmaya başlayınca oyunu rakip alana daha etkin taşıdı. Ancak hem savunmada kırılgan hale geldiler hem de gol pozisyonu bulmakta zorlandılar. Gomez, Rize’nin kalabalık savunması içinde kayboldu. Ama yine de ilk yarıda Olcay’ın çizgiden çevirdiği topa güzel vurdu. Sonuç getirmese de akıllarda kalan en güzel görüntüydü.
Beşiktaş ikinci yarıya bıraktığı yerden başladı. Sadece Olcay çıkmış, Quaresma girmişti oyuna. Rize gibi on sekizi üstünde yığılan bir takıma karşı Quaresma’nın alınması mantıklıydı. Ve ilk buluştuğu topu iyi kullanıp golü de buldu.
Golün ardından morallenen Beşiktaş, gol sayısını arttıracak pozisyonlar buldu. Ne var ki Gomez çok istemesine rağmen bir türlü istediği gibi vuramadı topa. Bu arada Oğuzhan’a parantez açmazsam haksızlık olur. Müthiş çalıştı, her yere yetişti. Sonuçta hak etti ama hiç de kolay gelmedi 3 puan Kartal’a.