Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
2015’in Karanlık Dökümü
Gazeteler ve gazeteciler için 2015 yılı zor bir yıl oldu. Soruşturmalar açıldı, gözaltı ve tutuklamaların sayısı arttı, işsizlik yükseldi, tirajlar düştü, ekonomik sıkıntılar, siyasi baskılar gazeteleri doğrudan etkiledi. Reklam gelirleri siyasi baskılardan etkilendi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin açıklamasından kısa bir özet 2015 yılının gazeteciler için kara bir yıl olduğunu yadsınamaz bir şekilde gösteriyor:
Gözaltı ve tutuklamalar
Tutuklamalar 2015’te de hız kesmedi. 30 gazeteci hâlâ cezaevinde. Ocak-Aralık 2015’te, aralarında 8’i uluslararası medyadan olmak üzere 100 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alındı. Cumhuriyet, Evrensel, BirGün, Yurt, Sözcü, Aydınlık, Taraf, Zaman, Hürriyet, Bugün gazetelerine ve yazarlarına çok sayıda dava açıldı. Davalar “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, “terör propagandası yapmak”, “gizliliği ihlal ve yargıyı etkilemeye teşebbüs”, “kin ve düşmanlığa tahrik”, “hakaret” gerekçelerine dayandırıldı.
Sansür sosyal medyayı hedef aldı
2015 yılında Türkiye’nin dört bir yanından sansür haberleri geldi. 200’ün üzerinde siteye erişim engellendi. 21 Ocak’ta 312 Twitter mesajına erişim yasağı kondu. 27 Şubat’ta Charlie Hebdo haberlerinin yanı sıra bazı Wikipedia ve Facebook sayfaları ile aralarında Twitter hesaplarının da bulunduğu 49 internet sayfasına erişim engeli getirildi. 3 Nisan’da Savcı Kiraz’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada 166 habere erişim engeli getirildi. Haberleri sansürlenen siteler arasında The Independent, The Mirror, The Post, Cumhuriyet, Radikal, Milliyet, Birgün, Sözcü, Sol- Haber, Taraf, Anadolunun Sesi de var. 30 Mayıs’ta Cumhuriyet gazetesine ait sitede çıkan MİT TIR’larına ilişkin habere erişim yasağı konuldu.12 Haziran’da TİB, Adana’daki MİT TIR’larında yakalanan silahlarla ilgili Cumhuriyet gazetesinde çıkan, “Jandarma var dedi” başlıklı habere erişim yasağı getirdi. Aralarında Samanyolu TV, Bugün TV, Kanal Türk ve Yumurcak TV’nin de bulunduğu kanallar, Tivibu, Digiturk, Turkcell TV’den sonra Kablo TV ve Teledünya platformlarından çıkarıldı.
Yayın yasakları, saldırılar
2015 yılında gerçekleşen birçok olaya yayın yasağı getirildi. 25 olayda 17 medya organı akreditasyon ayrımcılığına uğradı. Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında; 70 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. 30 gazeteci tehdit edildiği haber konusu oldu. Sosyal medyadaki tehditler ise sayılamaz ölçülerdeydi. 2 gazeteci öldürüldü. Basın kuruluşlarına yönelik saldırılar önceki yıllarda olduğu gibi sürdü. 14 Ocak’ta Charlie Hebdo özel sayısında seçilen karikatürler gerekçe gösterilerek Cumhuriyet’in dağıtımı bir süre engellendi. Fox TV’nin Ankara Bürosu önüne gelen kimliği belirsiz bir kişi, canlı yayın aracının camlarını taş ile kırdı. Star Medya Grubu’nun binasına bomba bırakıldı. Eylül ayında Hürriyet gazetesi iki kez taşlı sopalı saldırıya uğradı. Ankara’daki binası da geçen günlerde saldırıya maruz kaldı. Sabah ve ATV Grubu ise sözlü ve taşlı saldırıya uğradı. Dicle Haber Ajansı’nın 32 çalışanı gözaltına alındı.
İşsizlik çığ gibi
2015 yılında gazeteciler yine işsiz kaldı. Basın sektöründeki işsizlik Türkiye’deki işsizlik ortalamasının üç katına çıktı. TÜİK 7 bin gazetecinin işsiz olduğunu açıkladı. 2015 yılında TGC raporlarına göre 500’e yakın gazeteci işsiz kaldı. Kısa özet böyledir. Gelişmeler 2016’nın daha iyi bir yıl olmayacağını gösteriyor. Bu nedenle dayanışmanın yalnızca gazeteciler arasında değil, baskının, zorbalığın tüm ülkeye yayıldığı ve sistemleştiği gerçeği dikkate alınarak genişlemesi, genişletilmesi gerekiyor.
Türkçeye özen göstermek gerek
Gazetede haberciliğe ve Türkçeye gerekli özenin gösterilmediğini, “bayağı televizyon ve internet Türkçesi”nin küçümsenmeyecek ölçüde kullanıldığını, haberlerin eksik sunulduğunu söyleyebilirim. Yakın tarihli gazeteden birkaç örneği bilginize sunmama lütfen izin veriniz. Aşırı abartılı başlık örneği: 27 Aralık 2015, 2. sayfa, “Avustralya Noel’i sokakta geçirdi” başlıklı haber: Avustralya gibi yüzölçümü çok fazla bir ülkede milyonlarca insan nasıl sokakta kalabilir? Yangın üstelik merkez kentlerde meydana gelmemiş. Haberi ifade etmeyen başlık örneği: 27 Aralık 2015 tarihli gazetenin, son sayfasında en sağdaki sütunda “Ses yarışmasının birincisi rahip oldu” başlıklı haber; haber sanki yarışmacının daha sonra rahiplik mesleğini tercih ettiği algısı yaratıyor. Mahreci ve kaynağı eksik haber: Aynı haberin hangi kaynaktan geldiğini, hangi mahalden derlendiğini öğrenemiyoruz. Mesela yukardaki Avustralya haberi... Ne mahreç, ne kaynak belli. Sanki haberin, “Cumhuriyet Avustralya muhabiri”nden derlenmiş olduğu sanılsın isteniyor. Eksik bilgi veren haber: 27 Aralık 2015 tarihli gazetenin 1. sayfasında “... Fırat’ın batısına geçtiler” başlıklı haber-spotta, “... Türkiye’nin kırmızı çizgimiz dediği” ifadesinde, Türkiye ibaresini kullanmamak gerekirdi. Bereket versin haberin devamında doğru biçimde Türkiye yerine “Ankara” geçiyor. Ali Kahyaoğlu
Resim başka resmî başka
Cumhuriyet Gazetesi İnternet sitesinde 27/12/2015 tarihinde ana sayfadaki haber resimlerinden birinin başlığı şu şekilde yayımlanmıştır: “Resmi açıklamanın hâlâ yapılmadığı Sabiha Gökçen Havalimanı saldırısı üstlenildi.” Ben de bu resmi açıklayamıyorum. Resmî açıklama olması gerekmiyor mu? Düzeltme işaretine ne oldu? Ayrıca editor@ cumhuriyet.com.tr adresine e-posta gönderildiğinde aşağıdaki mesaj alınıyor: “Posta kutusu dolu.” Gazetenin iletişim adresi olarak verilen e-posta adresinin posta kutusu dolu olur mu? Kadri Demirel
Jazz mı, caz mı?
2 Ocak, son sayfa... Natalie Cole’un ölüm haberinde babasından söz ederken “Jazz efsanesi Nat ‘King’ Cole” denmiş. Bu “jazz” sözcüğünün karşılığı Türkçeye yıllar yıllar önce kazandırılmamış mıydı? “Caz” bütün sözlüklerimize girmiş, kullanımı yaygın, herkesçe bilinen, yazımı da sesletimi de Türkçeye uygun bir karşılık. Şimdi ne oldu da “caz” varken “jazz”e dönüldü? Ne olurdu “Caz efsanesi Nat King Cole” diye yazılsaydı? Bence iyi olurdu. 1 Ocak, 8. sayfa. Başlık: Net, Karadağ’da casino için anlaştı. “Casino” sözcüğü -hem de bu yazımıylahaber metninde dört kez daha geçiyor. “Casino”yu İtalyancadan “gazino” biçiminde almışız. Özgün dilinde okunuşu “kazino” olan bu sözcüğün anlamı müzikli lokanta. Bizde de bu anlamda kullanılır. Batı dillerindeki kullanımında sonradan bir anlam daha eklenmiş: Kumarhane. “Casino”nun bu yazımıyla Türkçede bir işi yok, olmamalı da. “Casino”yu Türkçe bir sözcükmüşçesine ve fütursuzca kullanmak Cumhuriyet’e yakışmıyor. Yerine pekâlâ “kumarhane” denilebilirdi. Bu beğenilmiyorsa “kazino” isabetli bir seçim olurdu. Emre Yazman
Bir de övgü olsun
Bu kadar eleştiri yeter şimdilik. Bir de övgü gerek bize: “Tarafsız ve doğru haberleriniz, cesur gazeteciliğiniz için teşekkürler.” Erkan Çakmak
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'