Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çıkmaz Sokak (09.11.2014)

09 Kasım 2014 Pazar

20. yüzyıl kitlesel kırımların yaşandığı milyonlarca insanın savaşlarda, toplama kamplarında, gaz odalarında yok edildiği yüzyıl oldu. 21. yüzyılın ilk 15 yılında da insanın “kaderi” değişmemiş gibidir. Önceki yüzyılın umut denemelerinin, bir ışık gibi parlayıp sönmüş olsalar da, şimdilik ufukta görünmemesi kapitalizmin mutlak zaferini ilan edenlerin daha da vahşileşmesine yol açıyor. Artık sosyalizmin varlığı koşullarında ister istemez başvurdukları “sosyal devlet” örtüsünü de bir yana bıraktılar. Kendi kurdukları hukuk sistemini, işlerine geldiği gibi hiçbir bahaneye sığınmadan çiğnemekte sakınca görmüyorlar.
Emperyal kapitalizm çılgın çağını yaşıyor.

***

Bizde durum daha vahimdir. Sosyal demokrasi ise yol haritası olabilecek aydınlanma felsefesini neo liberalizmle karıştırmaya, muhafazakârlıkla mücadeleyi çok ucuz projelerle terk etmeye ne kadar hevesli olduğunu gösterdi. “Halk sağdadır” muhafazakâr söylemini benimsemeye, statükoyla uzlaşmaya koyuldu. İdris Küçükömer tezleri sanki yeniden canlanmış gibidir. Üstelik bu durum sosyal demokrasiyi umut olarak görenlere yenilik olarak sunuluyor. Serbest piyasa ekonomisinin reformcu bir eleştirisi bile yapılamaz hale geldi.

***

Muhafazakâr olduğunu varsaydığınız halka şirin görünmek için inanç dünyasının kavramlarıyla konuşmaya başladığınızda, eleştirdiğiniz din - siyaset ilişkisinin etki alanına girmekten, laiklikle aranızı açmaktan kendinizi kurtaramazsınız. Parti binasında mescit açarsanız, Validebağ direnişçilerine desteğiniz inandırıcılığını yitirir. Dindar sosyal demokrat namaz kılmak istiyorsa bir zahmet çok uzak olmayan bir camiye gidebilir. Küçükömer Hoca’nın “sol sağdır sağ da soldur” şemalaştırması bile sosyolojik bir durum saptaması olmaktan öteye gidememişti. Şimdi bu yoldan çıkarıcı tezi, muhafazakâr olduğu varsayılan çoğunluğun yoksul kesimlerden oluştuğu gerçeğinden daha farklı anlamlar yükleyerek, bir siyasal programa dönüştürmek pek vahim bir hatadır.

***

Hatadan dönmenin yolu kapitalist sistemin eleştirisine kulak vermekten geçiyor. Sömürü düzenini sürdürmeye her koşulda kararlı olanları, gittikçe vahşileşen “serbest” piyasa ekonomisinin yasa, hukuk, adalet, vicdan tanımaz uygulamalarını eleştirmeye, programınızda, güncel politikalarınızda yer vermeye başlarsanız “muhafazakâr halk”, “dindar seçmen” söyleminin anlatıldığı gibi olmadığını göreceksiniz. Dindar halk sömürünün, yoksulluğun, işsizliğin kıskacındadır. Onun dindarlıkla bir sorunu yok, sorunu kendisini ezen, her geçen gün biraz daha yoksullaştıran sistemledir.

***

Sosyal demokrasinin yalnız Türkiye’de değil Avrupa’da da neoliberalizme teslim olması, sosyalist dünyanın yıkılmasından sonra hız kazandı. Ondan önce yalnız sosyal demokratlar değil, muhafazakâr partiler bile programlarında ve uygulamalarında sosyalist plan ve programlara karşı savunma konumlarındaydılar. Sendikaların sosyalizmin kazanımlarından etkilenen mücadelelerinin bir sonucu olarak sosyal devlet uygulamaları gündeme gelebiliyor, sosyal demokratlar kendilerini komünist, sosyalist partilerin program ve eylemlerine göre ayarlamak gereksinimi duyuyorlardı. Türkiye’de de kurtuluş ve kuruluş yıllarının devrimci ateşini çabuk söndürmüş, Batı âlemine hizalanmayı Demokrat Parti’ye miras bırakmış olan CHP, Türkiye İşçi Partisi’nin yarattığı sol dalga ile kendini “ortanın solu”nda bulmamış mıydı?

***

Şimdi ise gittikçe ivmesini artıran muhafazakârlaşma rüzgârındadır. Bu gelişmenin bir adım ötesi olsa olsa şoven milliyetçiliğe yuvarlanmak olur. Bu tehlike “ulusalcıyız” demekle savuşturulabilecek bir tehlike değildir. Kurtulmanın yolu işsizliğe, yoksulluğa savaş açmak, halkın gerçek derdinin işsizlik, yoksulluk gittikçe açılan gelir dağılımı makası olduğunu anlamaktır. Diğer bütün politikalar bu politikanın ışığında, izdüşümünde gelişir, kendini bulur.
Dindar halkın size oy vermesini mi istiyorsunuz, ona namaz kılmayı öğretmeye kalkmayın, onu biliyor; yoksulluktan nasıl kurtaracağınızı anlatın, işte onu bilmiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları