Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Daha İyi Bir Gazete İçin
Okur iletilerinin ortak konusu ve dileği daha iyi bir Cumhuriyet. Hiç kuşkusuz “daha iyi”nin farklı anlamları, boyutları var. Dokuz aylık zorunlu aradan sonra gelen iletilerde de öncelikle ve özellikle vurgulanan yazım hatalarından arındırılmış bir gazete dileği. Okurlarımız, Ahmet Öner, Göksel Duru ve Nihan Korukçu artan hatalardan haklı olarak yakınıyorlar. Daha önemlisi hataların neden giderilemediğini anlamakta zorlandıklarını belirtiyor, önerilerde bulunuyorlar.
Doğrusunu isterseniz Cumhuriyet’te yazım hataları gazetenin niteliğine yakışmadığı için göze batıyor. Ama yine de üçlü hatta dörtlü bir denetleme sistemine sahip olan “düzeltme” işleminin neden sonuç vermediğini anlamak zor. İlk denetleme, haberi yazan muhabir tarafından yapılmalı. İkinci denetleme uğrağı haberi değerlendiren, üzerinde çalışan, muhabirle ilişki kurarak yeniden düzenleyen haber merkezi olmalıdır. Üçüncü aşamada haberleri, yazıları sayfaya yerleştiren, son halini veren, tüm sorumluluğu üstlenen sayfa editörleri geliyor. Son safhada ağırlıklı olarak genel denetimi ve içerik denetimini yapan yazıişleri yer alıyor. Bu arada haberleri, yazıları teknik olarak sayfaya yerleştiren, asli görevleri olmamakla birlikte gördükleri hatayı düzelten sayfa sekreterleri de sayılabilir. Tüm gazeteyi okumak, düzeltmekle yükümlü, ağır iş yükü altındaki düzeltme servisini saymadım. Demek ki gazete çoklu bir sistemle son halini alıyor. Peki, bu sistem nasıl oluyor da yazım hatalarını önleyemiyor?
Kimi zaman çoklu sistemler “sonraki nasıl olsa düzeltir, nasıl olsa hata görülecektir” rahatlığına yol açabilir. Ama sanırım ikinci sırada yer alan, alması gereken ve son yıllarda gazetelerde ortadan kaldırılan haber merkezinin yokluğu düğüm noktasıdır. Haber merkezleri ve sayfa editörleri hataların her tür sorumluluğunu üstlenmelidirler. Umuyorum kısa sürede, özellikle Cumhuriyet için büyük önem taşıyan sorun giderilecek, gazetecinin genel kültür birikiminin, kendini sürekli beslemesinin bu konuda en büyük hata giderici olacağı da anlaşılacaktır.
Peki, bu arada köşe yazarlarının hatalarını ne yapalım? Değerli okurumuz Ayşe Coşkun’un iletisi şöyle. “Sevgili kardeşim, ‘Rıza Saf Değiştiriyor’ başlıklı yazında kaynak referansında verdiğin ‘..Carl Schmit’ler..’ sanıyorum sonunda bir adet “t” daha istiyor. Küçücük ama önemli. Sevgilerimle. Esenlikler dileğiyle…” Kendisine teşekkür ediyorum, yazarlarımıza çuvaldızı batırmadan önce iğneyi kendime batırmalıyım; bu önemli hatanın sahibi benim çünkü.
Bir diğer okurumuzun sorusu ise Yayın İlkeleri’nde yer alan servis yöneticilerinin davetli gezilere katılmaması kuralı ile ilgilidir. Bu kuralın iki amacı var. Birincisi servis şeflerinin, dolayısıyla gazetenin şirket ve kurumların halkla ilişkiler servislerinden bağımsızlığını güçlendirmek, ikincisi muhabirlere gezilerde edinebilecekleri bilgi ve görgüyü artırma fırsatı tanımaktır. Muhabirlerin şirket haberleri ile ilgili hatalardan arındırılmaları ise servis şeflerinin kolaylıkla yapabilecekleri bir görevdir. Özellikle şirketlerin düzenledikleri üst düzey tanıtım gezilerinde servis şeflerini görmek istedikleri bilinir ama ne yapalım ki Cumhuriyet gazetesinin de koruması gereken ilkeleri ve bağımsızlığı var.
e-posta adresleri
Merhaba, Ben İsveç’te yaşayan sadık bir Cumhuriyet okuruyum. Öncelikle size geçmiş olsun, değerli arkadaşlarınızın da bir an evvel özgürlüklerine kavuşmasını içtenlikle diliyorum. Okurların beklediği başlıklı yazınızı okuduğumda ben de size yazma gereğini duydum. Ne zamandır beni rahatsız eden bir meseleyi Mehmet Sağduyu adlı okurunuz son derece güzel bir yazı ile ifade etmiş zaten. İsveç’ten örnek vermem gerekirse, bir gazetede editöründen redaktörüne, köşe yazarlarına kadar herkesin e-posta adresleri vardır. İstediğiniz an kendilerine ulaşmak mümkündür bire bir. Ben bu imkânı sık sık kullanan bir okurum, bazen yanıt alırım, bazen ise cevapsız kalır, bu önemli değil. Bu en doğal beklentimiz okur olarak. Mesela Türkiye konusunda buradaki gazetecilere kaç kere yazmışımdır, gerek bariz yanlışları düzeltmeleri konusunda veya Türkiye konusunda yaptıkları yorumlara daha dengeli bir yaklaşım takınmaları için.
Cumhuriyet’in yazarlarına da yazdıkları birkaç yazı nedeniyle ulaşmak istedim ancak mail adreslerinin olmaması buna olanak vermedi. Size yazmayı düşündüm, sizin aracılığınız ile ulaşabilirim belki diye ama sonra vazgeçtim. Bu konuya çok önem veriyorum, öyle kolay kolay geçiştirilecek bir mesele değil bence. Zaten eski takım yazarlarınızın hepsinin iletişim bilgileri mevcut, bunu da bir demokratik olgunluk olarak algılıyorum. Tekrar geçmiş olsun. Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.
Kezban Carlsson
KISA KISA
Ses dengesizliği ve videolar
Merhaba, internet sitesinde her videodan sonra alakasız reklamlar çıkıyor, virüs ya da oyun gibi aptal bir şey geliyor. Bir önceki video ile sonraki arasında ses farkı da çok yüksek oluyor. Her defasında bilgisayarın sesini kısmak zorunda kalıyorum. Bu durum gerçekten çok itici… Özgür Birinci
Bulmaca
Sayın yetkili, bu cumartesinin çapraz bulmacası yerine geçen cumartesinin çapraz bulmacasını koymuşlar. Bir açıklama da yok. Okuyucu olarak saygı bekliyoruz… Zehra Top
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?