Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Diren Cumhuriyet’

30 Ekim 2013 Çarşamba
Dünkü Cumhuriyet’in manşeti 90. yılını
kutlanan bir cumhuriyetin halini anlatıyordu.
“Diren Cumhuriyet” diye yazdı arkadaşlar.
Kim direnir? Varlığı tehlikede olan, tehdit
altında olan direnir. Bugün öyle bir durum
var mı?
Ne yazık ki var.
Bu tehlike, bu tehdit, Cumhuriyetin
demokratikleşme konusunda başlangıç
yıllarındaki kararlılığını koruyamaması,
daha doğrusu “demokratikleşiyoruz”
demagojisinin gerçeğin tersine giderek
egemen olması ile ortaya çıktı.
Kurtuluş Savaşı’nın temsil gücü yüksek,
Anadolu ve Trakya’yı kapsayan, demokratik
bir şekilde örgütlenmiş 30’u aşkın
kongre ile başladığını, yerel kongrelerin
ulusal kongreye, Heyeti Temsiliye’ye ve
Ankara’daki Meclis’e dönüştüğünü bilenler,
kurtuluştaki bu demokratik karakterin
adım adım nasıl kemirildiğini, darbelerle,
demokratik olmayan seçim sistemleriyle
nasıl yozlaştırıldığını da bileceklerdir.
***
Bu kemirme eyleminin özellikle laiklik
üzerinden ilerlediğini de bilmeyen
artık herhalde kalmamıştır. Eylemin
sahipleri başarılarını açıkça kutladıkları
için duymayanlar, ihtimal vermeyenler,
demokratikleştiklerini sananlar da yakında
öğreneceklerdir. Şaşırtıcı olan kadınların
hak ve özgürlüklerinin yok edilmesinin
kapılarını açan eylem ve kararların hâlâ
kadınların özgürlüğü olarak tanıtılabilmesi
ve kimi liberallerin de bu gelişmeye alkış
tutabilmeleridir.
Kimi liberaller teokrasi ile demokrasiyi
birbirine karıştırıyorlar; bu nedenle
demokraside hiçbir engel olmaksızın
korunması gereken inanç özgürlüğünün,
dinin kurallarının hemen her alanı kapsaması
olarak algılanması ve benimsetilmesindeki
tuhaflığı göremiyor; kadınların kapanması
özgürlüğünün, kadınların özgürlüğünün
kapanmasına dönüşmeye başladığında ne
diyeceklerini bilemiyorlar.
Kadınlar, şimdi çok küçümsense, sıradan
bir hakmış gibi görünse de seçme ve
seçilme hakkını Cumhuriyetle aldılar. Bu
hak onların toplumun hemen her alanında
var olmalarının kapısını açtı. Şimdi ise
onlara yeniden evlerinin yolu gösteriliyor.
90. yılında Cumhuriyet kadınına söylenen
“evinizde oturun, çocuk yapın ve dışarı
çıkarsanız da kapanın”dır. Bu yeni
durumun inanç özgürlüğü ile hiçbir ilgisi
yoktur. İnancı nedeniyle kapanan kadınlar
arasında bu durumu fark edenler de var
ve onlar toplumsal hayatın dışına sürülme
girişimlerine karşı koyuyorlar, direniyorlar.
***
Laikliğin bugün sorgulanıyor olması genç
Cumhuriyetin kendini koruma güdüsüyle
dinsel hayatı denetim altına alma çabasının
bir sonucudur. Devletin siyaseti dinden
ayırma işini doğrudan denetim altına
alması, bugün devleti denetim altına
alanlara bulunmaz bir hazine gibi geliyor.
Onlar bu örgütlenme ile artık istediklerini
yapabileceklerini yani devleti, Cumhuriyeti
dinselleştirebileceklerini düşünüyorlar.
Toplumsal hayatın her alanı için bir fetva
makamına dönüştürülen Diyanet İşleri bu işi
pek güzel yerine getiriyor. Çok yakında her
türlü eleştiriden yasa yoluyla korunması da
gündeme gelirse şaşırmamak gerekecektir.
***
İki konu bize Cumhuriyetin direnmesi
gerektiğini çok açık bir şekilde
gösteriyor: Birincisi, kadınların yeniden
eve kapatılmasının, çalışma hayatından
uzaklaştırılmasının yolunu döşeyen
adımlarda kendini gösteren laikliğin
kemirilmesidir; ikincisi, her türlü ranta
sıkı sıkıya bağlı olarak çevre hareketine,
bu hareketin toplumsal düzen değişikliği
istemine dönüşmesine karşı girişilen
sistematik saldırıdır.
Cumhuriyet direnecekse işe bu alanlardan
başlamalı, kapitalizmin bu yeni siyasilerinin
ölümcül adımlarına karşı direnenler de yeni
bir Cumhuriyet için 90 yılın derslerini bir kere
daha gözden geçirmelidirler.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları