Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Durun Siz Kardeşsiniz!

10 Kasım 2013 Pazar

Anlamakta zorlanıyor musunuz? Neyi paylaşamadıklarını anlayabildiniz mi? Hangi konuda anlaşamıyorlar? Aralarında ideolojik bir farklılaşma mı başladı? Başbakan Yardımcısı ve AKP’nin iddialı kurucularından Bülent Arınç şu “kızlı erkekli” meselesinde farklı mı düşünüyor? Daha önce Gezi Direnişi konusunda farklı bir ideolojik yaklaşımla mı itiraz etmişti Genel Başkanı’na, Başbakanı’na?
Aslında aynı soruları, sık sık dile getirilen Gül-Erdoğan kavgası ya da Gülen-Erdoğan çatışması konusunda da sorabiliriz.
Bir ideolojik kavga söz konusu olsaydı kuşkusuz ona büyük önem vermek gerekecekti. Çünkü o zaman siyasi güçlerin ülkenin temel sorunları çevresinde yeniden şekilleneceğini, güçler dengesinin değişebileceğini, kartların yeniden dağıtılacağını söyleyebilecektik.
Öyle olmadığı görülüyor.

***

Aralarında ideolojik bir kavga yoktur, yalnızca hükümet etme tarzında, kadroların paylaşılmasında, yetkilerin gelecekte nasıl dağıtılacağı konusunda anlaşamıyorlar? Kuşkusuz hükümet etme meselesi de derinlikli bir konudur ve ucundan kıyısından ideolojik farklılıkları çağrıştırır ya da o tarafa doğru gitme eğilimi gösterir.
Gülen-Erdoğan çelişkisinde de ortaklıkla yürütülmüş işler sona erince başlayan karşılıklı güç gösterisinden; tasfiye eğilimi güçlendiğinde adliyede, poliste, bürokraside sahip olduğu gücü yitirmek istemeyen cemaat hareketinin direnişinden söz edilebiliyor.
Güçleri ölçüsünde ileri geri salınan bu kavganın da ideolojik bir anlamı olduğunu söyleyemeyeceğiz.
Tarzlarda, söylemlerde ve politik hedeflerde, örneğin Batı ile ilişkilerin yürütülme biçiminde farklılıklar var, ama o kadar. Sonuçta Türkiye’nin bir İslam ülkesi haline getirilmesi, laikliğin olabildiğince törpülenmesi ortak hedeftir ve bu nedenle de ideolojik bir farklılaşma yoktur ortada. En antidemokratik girişimlerin kriminal yürütücüsü olmuş bir hareketin arada bir “demokrat” bir üslup kullanması liberal arkadaşları heyecanlandırıyor olabilir; ama aslında ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. PKK ile girişilen müzakerelere Gülen hareketinin itirazlarında da bölgede etkinlik kavgasından başka bir etken doğrusu görünmüyor ve bu kavgaya daha militan bir biçimde Hizbullah’ın da katıldığı son ayların kendini gösteren gerçeğidir.

***

Ama Arınç-Erdoğan restleşmesinden hiç kuşku yok, “küs değiller ki barışsınlar”, “bunlar aşırı sevgiden doğuyor” tahlilleri sonuç vermezse siyasi birtakım sonuçlar çıkabilir. Muhalefet de herhalde tartışanlar arasına girecek, “durun siz kardeşsiniz” diyecek değildir.
Sonuçta önemli bir tartışmaya tanık oluyoruz. Bu tartışmaya ideolojik bir gerekçe aramaya şimdilik gerek yoktur. AKP çok sayıda ve büyük iddialarla, çoğunluğu şaibeli işlerle iktidar etmeyi sürdürüyor. Yaptıklarının yasalarla, yönetmeliklerle bir ilgisi yoktur. Çok rahat hareket ettikleri, kimseyi rakip olarak görmedikleri, ideolojik hedefleri doğrultusunda, sistemin sarsılmasından kaygı duyan büyük sermaye ile kavgayı bile göze aldıkları, sermayenin el değiştirmesi hedefine nesnel olanaksızlıklara karşın hevesle sarıldıkları, bu nedenle de pervasız davrandıkları ortada. Öyle işler yapıyorlar ki, çekirdek kadro daralsa bile bu işlerden vazgeçmeyeceklerdir.
Durmak düşmektir, biliyorlar.
İlk kez bu kadar sert bir tartışma ortaya çıkmışsa bakmak gerekir hangi rüzgârlar şişiriyor bu tartışmanın yelkenlerini?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları