Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Her Şey Ölüp Gidiyor...'
Stratejide ve taktikte usta olduklarını kabul etmeli. Sert bir adımla ileri giderken, tepkiyi ustaca ölçüyorlar. Sonra bir geri adım geliyor. Yöntem, “tevil” yöntemidir: “Öyle dememiştik, hiç olur mu, hangi çılgın böyle bir şey yapabilir?” Mümkünse, ki Türkiye’nin içine girdiği sosyal psikolojik atmosferde mümkündür, aynı yönde ve kararlılıkla yürünecektir. Şu TC meselesinden söz ediyorum. Yeni bir “cumhuriyet” kurulacaksa ve bu cumhuriyetin zemini kimi liberallerin sandığı gibi onlara bir hayat tarzı bağışlayacak “modernite” değil de İslam olacaksa, aynı hız ve kararlılıkla devam edeceklerdir.
\nZaten artık durmak ölüm demektir.
\n***
\nHer alanda ve ustalıkla atılan adımlarla, simgelerle yetinmeyeceklerdir. Eğer Cumhuriyet başka bir cumhuriyetle değiştiriliyorsa, yapılacak en önemli iş “kapitalist restorasyonu” da ona uygun başarmak, sermayeyi yüreğinden kendine bağlamak olur. Sermaye el değiştiremiyor. İnşaat işleri ile olsa olsa yeni zenginler yaratılabiliyor. Anadolu’da esnaf ve esnaftan hallice yeni zengin, sistemin yaygınlaşmasının, yeni hayat tarzının ancak koruyucu ve kollayıcısı olabiliyor. Bu durum belki kadrolaşmalarda işe yarayabilir, partinin kaynaklarını zenginleştirebilir, “hizmet”i yaygınlaştırabilir, ama varlığına itiraz edilmemesi gereken “kapitalist moderniteyle” köklü bir barışı, derin bir uyumu sağlamaz. Sorunu, o kapitalist modernitenin, büyük sermayenin yüzünü güldürecek köklü adımlar çözer. O adımın adı da “sendikayı öldürmek” olur. Öldürüyorlar zaten. Türkiye’de sendikacılık 1960 öncesine döndü, dönmek üzere.
\n***
\nBir yandan biat kültürünü sendikacılıklarının amentüsü yapan federasyonlar “yetkilerini” artırırken Türk-İş ve DİSK bir başka paralel âlemde yaşıyor gibidir. Türk-İş’te muhalefet sendikacılık anlayışı konusundaki itirazlarını çoktan törpüledi, hedefini Türk-İş’te yönetime geçmekle sınırladı. Genel olarak sendikal hareketin kapsamlı bir değerlendirmesini ve güçlerin birleştirilmesi amacını bir yana bıraktı. Kendini de gücünü de daraltmayı seçti. DİSK ise ne olduğu tam anlaşılmayan bir olağanüstü genel kurulla yeni yönetimini seçerken konunun yalnızca yeni bir yönetim seçmek olduğu izlenimini vermeyi sanki ısrarla istedi.
\n***
\nOysa ağır bir saldırı altında olan sendikacılığın tartışılması gerekiyordu. Türkiye’de sigortalı işçilerin yüzde 10’u, yani yalnızca 1 milyon işçi sendikalıdır. AKP hükümetinin yeni işkolu barajı sistemi yetkili sendika sayısını kademeli olarak geçilecek yüzde 3 barajıyla 52’den 23’e indiriyor. 6 işkolunda yüzde 3 barajını aşabilecek sendika sayısı sıfırdır. Kendisine uzun bir iktidar ömrü biçen ve bunun için her şeyi yapabileceğini gösteren AKP’nin sistemine göre sendikalar kısa bir süre sonra sendika olmaktan çıkacak, zararsız derneklere dönüşecekler. Bu tarihte sendikacılık 1960 öncesine benzeyecek, sermaye sınıfı içinse hayatlarının oryantalist “la dolçe vita”sı ve büyük ittifakın zirvesi olacaktır.
\n***
\nPeki böyle bir durumda sendikalar, konfederasyonlar, muhalefet birlikleri neyi tartışır? Yönetimde kaç kişiyle temsil edileceklerini, başkanın kim olacağını, sekreterin hangi sendikadan seçileceğini mi? Yoksa başa gelen büyük felaketin nedenlerini ve mücadelenin nasıl yürütülmesi gerektiğini mi? Sorunun ne olduğunu nerede olduğunu, sınıf sendikacılığının nereye gittiğini, ondan geriye ne kaldığını araştırmak gerekmez mi şimdi? Türkiye köklü bir değişim geçiriyor ve bu değişimin motor gücü kendini “demokratikleşme” olarak tanıtan büyük zorbalıktır. İtirazlar aymazlığın pençesinde eriyip gidiyor. Bu her alanda olduğu gibi sendikacılık alanında da böyledir. Şair ne diyordu: “Güneşli bir nisan akşamında / her şey ölüp gidiyor / ve atıyla oynuyor komşunun çocuğu da”
\nOyuncak atıyla oynayan komşunun çocuğu gibiyiz hepimiz.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı