Medyanın 1 Mayıs'ı

06 Mayıs 2013 Pazartesi

\n

1 Mayıs Çarşamba günü İstanbul halkı zor bir gün geçirdi. Emek ve dayanışma günlerini kutlamak, isteklerini artık adı hep 1 Mayısla anılan Taksim Meydanında dile getirmek isteyen işçilere, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere İstanbul Valiliği izin vermedi. Anayasada yazılı toplantı ve gösteri özgürlüğü kullanılamadı. 1 Mayısçılar diğer illerden de ek güç alarak sayıları on binleri aşmış emniyet güçleri tarafından biber gazı ve tazyikli suyla engellendiler, dağıtıldılar. Beşiktaş, Şişli ve bu semtlerin arka sokaklarında yoğun biber gazı yurttaşları etkiledi. Polislerden de yaralananlar oldu. 1 Mayıs törenlerine katılan 17 yaşındaki Dilan ve öğretmen Meral Dönmez ağır yaralandı. Bu yaralılar Valilik tarafından marjinal (ne demekse) ilan edildi. Bir anlamda yaralanmalarına tuhaf bir gerekçe bulunmak istendi.

\n

Peki medya 1 Mayısı nasıl gördü, nasıl anlattı? Merkez medya sendikaların Taksim ısrarıklişesini kullanmaktan hiç vazgeçemedi. Valiliğin açıklamaları hemen her saat başı yinelendi. Sendikalar ve sol partilerin açıklamaları geçiştirildi. Bir kısım medya ise daha baştan 1 Mayısçıları suçlu ilan etti. Medya, Taksim Alanındaki halkın önemli bir kesiminin onay vermediği yayalaştırma adı verilen çalışmaların, oluşan çukurların tehlikeli olduğunu yazdı. Alanın büyük kısmının toplanmaya elverişli olduğuna ve çukurlar için önlem alınabileceğine hiç değinmedi. Taksime gelecek işçilerin dövülerek, gazlanarak nasıl korunduğunu yazmadı. Taksim Meydanının tehlikeli olduğunda medya birleşti. Taksimde bir kişi bile yaralansa biz nasıl hesap veririz? diyen yetkililere yaralananların hesabını sormadı. Medya yaralananlara marjinal adını takan valiliği neredeyse sorgusuz onayladı. Gerçekleri yazmak köşelerini koruyabilen kimi köşe yazarlarıyla iki üç gazeteye kaldı. Medya 1 Mayısta nesnel olamadı; dövenle dövülen arasında ortada bir yerde durmayı nesnellik sandı, ama orada bile duramadı. Kısacası medya 1 Mayısta sınıfı geçemedi.

\n

\n

Haberleri Özgür Suriye Ordusu mu yazıyor?

\n

Cumhuriyet, merkez medya gibi, yandaş medya gibi haberler veriyor. Akçakale Sınır Kapısından Türkiyeye geçmek isteyen Suriyelilere izin verilmeyince olaylar çıktı. Silahların kullanıldığı olaylarda 1 polis şehit oldu.Sanki stadyuma girmek isteyen biletsiz seyircilere polis müdahale etmiş, olaylar çıkmış. Orası bir sınır ve ÖSO katilleri uzun namlulu silahlarla Türk askerini, yurttaşını yaralıyor. Gazete ve internet siteniz AKPnin Türkiyenin başına bela ettiği ÖSOdan haberde hiç bahsetmiyor, Cumhuriyet Suriye haberleri konusunda yandaş medyaya taş çıkartıyor, umarım kendine gelir. Tekin Özmen

\n

\n

Türkçe sözcüklere ne oldu?

\n

\n

TVde olsun, halk arasında olsun Türk ulusu Türkçe sözcük kullanmaktan korkar oldu. Neden? Örnek: Neden ayrıntı değil dedetay”, neden yenilgi ve yengi değil de mağlubiyet ve galibiyet? Ya da neden savunma yerine defans”, köşe vuruşu yerine korner, cankurtaran yerine ambulans”, hoşça kal yerine by bydeniyor? İşin en vahimi Günaydın sözcüğü neredeyse unutuldu. Onun yerine sabahın köründe bile Selamün aleykümdeniyor. İnternet, telefon gibi gâvurdedikleri insanların buluşlarında bile açarken de kaparken de Arapça sözcükler kullanıyorlar. Hiç olmazsa aydınlarımız bu modaya hayırdesin. Tanrı Türkün Türkçesini Türkçe düşmanlarından korusun! Saygılarımla. İlhami Hakverdioğlu Emekli Almanca Öğretmeni

\n

\n

Okurlarla kısa kısa

\n

\n

3.4.2013 Salı günkü Cumhuriyette, Özgen Acar, Timurlenk için Moğol İmparatorudemiş. Timur, Özbek İmparatorudur. Bazı yanlı tarihçiler Türk - İslam, Türk - İslamla savaşmış görünmesin diye gerçeği tahrif etmektedir. Timur anıtlarını görmek için Özbekistana gidilir; Moğolistanda Timurla ilgili bir şey yoktur. Saygılarımla. Necat Özgür

\n

Sanırım gelir güdüsüyle, reklam kokan onca ekonomi sayfası var. Dış haberler sayfası bir sayfa artırılamaz mı? Bu, Cumhuriyete daha fazla yakışmaz mı? Kolay gelsin... Aydın Akça

\n

Muhabirleriniz, sanat galerilerine uğramadan, torpilli amatörlerin sergilerini yazıyorlar genellikle. O zaman değerlilere de haksızlık yapılmış oluyor. Selamlar... M. Kıyat

\n

Cumhuriyet gazetemiz onurlu yayıncılık örneklerinden birini daha 24 Nisan 2013 günü Atatürkte birleştik başlığı ile 1. sayfada verdi. İlgililerin duyarlılığına çok teşekkür ediyoruz. Necdet Çallı

\n

Twitter iyi değerlendirilmiyor

\n

Cumhuriyet Gazetesinin twitter hesabından hiç memnun değilim. Şurada gündemi anlık olarak takip edebildiğim yandaş olmayan bir siz bir de Odatv twitter hesapları var. Ancak Cumhuriyet gazetesinin twitter hesabı deyim yerindeyse çorba halinde. Bazen mükerrer yayınlar oluyor, 2 dakika önce yayımlanmış bir haber 2-3 kez daha yayımlanabiliyor... Daha kötüsü ise ben futbol ya da magazin okuyan, takip eden biri değilim. Niçin twitter hesaplarınızı ayırmıyorsunuz? Her maç günü anlık gol haberleri de yayımladığınızdan Twitter hesabınız sadece bunlarla dolup taşıyor, bizim de twitter ana sayfalarımız maç haberleri ile dolup, diğer yayınların arka sayfalara kaymasına neden oluyor. Ya da gün ortasında gelen bir yayınınızda önemli bir haber var diye tıklıyorum, karşıma görmekten iğrendiğim bir sanatçı bozuntusunun magazin haberi çıkıyor. Her seferinde artık twitter hesabınızı takip etmeyeceğim diyorum, sonra biraz daha şans vereyim diyorum. Ancak düzeltmezseniz eninde sonunda takipçi kaybetmeye başlayacaksınız. Lütfen, futbol ve magazin haberleri görmek istemeyenlere de saygı göstererek, gazetenin twitter hesaplarını konu bazında bölmesini rica ediyorum. Teşekkürler. Alper Oğuz

\n

\n

Genç yazarlara fırsat verin

\n

Merhaba. Cumhuriyet gazetesi 3 nesildir ailecek elimizden düşürmediğimiz bir gazetedir. Tabii ki teknolojinin ilerlemesiyle biz gençler de takibi internet sitenizden gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyet gazetesi kaliteli yazarlarıyla hizmet vermekte biliyorum. Lakin fikrimce, futbol takımlarının altyapısı gibi düşünebileceğimiz, hem yeni yazarlara şans veren, hem de halkın sesini duyurabilecek bir köşe açılması mutlak zarurette gereklidir. Teknoloji çağında sadece cumhuriyet.com.trde bir köşe ayrılarak başına değerlendirmeleri yapacak bir kişinin tahsisi çok da zor olmasa gerek. Okura verdiğiniz kıymet ve yapacağınız değerlendirme için şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Doğancan Oktay

\n

\n

Her eleştiri haklı değildir

\n

\n

Sayın Güray Öz, köşe yazarlığınıza yeni ihdas edilen Okur Temsilciliğigörevi de eklendi; hayırlı olsun. Yeni görevinizde başarılar dilerim. Gerçi gazetede yer verdiğiniz bazı okur mektuplarını okuduğumda, gazete yönetiminin böyle bir görev oluştururken beklediği yararın yüzde kaçı gerçekleşecek acaba diye merak etmeye başladım doğrusu. Öyle ya, biri çıkıyor neden filanın resmini bastığınızı sorguluyor; bir başkası, neden şu sözcüğün değil de bu sözcüğün kullanıldığının hesabını soruyor; birileri de gazetenin çizgisinin saptığından yakınıyor. Ben de yaklaşık 50 yıllık bir Cumhuriyet okuruyum ve gazetemin çizgisinden de, içeriğinden de, dilinden de memnunum. Bu memnuniyet, gazetedeki her haberin işlenişini beğendiğim veya her köşe yazısının altına imza atacağım anlamına gelmiyor elbette. Fakat ben, gazetenin binlerce okurundan sadece biri olduğumun bilincindeyim. Üstelik farklı bakış açılarını öğrenmenin bana zenginlik kattığını da düşünürüm. Bu mektubu yazma nedenime gelince... Okurlarınız arasında benim gibi düşünenler olduğunu da bilmenizi istedim. Kim bilir, belki de makul çoğunluk benim gibi düşünenlerden oluşuyordur. Bu vesileyle, yazılarını büyük zevkle ve yeni bilgiler edinerek okuduğum Turgay Fişekçi, İnci Aral, Kürşat Başar, Zülâl Kalkandelen gibi yazarların gazeteden ayrılmalarına üzüldüğümü belirtmeliyim. Ayrıca gazetenin yazı ailesine genç kuşaktan yazarların katılmasının doğru olacağını düşünüyorum. Sevgi ve saygılarımla... Kurtuluş Gürses

\n

\n

Lideri şikâyet etmekle olmaz

\n

\n

Okurlara açtığınız köşenizde çeşitli okurlardan, görüş ve dileklerini içeren yazılar okuyoruz. Ben de 50 yıllık bir Cumhuriyet gazetesi okuruyum. İnanın eski Cumhuriyeti arıyorum. Değerli yazarlarımıza saygılıyım ama kusura bakmasınlar; bazıları bilinenleri tekrarlayarak sanki günü kurtarmak için bir şeyler yazıyorlar. Politik değinmelerde de sevilen lideri, sevenlerine şikâyet etmekten ziyade; onların neden perişan olduklarını anlatarak gerçekleri önlerine sermek daha yararlı olur diyorum. Esat Yavuztürk

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları