Dış destekli iç savaş, IŞİD saldırıları Suriyelileri vatanlarını terk etmeye zorladı. Resmi olmayan verilere göre 4 milyona yakın Suriyeli komşu ülkelere sığındı. Önemli bir kısmı Türkiye’dedir. Ülkemize gelenlerin fazlalığı bir yandan AKP’nin Suriye politikası, Esad’ı devirme taktikleri, bu amaçla kapıları açmasıyla ilişkilidir, öte yandan Türkiye’nin transit ülke konumunda olması da önemli nedendir.
Şimdiki çekici konumuz ise “Suriyelilere vatandaşlık verileceği” iddiasıdır.

***

Öyle midir bakalım ama önce “eyvah olamaz, verilemez” diye ırkçı nutuk atanlara söylenmesi gereken bir iki söz var: Göç dalgası Güney’den ve Doğu’dan Batı’ya ve Kuzey’e her geçen gün artarak sürüyor, sürecektir. Bu uluslararası planda iyice bozulmuş gelir dağılımının, eşitsiz gelişimin, Batı’nın saldırgan politikalarının kaçınılmaz sonucudur. Mülksüzlerin uluslararası alanda kendiliğinden hareketidir. Savaşlar, açlık, yoksulluk ve başka nedenler göç dalgasını büyütüyor, hızlandırıyor, durmayacak, durdurulmayacaktır. Irkçılar ne kadar yaygara koparırlarsa koparsınlar, böyle olacaktır.

***

Türkiye’deki Suriyelilere gelince; savaştan kaçtılar. Onlara iktidar partisinin günübirlik politikalarının “enstrümanı” olma görevi uygun görüldü. Ya Batı ülkelerini tehdit etmek ya Esad üzerindeki uluslararası baskıyı artırmak ya da muhalefet partilerini “korkutmak” için kullanılıyorlar. Türkiye’deki Suriyelilerin sağlam bir hukuki güvencesi yoktur. Önce “misafir” dediler; olmadı. Şimdi “geçici koruma”dadırlar. Türkiye 1951 Cenevre Konvansiyonu’nu “sınır ülkelerden geleceklere mülteci statüsü vermeyeceği” çekincesiyle imzaladığı için Suriyelilere de ancak “geçici koruma” adı altında sallantılı bir statü uygun görülmüştür.

***

Şimdi gündeme sokulan “vatandaşlık verileceği” iddiası ise neresinden baksanız bir masaldır. Kime vatandaşlık verilecek? 3 milyona yaklaştığı belirtilen Suriyelilere mi? İktidar partisinin elemanları, yandaş medyanın cahilleri konuşup duruyor, gerçek niyet çoktan bellidir. İki temel kriterle az sayıda Suriyelinin vatandaşlığı söz konusu olacaktır. Nitelikli eleman ve Sünni Müslüman olmak şartının aranacağı ortadadır. Türkiye’de çok zor koşullarda barınan, IŞİD zulmünden Irak’tan kaçmış, Şengal’i terk etmiş Ezidilere, Suriye kentlerinden yollara düşmüş Nusayrilere, Süryanilere de verecek misiniz TC vatandaşlığını?

***

İktidar partisinin savaş göçmenlerine, Suriyelilere vatandaşlık vermesi olmayacak hikâyedir. Milliyet’te Mehmet Tezkan yazdı; TC pasaportu alanın kapıya dayanacağını düşünen AB ile ilişkileri çıkmaza sokar; vize muafiyetini bir yana bırakın Schengen vizesini bile imkânsızlaştırır. Irkçı, nefret dolu söylemlerle yaygara koparanlara bakmayın siz, muhalefet partileri de “eyvah AKP kendine seçmen arıyor” diye telaşlanmasınlar, eğer Suriyeli göçmenler vatandaş olursa partilerine, politikalarına kazanmaya baksınlar. Her şey bir yana onların hakkını, hukukunu her koşulda savunmaya soyunsunlar. İktidar partisinin ipliğini pazara çıkarsınlar, meydanı boş bulan demagoglara meydanı dar etsinler.
Edemiyorlar mı; bir zahmet, her anlamda sömürülen mülteciye insan olarak bakan sola kulak versinler.
Orada durumu tane tane, madde madde, hani diyorlar ya, işte tam öyle anlatıyorlar...