Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dönüm Noktası
Deepmind şirketinin geliştirdiği yapay zekâ programı AlphaGo, dünyaca ünlü Go oyuncusu Koreli Lee Sedol’u yendi. AlphaGo’nun başarısı Go ustaları arasında şaşkınlık yarattı.
“Daha altı ay önce amatör gibi oynayan Alpha- Go, 5 ay içinde nasıl bu kadar ustalaşabildi” diyordu Go ustası.
Karşılaşmalar internet üzerinden canlı olarak yayımlandı. İlk karşılaşmayı 100 milyon insan izledi.
AlphaGo’nun başarısı yapay zekâ tarihinde bir dönüm noktası.
***
Dünya satranç şampiyonu Kasparov, 1997’de Deep Blue 2’ye yenilmişti. Tavlada, damada zaten yenilmiştik.
Yapay zekâ karşısında kaybetmediğimiz tek büyük strateji oyunu kalmıştı: “Go.”
Go’cular bununla yıllarca övündüler.
Go’nun satranca göre çok daha karmaşık olduğunu, yapılabilecek hamle sayısının çok daha fazla olduğunu vurguladılar.
Bir yapay zekâ yazılımının Go ustasını yenmesi mümkün değil, dediler. Bunun için en az 100 yıl geçmesi gerekir diyenler de oldu.
***
Go, Çin’de ortaya çıkan, 2 bin 500 yıllık bir geçmişi olan bir strateji oyunu. Oyun hakkında pek çok efsane anlatılır.
Konfüçyüsçüler erdemli bir insanın sahip olması gereken beş özellik arasında Go oynamayı da sayarlar.
Qing Hanedanı döneminde yaşamış ünlü Go ustası Shi Dingan “Go’da ağırbaşlılık ve zarafet entrikalardan üstündür” demiş. Usta Zhang Yunqi, iyi bir Go oyuncusu olmanın sırrını şöyle açıklamış:
“Bir askerin taktik gücü, bir matematikçinin keskinliği, sanatçının hayal gücü, filozofun dinginliği ve güçlü bir zekâ...”
“Yapay zekânın ‘ruhsuz’ zekâsı, saf mantığı ve matematiği kazanmaya yetmez” diyordu Go ustaları.
Peki ne oldu şimdi?
***
Daha da ilginç olanı AlphaGo’ya ilişkin yapılan yorumlar.
Neden mi?
Çünkü Go aynı zamanda insanın kendini ve “rakibinin ruhunu” derinlemesine keşfettiği bir oyun olarak anlatılır.
Koreliler der ki, “Biriyle bir el Go oynamak onunla bir yıl yaşamaya eşdeğerdir.”
Daha ilk oyundan itibaren internet üstünden Go ustalarının yorumlarını okumaya başladım.
Yapay zekâ nasıl bir “ruha” sahipti? Saldırgan mıydı mesela? Hiddetli ya da öfkeli?
Daha önce AlphaGo’ya yenilen Avrupa Go şampiyonu Fan Hui, “İnsan gibi oynuyor” diyordu, “Eğer kime karşı oynadığımı önceden bilmeseydim, garip fakat çok güçlü bir rakibe karşı oynadığımı düşünürdüm.”
Alman Go Şampiyonu Christoph Gerlach, “Kimin insan, kimin makine olduğunu ayırt edemez oldum” diye heyecanla anlatıyordu.
Lee’yi çocukluğundan beri tanıyan kadın Go ustası Young Sun Yoon’un sözleri dikkat çekiciydi:
“AlphaGo, genelde insan gibi oynuyor. Fakat arada öyle hamleler yapıyor ki. Bunlar bir insanın asla yapamayacağı hamleler. Dâhiyane. Yazılım, onu eğiten ustaları gibi davranmıyor ve kazanıyor.”
***
Trevanian’in ünlü romanı “Şibumi” anımsadım birden. Şibumi’ye göre “Satranç tüccarların, Go ise filozofların oyunuydu.” Şöyle diyordu romanda:
“Satranç bir çatışmaysa Go savaşın kendisidir.”
Peki Usta Sedol’un yenilgisini şimdi nasıl değerlendireceğiz?
Savaşın kendisini mi kaybettik?
Amerika Go Birliği’nden Andrew Jackson’un değerlendirmesi dikkat çekici:
“O günün geleceğini biliyorduk. Fakat bu kadar kısa sürede gelebileceğini düşünmemiştik. Şoktayız.”
Gelecek geldi mi?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?