F.Bahçeli futbolcu Emre Belözoğlu, antipatik olmaktan kendini bir türlü kurtaramıyor. Kural dışı davranışlarına alıştık ama şimdi saha dışındaki hareketleri dikkat çekiyor. Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ile girdiği sürtüşmeden söz etmek istiyorum. Gerek var mıydı? Sergilenen tavırlar, büyük oyunculuğuna gölge düşürüyor. Yan yana oynadığı Alex’ten biraz ders alması lazım. Futbol yeteneğini, insanlığı ve iyi ahlakı ile süsleyen Brezilyalı kaptandan öğrenilecek çok şey var. Sanırım Belözoğlu, iyi ve kötü hareketlerde bir ‘ilk’ olmayı seviyor. Davranışlarının kalıtsal olduğunu sanmıyorum. Olamaz da... Olsa olsa sonradan edindiği tavırlar bunlar. Futboluna diyecek yok ama genelde bir sorun var gibi. Zamanla değişir mi? Hiç sanmıyorum. Futbol yaşamımızda böyle birçok örnek gördük. ‘Ağaç yaşken eğilir’, ‘Can çıkar, huy çıkmaz’ özdeyişlerini atalarımız boşuna söylememişler.

Emre’nin Trabzonspor Başkanı ile girdiği söz düellosunda Bordo-Mavili kulübün internet sitesinde yapılan açıklamada itham edici sözler var. “Bir kulübün futbolcusunun bir başka kulüp başkanı ile sınırlarını aşacak şekilde polemiğe girmesi, o oyuncunun nasıl bir terbiye aldığının ifadesidir” deniliyor. Ayrıca Belözoğlu için, “Bu davranışının bir saygısızlık olduğunu, saha içerisinde hakemlere ve rakip futbolculara nasıl davrandığını şimdi çok iyi anlıyoruz” ifadeleri kullanılıyor. Sonuç olarak, bu oyuncunun TFF Disiplin Kurulu’na sevki isteniyor.

Bir futbolcu ile bir başkanın bu şekildeki diyaloğu pek görülen olaylardan değildir. Hele bizim kuşak için hayallerin ötesinde bir davranış biçimi. Değil kendi başkanımızla, diğer başkanlarla aynı yoldan yürümemiz bile imkânsızdı. Şimdi her şey değişti. Çocukların, ebeveynleri ile arkadaş(!) olmaları ile övündükleri bir çağdayız. Sözüm ona demokrasi de geldi. Bence demokrasi değil de demokrasinin suiistimali geldi. Futbolcuların konuşma özgürlüğü yok mu? Elbette var. Ama demokrasi demek, gelişigüzel herkesle kavga etmek, sivri konuşarak herkesi suçlamak demek değil. Futbolcu, bir kulübe bağlı oynadığı sürece onu savunacak takım yetkilileri mutlaka vardır. Emre, kulübüne söz bırakmadan tek başına savaşa giriyor. Böylelikle hem kendisini hem de kulübünü zarara sokuyor. Peki kim haklı? Bilemiyoruz. Bu, değerlendirmeyi yapan insanların vizyonlarına göre değişiyor. Hangi taraf haklı olursa olsun, ortada hoş olmayan bir görüntü var. Bence; her ikisinin de davranışı alaturka bir harekettir.

e-posta: hderingor@hotmail.com