Bu başlık, siyasada, Meclis oturumlarında, söylemlerde sık sık gündeme getirilen ve tartışılan bir konu. Hatta o hale geldi ki “Hukuk mu? Guguk mu?” diye işi sulandıran siyasetçiler bile oldu. Zaten biz millet olarak bazı sözcüklere birtakım sıfatlar yükleyerek konuşmaktan zevk alırız. Kendimizi de allame sayarız. Her ne kadar ülkemiz için hukuk devleti denirse de bazı davranışlar ve karşılaşılan olaylar öyle olmadığımızı gösteriyor. Şimdilerde hukuk devleti yerine, hukukçu devleti desek daha uygun olur. Özellikle son günlerde sporla ilgisi olsun olmasın herkesin dikkatinin üzerinde toplandığı şike konusunu da içine alan yasa gündemin esas konusu durumuna geldi. Bu yasa sayesinde ülkenin yarısından fazlası hukukçu (!) oldu. Üstelik, sadece bu konu üzerinde değil, hukukun içindeki tüm konular hakkında da ahkâm kesiliyor. Medeni Kanunu, Ceza Kanunu’nu, mahkeme usulü maddelerini ve hatta hukuk felsefesinin topunu birden biliyoruz. Oysa hukuk fakültesinden mezun olanların sayısı sadece binlerle ifade ediliyor. Bu nasıl iş? Bizim F.Bahçe bu yeni çıkan yasadan çok zarar gördü ve daha da göreceğe benziyor. Ama bu olayın faydası da olmadı değil. Ülkemizin insanları hukukun özünü teşkil eden, İsviçre, Almanya, İtalya gibi ülkeleri hukukçu yetiştirmekte fersah fersah geçti. Şaşıyorum bu Avrupa devletlerine... Bu kadar yetenekli bir devleti nasıl olur da AB kapısından içeri sokmaz. Oysa sadece kapıyı değil bütün kapalı yerleri bize açması gerekir. Aziz Nesin “Türk insanlarının yüzde altmış beşi aptaldır” demiş. Bu söz, dilimize pelesenk olmuş, hemen herkes tarafından kullanılıyor. Aziz Nesin’in eserleri içinde bula bula sadece bu sözü buluyorlar. Nesin’in bu söylemi eskiye dayanır. Ama yıllar geçti, köprülerin altından çok sular aktı. Nüfus bir hayli arttı. Bu yüzde altmış beş oranı değişti mi değişmedi mi bilemiyorum. Bir bilgenin çıkıp da bu konuda fikir beyan ettiğini duymadım. Ama duyduğum bir şey var ki o da, Türkiye’de şike davası ve buna benzer davaların yani “İpe sapa gelmez” davaların sayısının bir hayli fazla olduğu. Hukukçu arkadaşlarımla şaka ediyorum “Bu kadar olay içinde sanırım çok para kazanıyorsunuz” diye. Söyledikeri şu: “Evet olaylar çok ama para yok. Dosyalar önümüzde yığılıp kalıyor.” Özetle; hukuk felsefesinde “hukukun mantıktan doğduğu” yazılır. Aziz Yıldırım için verilmesi düşünülen astronomik cezaya bakarsak bundan kuşku duymamak mümkün değil. Bizim hukukumuz, mantıktan doğmuyor galiba. Ya da bizim mantığımız başka türlü işliyor. Komik bir durumla karşı karşıyayız. Hukuka inanırım ama böylesine değil...