EURO 2012 elemelerinde Almanya ile yaptığımız maçta sürpriz yaşanmadı. Yine düş kırıklığı, yine hüsran. Gruptan çıkmamız varsayımlara bağlı. Almanya, Türkiye’yi yalnız TT Arena’da değil, dünyanın bütün iklim kuşaklarında yenebilecek güçte. Bu maçtan kim sorumlu ve hatalı? Elbette Hiddink! Alışmışız antrenörleri yerden yere vurmaya. Bizim bu kompleksimizi tüm dünya öğrendi artık. Antrenör göndermekte sabıkamız büyük. 20 yıldır devam eden süreçte Türkiye’ye büyük teknik adamların geldiğini biliyoruz. Çoğunun gereksiz olarak işine son verilip, ülkesine gönderildiğine herkes şahit. Ülkesine dönen bu insanların arkasından yakışıksız sıfatlar da takmışız. Löw, genç yaşta F.Bahçe’ye gelmişti. Bu görev sırasında; Aziz Yıldırım ile aralarındaki bir konuşmaya şahit olanların ifade ettiğine göre; “Sen bu takımı şampiyon çıkartır mısın” sorusuna olumlu yanıt vermediği için işinden alınmış.

Bir başka olay; yine yıllar önce F.Bahçe’ye Stankovic isminde bir teknik direktör gelmişti. 1948 Olimpiyatları’nda 3-1 yenildiğimiz Yugoslavya’nın sağ beki idi. Centilmendi. Avrupa, ona “Ambassador” unvanını layık görmüştü. Stankovic ile zaman zaman antrenman yaptık. Türkiye canlısı idi. Onu da sudan nedenlerle harcayıp, ülkesine gönderdik. Üstelik de “Yugoslav Ajanı” diye etiket yapıştırarak. Şimdi sıra Hiddink’te. Birkaç maç sonra onu da gönderecekler. Fısıltı gazetesinde yerine kimin getirileceği bile konuşuluyor.

Peki Löw şimdi neden başarılı? Futbolcuları dünyadan mı değil? Tabii ki hayır. Altyapıdan futbolcular yetiştirildi. Ama onların altyapılarındaki antrenörler bilgili ve becerikli. Bizimkilerin arasında; değil pedagoji, psikoloji, “Tommiks, Texas” bile okumayanlar var. Löw, altyapıdan yetişmiş, yetenekli ve başarılı futbolcuların olduğu bir ortamda yer almış. İyi futbolculara sahip takımın teknik adamının başarılı olması doğaldır. Bizde ise başarı yok ki gelen yabancı teknik adamlar bunun içinde yer alsın ve dolayısıyla da başarılı olsun.

Nedense biz ürünleri yetiştiriyoruz ama futbolcu yetiştiremiyoruz. Çünkü futbolcu yetiştirenler yetişmemiş. Öncelikle onları eğitmek lazım. İşte mesele de burada. Özetle; biz futbolun başarı ve başarısızlıklarını tek bir adama yani teknik direktöre bağladıkça; Avrupa’da bir arpa boyu yol gidemeyiz.