Sosyal medya çıktı düzen bozuldu. Artık eski hiyerarşik yapıda yürümüyor işler. Bilgi tepemizden aşağı yağıyor. Hiçbir şey gizli saklı kalmıyor... Trabzonspor bir maç oynadı Bursa’yla. Yenildi ve Rizespor küme düştü... Tabii sen misin yenilen. Kızılca kıyamet koptu... Oysa Trabzonspor’un maçları biraz irdelense gerçek net olarak görülecek. Hayır, duygular buna izin verir mi? “Trabzon Rize’yi düşürdü.” En büyük dayanak da geçmişte yaşananlar. “Trabzon o zaman da Adana Demirspor’a yenilmişti...” Nasıl bir kara propaganda... Sosyal medya yıkılacak. Çirkinliklerini maskelemek, beceriksizliklerini örtmek isteyenlere mükemmel bir zemin oluşturdu... Trabzon - Bursa maçı... Öyle ki bu eleştiri kervanına bırakın sıradan insanların katılmasını, Trabzonspor Divan Başkanı bile olumsuz eleştirisiyle katıldı... Oysa Trabzonspor, Adana ve Kayseri’ye karşı da çok kötü oynamıştı.
Hatta Rize’de hezimetten kurtulmuş, N’Doye’ye çarpan tesadüfi bir golle kazanmıştı. Kimse Rize’nin 20’den fazla pozisyonu cömertçe harcadığına bakmıyor, Bursa maçından daha kötü oynadığını dikkate almıyordu. Nietzsche’nin dediği gibi “Bütün önyargılar bağırsaktan geliyor”du... Sonuca ve duygulara göre yorum bu toplumun hastalığı... Oysa Trabzonspor bu sezon ilk yarı treni kaçırmış. İkinci yarı tehlikeli bölgeden uzaklaştıktan sonra salmıştı. Nitekim Bursa maçına çıkarken Trabzon son altı maçını kazanamamıştı. Buna mukabil Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Başakşehir’e karşı iyi oynadı. Çünkü kapasitesi var. Güçlü takımlara karşı iyi futbol, güçsüz takımlara karşı kötü futbol... Klasik hedefsiz takımların yaşadığı sendromu yaşamıştı... Ama bunlar kimsenin umurunda değil... Tıpkı Türkiye’nin yaşadıkları gibi: Çıkara, kine, öfkeye, nefrete, düşmanlığa dayalı bakış açısı...