Haydar Ergülen
Haydar Ergülen haydaree@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

A'dan Z'ye

02 Ocak 2012 Pazartesi
\n

\n

Ayı: Ankarada bir sirkte tutsak edilmiş 9 ayı, çıkan yangında dumandan boğularak öldü. İçim yandı. Dumanı gözlerime doldu. Sirkler boşalsın, tutsaklara özgürlük!

\n

Biz: Koca şair Şükrü Erbaş Narcissusun aynasında yalnız kendi suretimiz/ Biz neden başkalarını sevemiyoruz?diyorsa, demek ki Bu Defa Çok Fena”!

\n

Can: Hakkâride 24 askerin, yani 24 çocuğun, yani 24 kuzunun canından ne istediniz?

\n

Dersim: Açılan bir yara kapanmıyormuş, kapanmaz. Anılar, ölülerin dünyada bıraktıkları ruhlarıdır, onlar gelip kapınızı çalarlar.

\n

Emek: İnsanın gözleri daha yaşarken kapanmaya başlıyor. Emek Sinemasının perdesi son kez yavaş yavaş gözlerini kapatır gibi iniyordu aşağı, belki gözyaşlarını bizden gizlemek için. Her zaman seyirciler mi ağlayacaktı? Eski filmlerden biriktirdiği ne kadar gözyaşı varsa, onları bir daha buluşamayacakları seyirciler için döktü Emek.

\n

Faili meşhur: Olduğu için hiçbirimizin meçhulü değil!

\n

Genç: Olmak suçtur! Yaşlandıkça bilge olacağına huysuz ve despot olan ihtiyarlar için bu düşünce hiç değişmez. Devletler de yaşlanır!

\n

Hopa: Şair ceketli çocukKazım Koyuncuyu düşündüm, şimdi burada olsaydı, “Üç Metin diye bir ağıt yakar mıydı? Altıok Metin, Göktepe Metin, Hopa Metin için.

\n

İlk: İlk sevgilimle çok sevdiğim şair Didem Madak aynı gün sonsuzluğa göçtüler. İkisi de avukattı. İstanbul Barosunun vefat ilanı, Cumhuriyette aynı gün yan yana yayımlandı: “hangi duruşmaya yetişecektiniz ki kızlar/daha kaçıncı ki bu, son duruşmanıza çok var dedim ama, son duruşma çoktan bitmiş, karar verilmişti bile!

\n

J: Ucube İnsanlık Anıtı yıkıldı, insanlığın da sapasağlam durduğu söylenemez!

\n

Kiraz: Annesi Mısırı çok özlediği için onun yanına giden kızı Kirazdan, gittiği kedi ülkesinden ağustos sonundan beri mektup yok. Yoksa adımektup olan bir yavru kedi mi gönderecek bu yıl bize?

\n

Liman: Hale Sevalin kitabı Duvarsız Avlu Bozcaada.

\n

Maraş: Faşizmin büyük provası, Hitlerin Kristal Gecesi gibi. İyi de, kapatacağınız defterleri niye açıyorsunuz?

\n

Nar: Aşkın 1001 hali.

\n

Onat: Hiç tanışmadık, ama çok yakınımdır. Gittikçe daha yakın. Yıl sonu gelince o hiç gitmez aklımdan. Dayıma benzetirdim Onat Kutları. Üç yaş arayla gençliklerini alıp gittiler.

\n

Özgürlük: Hastanelerde parmağını dudaklarına götürüp sessizlik isteyen hemşire fotoğrafının hapishane duvarlarını da süslemesi yakındır!

\n

Porno: Aslı Tohumcunun Abis kitabını pornografik bulanlar, bazı harflerin de gençlerin ahlakını bozacağı gerekçesiyle... Tanrım, aklıma mukayyet ol!

\n

Radyo: Kitapsızgenç şairlerden Cenk Gündoğdunun şiirlerinin inceliğine de bayılırım ama, bu yıl yayımladığıRadyonun İçindekiler adlı oyun kitabı, “denizler ortasında yelkensiz bırakılanmültecileri gözümüzün kıyısına kadar getiriyor ve bir daha da gözümüzün önünden gitmiyor bu bahtı siyah, canı siyahlar. Nerdesin Nuhun gemisi?

\n

Sivas: Canlarımızı yakanlardan biber gazı sıkanlara. Demokraside hayli ilerlemişiz!

\n

Şiir: Şahane bir tanım, Arka bahçe.

\n

Tren: Olan anneme oldu, Eskişehirden trene atlayıp İstanbula kuzularını görmeye geliyordu. İki yıl tren yoksa bende de iki yıl şiir yok demektir. Annem trenle gelemedikten sonra şiir yazsam ne kıymeti olur ki?

\n

Uludere: Göğün üstü son çağ, yerin yüzü ilkçağ, manzara ortaçağ. 35 can/sız: Hangi çağ?

\n

Vicdan: Bir yazımda bahsetmiştim Kendi kavramlarımı geri istiyorumdiye. Vicdan da bunlardan biridir. İçi boşaltılınca metafizik bir kavram haline dönüşür vicdan. Oysa kendi hayatınıza çağırdığınızda somut bir şeydir. Somut bir şeyden soyut bir şey olmaya başlayınca iktidarın malzemesi oluyor. Oysa iktidarın bu kelimeyi hiç kullanmaması gerekiyor. Biz bu kavramı mutlaka geri almalıyız. Şiirimizle, romanımızla ve hayatımızla.(Ahmet Telli)

\n

Yeni: Yeni yıl öncesini sevmiyorum. Yıl sonunu demek istiyorum. Hep Turgut Uyarın şiiri geliyor aklıma: başarısız boktan bir kış geçirdik/kanımız bile doğru dürüst akmadı/bir sürü çocuğu öldürdüler.” Kimi Türk olarak doğdu, kimi Kürt olarak, hepsi çocuk ve genç olarak öldüler.

\n

Zeytin: Varlığın varlığımıza armağan.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üvey Sayfa 14 Ocak 2013
Cemali Mektup 7 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları