Eskişehir'e Gidecek Olanlara Bazı Uyarılar

05 Kasım 2012 Pazartesi

\n

Bugünlerde Eskişehire gitmeye niyetiniz varsa, bu yazıyı okumadan yola çıkmayın. Aslında Eskişehire gitmeyin, yoldan çıkmayın demek istiyorum ama illa gitmek istiyorum, sorumluluk benim diyorsanız, yapacak bir şey yok. Buyrun güle güle gidin Eskişehire. Gidin de benim uyarılarımı da göz ardı etmeyin lütfen.

\n

Efendim eski bir Eskişehirli olarak öncelikle şehre gece gitmemenizi salık vermek durumundayım. Olur a, yalnızca Eskişehire mahsus bir grup olan travestiler çıkar karşınıza! Onlar adamı ham yaparlar! Ne bileyim sonra eşcinsellerle filan karşılaşabilirsiniz, onlar da sizi düz yolunuzdan, değil mi efendim, çevirmeye kalkarlar!

\n

Bu da ne, gecenin 10unda üniversiteli bir kız sokakta geziyor, yok mu şu Eskişehirin Mardindeki gibi ahlak ve namus abidesi bir Yeşilay başkanı? Sonra iki tane kılıksız oğlan, kafayı da mı çekmişler ne, bir de üniversiteli olup topluma örnek olacaklar!

\n

Yok yok, bu Eskişehir çok değişmiş çok, hiç eskisi gibi değil! Bir büyükşehir belediye başkanı var, Yılmaz Büyükerşen, herkes hocadiyor, oraya buraya tuhaf tuhaf heykeller kondurmuş kendi yaptığı, koskoca başkanın uğraştığı şeye bak! Ya Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataça ne demeli, halk eğlensin diye etkinlikler yapıyor, gençlerin Eskişehirini yaratmak için çırpınıyor, olur mu efendim, öğrencilere, gençlere bu kadar da yüz verilir mi? Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı da başka işi gücü yok gibi geleneği yaşatmaya çalışıyor. Bu başkanlar geleneği de şimdiyi de geleceği de düşünüp yaşatmaya kararlı görünüyorlar. Sanki bunlarlapeynir gemisiyürürmüş gibi!

\n

Neyse hayırlısıyla sabah oldu da içimiz... O da ne, Porsuk kıyısında el ele tutuşmuş genç kızlar delikanlılar geziyor, nehirde kayıklar yüzüyor, kayıkların içinde çiftler var, şimdi bunlar, bir tenhada can cananı buluncadediği gibi Neşet Ertaşın, tövbe tövbe... Ne opera binası mı, tiyatro salonu mu, senfoni orkestrası mı? Allahım sen benim aklıma mukayyet ol!

\n

Şu karşıdan ilahiler mırıldanarak gelen adamın adı neydi, çoook eski bir adam, Yunus Emre, evet okul kitabında görmüştüm. Yaradılanı hoş gördük Yaradandan ötürü diyor yanımdan geçerken. Bana bir şey mi demek istiyor acaba? Şuna bak, koskoca adam eşeğe ters binmiş geliyor, hem de kahkahalar atarak gülüyor. Nasrettin Hoca mıydı neydi adı, hoşgörünün, güler yüzün simgesiymiş! Gülecek hal mi bıraktı Eskişehir bizde?

\n

Bunlar da kim? Sennur Sezer, Enis Batur, Tuna Kiremitçi, Hüseyin Atlansoy, Rahmi Emeç... Eskişehirli şairlermiş, aman benden uzak olsunlar, bu şairlerin sağı-solu belli olmaz!

\n

Eskişehir çok tuhaf! Sakallısı, takkelisi, başörtülüsü de var, kravatlısı, mini eteklisi, başı açığı da! Burası bana göre değil, ben ufak ufak gideyim. Bu görüp anlattıklarımdan sonra hâlâ Eskişehire gitmek istiyorsanız da gidin, ne haliniz varsa görün! Ben daha da gitmem!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üvey Sayfa 14 Ocak 2013
Cemali Mektup 7 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları