Haydar Ergülen
Haydar Ergülen haydaree@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hepimiz İletişimciyiz!

21 Kasım 2011 Pazartesi
\n

\n

İki gündür aklımda şemsiye gezdiriyordum, yoo bir imge olarak değil, belki bir metafor olarak diyebilirim. Niye metafor diyeceksiniz haklı olarak. Şiir yazanların, benim bilebildiğim kadarıyla çoğunluğu, dünya malı dünyada kalır anlayışını pek benimsedikleri için sözcükler, noktalama işaretleri ve iki sözcük arasındaki boşluk dışında biriktirdikleri fazla bir şey yoktur. Yağmurdan ıslanmayı bile bir külfet değil, nimet sayarlar. Şemsiyeyi de o yüzden başlarının üstünde değil, hayali bir imge olarak kafalarının içinde taşırlar. Bilmem anlatabildim mi? Şu bilmem anlatabildim mi? kalıbını da sanırım ilk kez kullanıyorum bir yazımda ve aslında kendime soruyorum bunu da.

\n

Gelin görün ki bu sabah şemsiyeyle değil, güneşle uyanınca, imge de kalmadı aklımda metafor da. Yağmuru pek severim, orası ayrı. Şiirlerimden dolayı içli, gözü yaşlı, hatta sulusepken diyenler de oluyor ama bazen bulutlu, bazen de yağmurlu deseler daha çok sevinirim. Buluttan, yağmurdan sevinenler yalnızca çiftçiler, ağaçlar değil gördüğünüz gibi bir nevi üretici olan ve çiftçi sayabileceğimiz şiir yazarları da seviniyor bundan. Bu yazıyı yazdığım cuma öğle sularında henüz bir bulut kaynıyor değil İstanbul semalarında, o nedenle nasılsa önümüz yağmur diyerek bir başka mektuba erteliyorum şemsiyeyi.

\n

Böylece yazılamamış ya da ertelenmiş bir yazının nedeni olan güneşin açtığına üzülerek, ne yazsam diye düşünmeye dalmıştım ki... Bu arada Evliya Çelebiden öğrendiğime göre Bolu, Tosya civarındaki Etrak, yani Türkler, 16. yüzyılda Çoğaç derlermiş güneşe, çok aç, bizi çok ısıt, çok aydınlat anlamında kullanıyorlardı bu sözcüğü herhalde. Cep telefonum çaldı, günlük iletişim başladı. Arayan Adnan Azardı. Gençlikten beri şair ve arkadaşım. Konuşurken Bu arada Twitterdaki yazışmaların da iyi gidiyor! dedi. İnsanın gençlikten beri arkadaşlarıyla konuşurken, özellikle bunlar 80 öncesinden kalma arkadaşlıklarsa daha değerli oluyor haliyle, böyle bilmedikleri sözcükleri kullanmaları hayli garip oluyor. Ne gibi, Facebook, Twitter filan gibi. 3 ay önce yitirdiğimiz Seyhan Erözçelik, ‘Faça Defteri diyordu Facebooka. Gayet façalı bir buluş, beni pek ilgilendirmese de bir köşe yazarı olarak kullanıcı hislerine tercüman olma görevini de üstlenerek Facebook hesabımdaki .... kullanıcı adına teşekkürler Seyhan diyorum ve takipçilerime, Facebook yerine faça defteri demelerini öneriyorum!

\n

Adnan Twitter yazışmaları mı demişti, bilemiyorum, yani Twitterda yazılanlara yazışma mı deniyor, bilmiyorum. Ben değilim dedim, benim ne Facebook hesabım var ne de Twitter şeyim, artık ne deniyorsa o şeye! Fakat hayat ve iletişim insana neler öğretiyor, hiç ilgim ve bilgim olmamasına karşın ben bile Facebookta açılan şeyin hesap olduğunu öğrenmişim!

\n

Evet Cumhuriyette yazıyorum ama artık açıklama zamanı geldi sevgili okurum: Ben bir gericiyim! Geçen haftaki Daktilomun Kuşları yazısında da üstü kapalı biçimde biraz söylemeye çalışmıştım, bilgisayarı bile 4 yıldır kullandığımı ve yalnızca yazı yazıp bir de e-posta gönderip alabildiğimi. Fakat sizleri üzmemek ve hayal kırıklığına uğratmamak için devamını getirmemiştim: Evet ne Facebook ne Twitter ve ne de benzeri şeyler... Hiç ama hiçbirinden haberim yok, galiba öğrenmeye de niyetim ve hevesim de yok işin acı yanı! Evet Facebookta adıma açılmış sayfalar var, onlara baktım, beni rahatsız eden bir şey yok, o sayfaları hazırlayanlar benim şiirlerimden, yazılarımdan bölümler koyuyorlar, fakat dediğim gibi ben bir şey yazmıyorum oraya, tıpkı şimdi Twitterda da yazmadığım gibi. Bunu açıklamak istedim.

\n

Bunları da neden yazıyorum: Fazla iletişmekten rahatsızım çünkü! Türkiyede ve dünyada, her konuda iletişimden geçilmiyor ama insanların yalnızlığı giderek artıyor. İletişim bana bazen itişmek, itmek gibi geliyor. Eskiden bu kadar iletişim aracı yoktu ama daha yakındık birbirimize, daha az yalnızdık! İletişim olmasa bunca uzaklık da olmazdı, kendimizi bunca garip hissetmezdik!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üvey Sayfa 14 Ocak 2013
Cemali Mektup 7 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları