Haydar Ergülen
Haydar Ergülen haydaree@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Nisan Açıkhava Sineması

02 Nisan 2012 Pazartesi
\n

\n

\n

\n

Haziranı hazirandan ötürü severim, nisanı her şeyden ötürü. Onu da haziran gibi adından doğru severim önce. Sonra aradalığından ötürü severim. Bir şeyin tam kendisi olmadığı için. Kesinliği, keskinliği olmadığı için bir bakıma. Eylül gibi mi? Değil. Eylül ince ince tüter, kederi değil ama, hüznü tüy gibidir, gelir geçer. Hem kederi de yoktur eylülün. Edip Canseverin yalnız aşkı vardır aşkı olanındizesiyle benzetirsek yalnız hüznü vardır hüznü olanın dememiz gerekir eylül için. \n

\n

Sema Kaygusuzun yeni kitabıKaraduygunda kederlilerle hüzünlülerin arasına bıraktığı cümlelerden birini alırsak, hangisini alacağımı da bilemedim tabii, hepsi de birbirinden kederli, peki şuna ne dersin? Konuklarını yiyecekle mutlu etmenin sığlığına kapılan hüzünlüler, sundukları yemeğin iştahla yenilmesinden büyük zevk duyarlar. Kederliler ise doyurmak isterler. En büyük tedirginlikleri konukların masadan aç kalkmasıdır.\n

\n

Kederliler aradadır, aradakilerdir. Hüzünden ne hüzünbazlar doğar! Hokkabaz gibi, sihirbaz gibi, şakacıktan olduklarını sezdirirler hep. Kederliler öyle midir, onlar aradaki karalardır işte. Bu da bir kederli için oyunbazlık olsun. Nisan geldi ya, ondan. Açıkhavadan, yağmurdan, sinemadan, zalimlikten, aşktan, kaçmaktan, içeriden dışarıdan, evden, sokaktan, Nisan adlı kızlardan, nisan adlı anılardan doğrudur bu neşeli keder ya da kederin neşesi.\n

\n

Şart değildi ama çok eylül yazdım. Haziran şehrine varmak için haziranı mutlaka yazmalıydım. Temmuzu, ağustosu da yazdım. Ne tuhaf; hep yazı yazmışım ya da yazı hep yazmışım, oysa o kadar da düşkün değilim güneşli çorbalara. Yazın kesinliği ve keskinliği de yıldırıcıdır çünkü. Dünyanın sonuna ilişkin hep bir kış kıyamet tablosu çizilir, bense bunun bir yakıcı ve yıkıcı ağustosta olacağını düşünüyorum nedense. Neyse şimdi nisanın sayfasındayız, onun payından çalmayalım, nisan hırsızı olmayalım. \n

\n

Yakınlarda, bir sadeseyirci, bir dörtgözle nisanı bekleyen hevesli ve tıpkı bir oburokurgibi oburizler bir sinema meraklısı olarak yazdığım sinema yazıları yayımlandı, adı da tam bana göre: Sonradan Görme. Orada bu işe nisanı hem karıştırarak hem de karıştırmadan, o zalim geldiğinde kendime sonradan görme demekte bir sakınca görmediğimi de yazdım. Nisanın benim için iki kere bahar olduğunu da unutmadım elbette, biri sinemada, biri iki film arasında bahar. İkisinde de gördüklerimi, her nisanda dünya gözüyle bir kez daha görmenin erincini ise anlatamam. \n

\n

Kimi dolu dolu içine çeker dünyayı, bense dolu dolu gözlerime çekiyordum nisanın perdesinde gördüklerimi. Galiba bunda sonradan görmeolmamın da büyük payı vardı, gerçi bu konuda yalnız olmadığımı da görüyordum! Hepimiz karanlık salonlarda, gözlerimizin içindeydik, ama ne tuhaf, nisan baharından olmalı, kendimizi açıkhava sinemasında sanıyorduk: Nisan açıkhava sineması. \n

\n

Sonradan Görme, içinde şairim Theo Angelopoulosun da olduğu bir yazıyla açılıyor. Metaforlarla beslenen ve filmlerini tarihin, aşkın, Tanrının sessizliğiyle besleyen vesınırı aşmak, ölüm düşüncesini de aşmaktırdiyen sinemanın büyük şairi. Kederliler arasında bir keder bilgesi gibi durdu ve Sema Kaygusuzun kederlileriçin yazdığına benzer, Angelopoulos da hep gözümüzü, gönlümüzü doyurmakistedi, filmden gözlerimizin aç çıkmasını istemedi. İki seyir birden sundu bize iç içe: Hem seyre çıktık onunla hem de seyrettik. Çetin Baskın Altyazıda (Mart 2012) Angelopoulosun ülkesinin şairleri Kavafisin, Seferisin dizelerinin görsel karşılığını bulmaya çalıştığını yazmış. Doğru. Ama buradaki görsel karşılıkacaba bir şiirde en az sözcükler kadar gerekli olan boşluk gibi bir şey olmasın? Belki Angelopoulos da Sessizlik Üçlemesini oluşturan filmlerinde bir görsel sessizlikle yepyeni bir şiir yazmıştır.\n

\n

Bir şairin şiirin bitmemişliğini sezdiği gibi, Angelopoulos da hep tamamlamaya çalıştı. Her nisan gözlerim filmlerle dolu dolu olurdu, şairim öldü, bu nisan gözlerim onun yokluğuyla dolu. \n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üvey Sayfa 14 Ocak 2013
Cemali Mektup 7 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları