Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nisan Açıkhava Sineması
\n
\nHaziranı hazirandan ötürü severim, nisanı her şeyden ötürü. Onu da haziran gibi adından doğru severim önce. Sonra “arada”lığından ötürü severim. Bir şeyin tam kendisi olmadığı için. Kesinliği, keskinliği olmadığı için bir bakıma. Eylül gibi mi? Değil. Eylül ince ince tüter, kederi değil ama, hüznü tüy gibidir, gelir geçer. Hem kederi de yoktur eylülün. Edip Cansever’in “yalnız aşkı vardır aşkı olanın” dizesiyle benzetirsek “yalnız hüznü vardır hüznü olanın” dememiz gerekir eylül için. \n
\nSema Kaygusuz’un yeni kitabı “Karaduygun”da kederlilerle hüzünlülerin arasına bıraktığı cümlelerden birini alırsak, hangisini alacağımı da bilemedim tabii, hepsi de birbirinden kederli, peki şuna ne dersin? “Konuklarını yiyecekle mutlu etmenin sığlığına kapılan hüzünlüler, sundukları yemeğin iştahla yenilmesinden büyük zevk duyarlar. Kederliler ise doyurmak isterler. En büyük tedirginlikleri konukların masadan aç kalkmasıdır.” \n
\nKederliler “arada”dır, “aradaki”lerdir. Hüzünden ne hüzünbazlar doğar! Hokkabaz gibi, sihirbaz gibi, şakacıktan olduklarını sezdirirler hep. Kederliler öyle midir, onlar “ara”daki “kara”lardır işte. Bu da bir kederli için “oyunbaz”lık olsun. Nisan geldi ya, ondan. Açıkhavadan, yağmurdan, sinemadan, zalimlikten, aşktan, kaçmaktan, içeriden dışarıdan, evden, sokaktan, Nisan adlı kızlardan, nisan adlı anılardan doğrudur bu neşeli keder ya da kederin neşesi.\n
\nŞart değildi ama çok eylül yazdım. Haziran şehrine varmak için haziranı mutlaka yazmalıydım. Temmuzu, ağustosu da yazdım. Ne tuhaf; hep yazı yazmışım ya da yazı hep yazmışım, oysa o kadar da düşkün değilim güneşli çorbalara. Yazın kesinliği ve keskinliği de yıldırıcıdır çünkü. Dünyanın sonuna ilişkin hep bir kış kıyamet tablosu çizilir, bense bunun bir yakıcı ve yıkıcı ağustosta olacağını düşünüyorum nedense. Neyse şimdi nisanın sayfasındayız, onun payından çalmayalım, nisan hırsızı olmayalım. \n
\nYakınlarda, bir “sadeseyirci”, bir “dörtgöz”le nisanı bekleyen hevesli ve tıpkı bir “oburokur” gibi “oburizler” bir sinema meraklısı olarak yazdığım sinema yazıları yayımlandı, adı da tam bana göre: “Sonradan Görme”. Orada bu işe nisanı hem karıştırarak hem de karıştırmadan, o “zalim” geldiğinde kendime “sonradan görme” demekte bir sakınca görmediğimi de yazdım. Nisanın benim için iki kere bahar olduğunu da unutmadım elbette, biri sinemada, biri iki film arasında bahar. İkisinde de gördüklerimi, her nisanda dünya gözüyle bir kez daha görmenin erincini ise anlatamam. \n
\nKimi dolu dolu içine çeker dünyayı, bense dolu dolu gözlerime çekiyordum nisanın perdesinde gördüklerimi. Galiba bunda “sonradan görme” olmamın da büyük payı vardı, gerçi bu konuda yalnız olmadığımı da görüyordum! Hepimiz karanlık salonlarda, gözlerimizin içindeydik, ama ne tuhaf, nisan baharından olmalı, kendimizi açıkhava sinemasında sanıyorduk: Nisan açıkhava sineması. \n
\n“Sonradan Görme”, içinde “şair”im Theo Angelopoulos’un da olduğu bir yazıyla açılıyor. Metaforlarla beslenen ve filmlerini tarihin, aşkın, Tanrı’nın sessizliğiyle besleyen ve “sınırı aşmak, ölüm düşüncesini de aşmaktır” diyen sinemanın büyük şairi. Kederliler arasında bir keder bilgesi gibi durdu ve Sema Kaygusuz’un “kederliler” için yazdığına benzer, Angelopoulos da hep “gözümüzü, gönlümüzü doyurmak” istedi, filmden gözlerimizin aç çıkmasını istemedi. İki “seyir” birden sundu bize iç içe: Hem seyre çıktık onunla hem de seyrettik. Çetin Baskın “Altyazı”da (Mart 2012) Angelopoulos’un “ülkesinin şairleri Kavafis’in, Seferis’in dizelerinin görsel karşılığını” bulmaya çalıştığını yazmış. Doğru. Ama buradaki “görsel karşılık” acaba bir şiirde en az sözcükler kadar gerekli olan “boşluk” gibi bir şey olmasın? Belki Angelopoulos da “Sessizlik Üçlemesi”ni oluşturan filmlerinde bir “görsel sessizlik”le yepyeni bir şiir yazmıştır.\n
\nBir şairin şiirin “bitmemişliği”ni sezdiği gibi, Angelopoulos da hep “tamamlama”ya çalıştı. Her nisan gözlerim filmlerle dolu dolu olurdu, “şair”im öldü, bu nisan gözlerim onun yokluğuyla dolu. \n
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Çiçekçiyi yumrukla öldürmüştü: İstenen ceza belli oldu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti