Hikmet Altınkaynak

Aydınlanmanın ışıklı ‘Pencere’si

17 Haziran 2021 Perşembe

21 Haziran, yılın en uzun günüdür. Yaz gündönümüdür. Sonraki günlerde azar azar gündüzler kısalır, geceler uzar.

Yunus Nadi ve Nadir Nadi’den sonra gazetemiz Cumhuriyet’in başyazarı, demokrasinin ve Cumhuriyetin unutulmaz savunucusu İlhan Selçuk’un aramızdan ayrıldığı, ölümsüzleştiği gün de doğanın bu unutulmaz, en uzun gününe rastlıyor; 21 Haziran’a... 

İlhan Selçuk her gün “Pencere”sinde yayımlanan yazılarıyla okurlarını aydınlattı. Onlara yaşam enerjisi, direnç, umut verdi. Olaylara ve gerçeklere ışık tuttu. Ne var ki geceden, karanlıktan yana olan aydınlanma karşıtlarının suçlamalarıyla, tuzaklarıyla, baskılarıyla, sorgulandı, çakma yargılamalarla yıpratıldı, işkence gördü; tüm suçlamalardan aklansa da sağlıklı yaşam hakkı elinden alındı ve 21 Haziran’da gözlerini dünyaya kapadı. Ama “Pencere”si, gazetesi, hiç kapanmadı, yazdığı binlerce sayfa tutan köşe yazıları, pek çok baskı yapan kitapları, aynı görevi sürdürdü, şimdi de sürdürüyor. Anısı önünde saygıyla eğiliyor, aramızdan ayrılışının 11. yıldönümünde içten sevgiyle, özlemle anıyorum.

Babıâli’nin yazı rekortmeni

İlhan Selçuk, 1995’te 14. İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı seçildi. TÜYAP için Alpay Kabacalı, Aydınlanmanın Işıklı ‘Pencere’si İlhan Selçuk adlı armağan kitap yaptı. Kitapta, Kabacalı’nın sıraladığı eser listesinin sonunda köşe yazılarının oylumuyla ilgili bir not var. Buna göre İlhan Selçuk’un yalnızca Cumhuriyet’te 1962 - 1995 arası 33 yılda “Pencere” ve “Olayların Ardındaki Gerçek” köşelerinde yayımlanan yazılarının toplamı olan 20 bin yazısı, 50 bin sayfa tutmaktadır. Alpay Kabacalı’nın belirlediği bu yöntem ve ölçütle 1995 sonrasından yaşamını yitirdiği 2010’a kadar olan süreyi 14 yıl kabul edip bu süredeki yazılarını sayfaya çevirsek, bu da 21 bin sayfayı bulur. Böylece yalnızca Cumhuriyet’te yazdıkları toplam 71 bin sayfa eder ki bunun da karşılığı her biri 200 sayfalık 355 kitap demektir.

Önceki kuşağın yazı rekortmeni gazeteci, yazar Ahmet Mithat Efendi’nin birçok gazete ve dergi çıkarması yanında öyküden romana, geziden anıya, piyese, çeviriye varıncaya kadar 250’yi bulan kitabı olduğu biliniyor. İlhan Selçuk’un yazılarının kitaplaşması durumunda ise bu sayıyı geçeceği ve Babıâli’nin yeni yazı rekortmeni olacağı görülüyor.

Mezarı Nevşehir Hacbektaş’ta

İlhan Selçuk bağımsız, dürüst gazeteciliğin simgesiydi. Yazdıklarına yorumlarına güvenilen, saygı duyulan, her gün ne yazdı diye merak edilen, basının Kutupyıldızı bir yazardı. Yaşama erken vedası Türk basını için, demokrasi için büyük bir kayıp. Onu yitirmek tüm sevenlerini çok üzdü. Onun yaşamöyküsünü en ayrıntılı, en doğru biçimde tanıklara, belgelere dayalı olarak anlatan gazeteci-yazar arkadaşımız Miyase İlknur’un İlhan Abi (Cumhuriyet Kitapları) adlı kitabını gazetecilerin olduğu kadar, gazeteciliğin ne olup ne olmadığını, Türk basını ve Cumhuriyet gazetesi tarihini öğrenmek isteyenlerin de okumasını dilerim.

Evet, Babıâli’den bir büyük gazeteci İlhan Selçuk geçti. O da ağabeyi karikatürist Turhan Selçuk gibi, sonsuz uykusu için Nevşehir, Hacıbektaş’ı seçti.

İlhan Selçuk, devrimcilik heyecanını yarım yüzyılı aşkın bir süre hiç yitirmeden yaşadı, yazdı; çağdaş, laik, özgür, bağımsız bir Türkiye için ışıklı “Pencere”sinden dünyamızı aydınlattı. O aramızdan ayrılsa da gazetecilikte bir okul olan Cumhuriyet’e ve gazeteciliğe damgasını vurdu. Miyase İlknur’un kitabında belirttiği gibi Türk basını İlhan Selçuk’tan önce ve İlhan Selçuk’tan sonra diye tarihteki yerini alacak, onun yıldızlaştırdığı Cumhuriyet gazetesi de Türkiye Cumhuriyeti gibi, sonsuza değin yaşayacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları