Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Barış koyun çocukların adını
Refik Durbaş’ın çoğumuzun ezbere bildiği şiirlerinden biri “Barış Koyun Çocukların Adını”dır.
Ataol Behramoğlu da “Bebeklerin Ulusu Yok” diyerek tüm çocukları sahiplenir.
Özdemir İnce ise “Yannis Ritsos’un Mektubu”nu yazar.
Savaş tamtamları sonucu Rusya, Ukrayna topraklarını işgal edince, anımsatayım istedim.
Siyaseti beceremeyenlerin cebir ve şiddete, savaşa başvurması ve sorunlarını bu yolla çözmeye kalkması çağdışıdır. Çünkü savaş, hiçbir zaman çözüm olmamış, yeni sorunlar yaratmış; çözümü ise yine barış sağlamıştır.
20. yüzyıl savaşlar yüzyılıydı. Gelişen uygarlık, zamanla insanlığa yeni değerler kattı, 21. yüzyıl barışın yüzyılı olsun/olacak dendi. Ama Rusya’nın Ukrayna’ya girişi dünyayı sarstı; dünya üçüncü paylaşım savaşına mı gidiyor diye herkesi korkuttu.
YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ
Birinci ve ikinci paylaşım savaşları kadar henüz yaygın bir savaş gerçekleşmediyse, bunda gelişen iletişimin, savaş karşıtlığının ve Mustafa Kemal’in savunduğu “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesinin etkisi vardır. Barışın kalıcı ve sürdürülebilir olması içinse ulusal barışın evrensel barışa dönüşmesi gerekir.
Ülkemiz savaşlardan en çok zarar gören ülkelerden biri oldu. Birinci paylaşım savaşına Osmanlı Devleti girmediği halde girmiş ve yenilmiş sayıldı! Bu yüzden ülkemiz emperyalist devletler tarafından yer yer işgal edilince, Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla düşmanlar geldikleri gibi gittiler. Başkomutanı olduğu bu savaşı Mustafa Kemal, TBMM’de 36.5 saat süren konuşmasında belgelerle anlattı. Nutuk (Söylev) adıyla yayımlandı. Dünya tarihine özgürlüğün büyük bir yol haritasını bıraktı. Dünya edebiyatına eşsiz bir söylev örneği kazandırdı. İkinci paylaşım savaşına ise Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün başarısıyla girilmedi.
Nâzım Hikmet, Nutuk’tan yararlanarak Kuvayi Milliye destanını yazdı. Hasan İzzettin Dinamo, sekiz ciltlik Kutsal İsyan adlı romanıyla savaşı anlattı. Ceyhun Atuf Kansu, Cahit Külebi, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Attilâ İlhan olmak üzere birçok şair, yazar, sanatçı pek çok eseriyle bu zaferi sanat ve edebiyatta da ölümsüzleştirdi.
BARIŞ İÇİN ŞİİRLER
Birinci Dünya Savaşı 10 milyon insanın ölümüne, 20 milyonun sakat kalmasına; İkinci Dünya Savaşı 52 milyon insanın ölmesine, 34 milyonun sakat kalmasına neden oldu. Bilim ve teknolojinin, sosyal yaşamın; ekonominin, doğanın, kültür ve sanatın savaşlar yüzünden kayıpları ise kim bilir kaç kitapta anlatılabilir!
İnsanın insanı öldürmesi demek olan savaşların olmaması için, sanatçılar yapıtlarıyla toplumu aydınlattılar. Binlerce kitap yazıldı, besteler yapıldı, filmler çevrildi, anıtlar dikildi...
Şiirde Tevfik Fikret’ten Özdemir İnce’ye, Ataol Behramoğlu’na, Refik Durbaş’a onlarca şairimizin adını anmak gerekir. Bu alanda evrensel boyutta şiirleriyle barışa katkıda bulunan Nâzım Hikmet’i, Nâzım Hikmet şiirini 1940’lı yıllarda izleyen antifaşist, antiemperyalist duruşuyla toplumcu gerçekçi şiirin rüzgârının günümüze kadar gelmesini sağlayan 1940 toplumcu şairlerini unutmamak gerekir.
1940 TOPLUMCULARI
Çağdaş şiirimizin 1940’lı yıllardaki ustaları Hasan İzzettin Dinamo, Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat, M. Niyazi Akıncıoğlu, A. Kadir, Vedat Türkali, Suat Taşer, Mehmed Kemal, Enver Gökçe, Ömer Faruk Toprak, Ahmed Arif, Attilâ İlhan, Arif Damar, Şükran Kurdakul vb. bu alanda öncülerdi. Şiirleriyle savaşa karşı çıktılar.
Bugün dünya yeni bir paylaşım savaşının eşiğinde. Egosu şişik liderler, umarız kendilerini değil, çocukları, kadınları, insanı/insanlığı, doğayı düşünürler de savaş kışkırtıcılığından vazgeçer, doğru olanı yaparlar. Savaşa hayır derler. Barışı korurlar.
Ne diyordu Özdemir İnce “Yannis Ritsos’un Mektubu” şiirinde:
Yannis Ritsos’tan bir mektup geldi bugün:
tam yirmi satıra sığdırılmış bir dünya!
Gidip kapısını çalsam, evine konuk insem,
usta, desem, koruyalım barışı ve özgürlükleri,
öldürmesin çocuklarımız sakın birbirlerini,
bir masa donatalım: zeytin, domates, beyaz peynir,
toplanalım bir reçinanın, bir rakının başına,
rüzgârlara, denizlere, dostluklara içelim
istersen bir tütüncü dükkânı açalım ortaklaşa.
Ne diyordu Ataol Behramoğlu “Bebeklerin Ulusu Yok” şiirinde:
İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
Bebeklerin ulusu yok
Başlarını tutuşları aynı
Bakarken gözlerinde aynı merak
Ağlarken aynı seslerin tonu
Ne diyordu Refik Durbaş “Barış Koyun Çocukların Adını” şiirinde:
Barışı sever bütün çocuklar
beştaş, saklambaç, elimde sende
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
barış sözcüğünün halkların dilinde
(Barış koyun çocukların adını)
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi