Hikmet Çetinkaya

Aydınlanma...

18 Temmuz 2017 Salı

İnsanın yaşam sevincini elinden alan, sıkıcı, bunaltıcı bir hava...
Tam o sırada önüme bir fotoğraf, yüreğime hüzün düşüyor.
Bir kıyı kasabasında o bilenmeyen mevsimleri bekler gibi soluksuz duruyorduk.
Sanki taş kesilmiştik...
Gökyüzüne bakıyorduk durmadan.
Bir yıldız mıydı başımızın üzerinden kayan. Eski yazılarına baktım ustanın. Zamanın hızla akışını göndüm. Yaşamı, varoluşu.
Edison’un ampulü Amerika’da icat edildi, bütün dünyayı sardı, herkes kullanıyor.
Aydınlanma felsefesi de Batı’da keşfedildi. 18. yüzyıldan bu yana dalga dalga dünyayı sarıyor; her ülkenin yapısına göre biçim, biçem ve ad kazanıyor. Anadolu’da Aydınlanma Devrimi’nin adını tarih koydu:
Kemalizm!”
İlhan Selçuk bir yazısında şöyle der:
Osmanlı İmparatorluğu yıkılıyor. Anadolu’da emperyalizme karşı bir savaş veriliyor, padişah kaçıyor, halifelik kaldırılıyor, laik cumhuriyet kuruluyor, demokrasinin ‘olmazsa olmaz’ koşulunun temeli atılıyor.”
Yalnız siyaset değil bu...
İdeoloji kapsamını da aşıyor...
Felsefeyi içeriyor...
İnsanlıkta her toplumun Aydınlanması ya yaşanmıştır ya da yaşanacaktır; Edison’un ampulü gibidir bu icat, ister istemez odalarımıza girecek...
Anadolu’da kimler yaşıyor?
Türk mü, Kürt mü, Çerkes mi, Ermeni mi, Abaza mı, Arap mı, Rum mu, Yahudi mi?
Ne fark eder ki?
Herkes Aydınlanmadan payını alacak ya da geçmişin karanlığında yaşamak için direnecek...

***

Sıkılmış bir yumruk gibi gergin olan hava yağmurla birlikte dağıldı...
O anda uygar toplumun ne anlama geldiğini düşündüm...
Uygar toplumların tümü ölüm cezalarını çıkarmıştır yasalarından, Portekiz 1876 yılında çıkarmıştır. Hollanda 1870, Norveç 1902, Danimarka 1930, İsviçre 1937, İngiltere 1971 yılında.
Fransa 1981, İspanya 1978’de...
Gerçekten de öldürme, uygarlığa aykırı bir eylemdir. İnsan, öldürülmesi gereken bir yaratık değil, yaşatılması, eğitilmesi gereken bir varlıktır.
Ölüm cezası aslında bir ceza da değildir...
Yok edilen, ortadan kaldırılan kişinin cezalandırıldığı söylenebilir mi kolay kolay.
Bir insana verilen ceza, ancak yaşadığı sürece verilebilir.
Yeryüzünde ilk kez İslam dünyasında Aydınlanma Devrimi’ni gerçekleştirmenin bir faturası var.
Devrim bedelini ödeyecek...
Ödüyoruz!
Ne demek Müslüman toplumda laik cumhuriyeti kurmak?
Birkaç yüzyıl öncesine değin, Hıristiyanlık dünyasında da tek laik devlet yoktu.
Batı’da Aydınlanma, kimi yerde devrimle, kimi yerde evrimle gerçekleşti.
Ama Aydınlanmanın milliyeti yoktur. Aydınlanma, Türkçesi Kemalizmle Anadolu’ya yayıldı. Bu büyük devrimi, ne mezhep, ne din, ne de milliyet çerçevesine sığdırabiliriz; aydınlanma herkese lazımdır.
Uygarlığın güneşine şemsiye açılmaz...
Demokrasi, insan hakları, milliyetçilik, sanayi kapitalizmi, laiklik kavramları iç içe.
Hepsi birbirine bağlı...
İlhan Selçuk, yıllar önce şöyle demiş:
Aydınlanma Felsefesi’nin toplumsal bir devrimin özünü oluşturması, insanlık tarihinde tan yerinin ışıması anlamına geliyor; devrimin en kısa tanımı da şöyle: ‘Bilimin dinden, aklın inançtan bağımsızlaşmasına Aydınlanma denir’.

***

Yakın tarihin sayfalarına zaman zaman bakmakta yarar var...
Ümmeti aşıp millete geçmek için laiklik gerekiyor...
Eski Yunancadan gelen laiklik (laikos) halk anlamına gelir. Halkın kendi kendini yönetmesi.
Laiklik din düşmanlığı değildir. Demokrasiler laiklik temelinde yükselir. Laiklik olmadan demokrasi olmaz. Demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur laiklik...
Aydınlanma devrimi güneşi simgeler bu yüzden...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları