Taşlar yerine oturdu, her şey yoluna girdi, bundan sonrası can sağlığı...
AKP iktidarı sağlığımızı düşünüyor...
Sırada alkol yasağı var, bir torba yasanın içine sıkıştırılmış maddelerle bu iş çözülürse bir önemli adım daha atılacak inşallah!
AKP’nin “alkol yasağı” önerisi Meclis’e geldi...
Kimileri dalga geçiyor “Ayran Yasası” diye...
Geçsin!
Görecekler gününü!
Önce reklamlar yasaklanacak!
Alkollü ürünlerin tüketimi özendirilmeyecek!
Burada kimse ayağa kalkıp bağırıp çağırmasın, “Türkiye nereye gidiyor” gibi sorular sormasın.
Halkın sağlığı mı önemli yoksa alkollü içki satanların kazancı mı?
Bakın öyle internet yoluyla satış falan numarası yapmaya kalkmasın kimse...
Kargo yoluyla satış yapmak, yasa çıkarsa yasaklanacak.
Önünüzde koskoca yasaklar zinciri var, aklını başına alsın herkes.
Sizler demokrasi ve özgürlüklerin geliştirilmesini istemiyor muydunuz?
Buyrun, her şey yasal tabanda, yasa çıkarılarak!

Başbakanımız hem kendi hem de yurdum insanının sağlığını düşünüyor.
Böyle bir başbakan geldi mi hiç Türkiye’ye?..
Kalkıp Yeşilay’a gitti ve orada konuştu:
“Bira bizim milli içkimiz diye teşvik edildi. Oysa bizim milli içkimiz ayrandır...”
Bir baktım, “milli içkimiz kımız” diyen eski faşolar alkış tuttu:
“Ne iyi ettin de söyledin ayran olduğunu sayın Başbakan” diye sıraya girdiler.
Ardından dönek solcu takımına baktım... Onlar “milli içkimiz rakı” derlerdi...
Ne demeye başladılar?
Söyleyeyim:
“Milli içkimiz köpüklü Susurluk ayranıdır...”
Önemli olan sağlık!
Gerisi boş laf!
Çocuklarımızın geleceği önemli...
Kaç yıldır, çocuklarımızın cuma günleri camilerde, mezarlıklarda uygulamalı din dersi yaptıklarını yazıyorduk, kimsenin sesi soluğu çıkmıyordu.
Şimdilerde haberler görmeye başladım...
Bunun haberle ne ilgisi var?
İslam devleti değil miyiz artık!
Hizbullah bile partileşti...
Şu domuz bağıyla insanlara işkence yapıp mezar evler kuranlar canım.
90’lı yıllarda PKK’ye karşı NATO Gladyosu tarafından kurulan, eğitilen, yüzlerce faili meçhul cinayeti işleyenlerden söz ediyorum.
Sonrası mı?
2 binin üzerinde El Kaide militanı Türkiye’de cirit atıyor, Hatay yöresinden Suriye’ye giriyor, geri dönüyor falan.
Reyhanlı’daki iki patlamada dün 43 kişi öldü, 100’den fazla kişi yaralandı...
Kim bu saldırganlar?

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde “dinsel simgeler” giyim kuşam özgürlüğü olarak adlandırılıp desteklenmez.
Bu simgeleri taşımanın demokrasi ve özgürlüklerle uzaktan yakından ilgisi yoktur!
Özellikle okullarda başlayan, üniversiteye yönelen bu simgeler artık CHP tarafından bile destekleniyorsa oturup düşünmekte yarar var!
Türkiye’deki “rahibe başı” ya da “sıkmabaş” olarak tanımlanan dinsel simgelerle ilgili pek çok içtihat vardır evrensel hukukta, AİHM kararlarında.
Başvuruların hangi nedenle reddedildiği o yargı kararlarında yazar.
Bunlar geçmişte Almanya, Fransa gibi ülkelerde de yaşanmıştır.
İnanç ve din özgürlüğü başka bir şeydir, şeriata giden yolu açmak başka bir şeydir!
Zaten bu yazımın içeriği de budur!
Bir insan ister alkollü içki içer, ister içmez...
Demokrasiler yasalarla korunur, yasaklarla değil!
Hele Ortadoğu cehennemine girmeye kalkarsanız dün Reyhanlı’da ortaya çıkan fotoğrafı görürsünüz!..