Hava soğuktu, üşüyordun...\n

Kirpiklerin donmuştu sanki... Gözbebeklerin büyümüştü...\n

Titrek titrek konuşuyordun. O acıyı, hüznü içinde saklıyordun.\n

Kadındın, anneydin...\n

Çocuklarını yitirmiştin depremde.\n

Sadece televizyonda gördüm seni, söylediklerini dinledim.\n

İçimde tarifsiz bir acı tüm bedenime yayıldı...\n

Bayramı buruk kutluyordun.\n

Bir an önce, depremde yıkılan evinin yerine konut yapılmasını istiyordun.\n

İçinde bir kuşku dalgası büyüyordu o anda...\n

Acaba verilen sözler yerine getirilir miydi?\n

Baştan başa düşlerle, hüzünlerle, acılarla yüklüydü yüzün.\n

Zamanın penceresinden bakarken, alev alev yanan ateşi düşündüm seni izlerken.\n

Dudaklarında beyaz gül patlamak üzereydi...\n

Saçlarında defne yaprakları barışın habercisi oluyordu...\n

Çizgilerle dolu alnında, yanaklarında eski masalımsı kahraman kadınların direnci.\n

***\n

Bu sırada bildiğim şiirleri mırıldanmaya başladım... Hugo von Hofmannsthal’ın sesiyle ürperdim, Maria Rilke’nin sesiyle irkildim... Hasan Hüseyin’i, Ahmed Arif’i, Cahit Külebi’yi anımsadım...\n

Seslerin içinden doğan çocukları gördüm, uçup giden kokularda nice aşkları...\n

Bir duvarın dibinde oturan seni, Erciş’in bir dağ köyünde...\n

Çocukların umutlarını, yalnızlığı, benim ülkemin alın yazısı olan şu bozuk düzeni, yağmayı, talanı.\n

Van’da ve Erciş’te çocuklarla bayramlaşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, çadırları dolaşan Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi...\n

Gül, çocuklarla konuşuyor...\n

Bir kız çocuğu sesleniyor Cumhurbaşkanı’na:\n

“Çoraplarımız yok, üşüyoruz Cumhurbaşkanım!”\n

Aklıma bilmem kaç ulusal TV’de yapılan yardım kampanyası geliyor...\n

Verilen sözler:\n

“1 milyon bağışlıyorum... Üç okul yaptırıyorum...”\n

Ne kadar yardım parası toplanmıştı?\n

Öğreniyorum ki, söz verenlerin yarısı, canlı yayında hava atmış sadece...\n

***\n

İşte böyle bir Türkiye...\n

Yalan dolan...\n

14 Kasım’da okullar ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi açılacak...\n

Peki üniversite öğrencileri nerede kalacak?..\n

Yurtlar yıkıldı...\n

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu biliyor o yöreyi... Çocukluğu Van’da geçmiş...\n

Kılıçdaroğlu, öteki liderler ve hükümet üyeleri gibi bu depremin toplumun nasıl bir dayanışma içinde olduğunu gösterdiğini anlatıyor.\n

Evet, aynen öyle!\n

Halkın bu birliktelik duygusu hep sürecektir!\n

Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Alevisi ve Sünnisiyle hepimiz oradaydık, yüreklerimiz aynı duyguyla çarpıyordu.\n

Kışın zor yaşam koşullarını da atlatacağız el ele vererek!\n

***\n

Sevgiyi, kardeşliği, acıyı, hüznü, sevinci birlikte yaşayacağız.\n

Hasan Hüseyin’in dizelerinde olduğu gibi haykıracağız:\n

“Sessizliği sevmiyorum sustur şu çığırtkanları... ben bu bulvarları güzel günlere götüreceğim... bırak ellerini ellerime mutluluklara götüreceğim...”\n

Yaşamı kucaklayacağız birlikte... Kanlı terörü lanetleyeceğiz Diyarbakır’da, Edirne’de... İnsanca yaşamak olacak hakkımız... Emek düşmanlarına karşı mücadele edeceğiz... Eşitlikten ve düşünce özgürlüğünden yana olacağız.\n

Uykusuz gecelerin ardından ağıt yakmayacağız... Kelepçenin karasına bir ak güvercin konacak barış için, akan kanın durması için...\n

Sesimiz soluğumuz bu olacak.\n

Yalın, saygılı, içten, yürekli!\n

Hasan Hüseyin’in çığlığı olacağız Kızılırmak’ta, Ahmed Arif’in Dicle’de...\n

“yıkılır bu düzmeceler yıkılır\n

köprüler kurulur aydınlıklara\n

gelir bir gün kaşla göz arasında \n

en gizli tomurcukların ucundan gelir...”\n

Gelecek umudunuzu yitirmeyin...\n

***\n

Yüreklerimiz birlikte arttıkça, toplumun dayanışma ruhu sürdükçe...\n

Sakın ola ki umudunuzu yitirmeyin!