Toplumsal duyarlılık, egemenlere karşı ezilenlerin yanında olmaktır...
Öyle ikiyüzlülük yapmaya hiç gerek yok!
Irak işgal edilirken, misket bombaları Bağdat üzerine yıldız yağmuru gibi yağarken susan “demokrasi ve özgürlük sevdalıları”nın yazdıklarını, konuştuklarını unutmadık.
Şimdilerde darbelere, insanların öldürülmesine, işkenceden geçmesine karşı çıkanlar, Mısır’da Mursi’nin atadığı darbeci general Sisi’ye katil diyenler, ABD Irak’ı işgal ederken ne diyorlardı:
“Irak Saddam’dan kurutulacak, demokrasi ve özgürlükler gelecek!”
Yine İsrail Gazze’yi bombalarken, Filistinlileri öldürürken akılları neredeydi bizim beylerin, paşaların, iktidar gücünü elinde tutanların?
Sistem 70’li yıllarda nasılsa yine aynı biçimde işliyor...
Şöyle bir bakarsak, 80’li yıllarda darbeci Kenan Paşa’nın, “Asmayalım da besleyelim mi?” dediği gibi.

O zamanlar işin içinde Rabıta vardı, yurtdışındaki din görevlilerimizin maaşını onlar ödüyordu...
Şimdi S. Arabistan, tepeden tırnağa, her zaman her yerde olduğu gibi, yeşil dolarlara sarılmış, silah tüccarlarının yanı başında, NATO gladyosunun ve CIA’nın desteğinde, petrol gelirlerinden bayram harçlığı verir gibi darbeci Sisi’ye veriyor.
Türkiye’yi yönetenler bundan oldukça rahatsız!
Acaba sıra bize de gelir mi?
Hiç merak etmeyin, gelmez!
Türkiye’de yurtseverler, demokratlar, solcular var, bu ülkeyi darbecilere karşı savunacak!
Önce onlar yatar tankların önüne!
Gezi direnişlerinde olduğu gibi nasıl yattılarsa TOMA’ların önüne.

Duvarların önünde çocuklar ölüyor, kadınlar, gençler, yaşlılar.
Suriye’de, Mısır’da, Kuzey Afrika’da, Irak’ta, Afganistan’da!
Taliban, El Kaide belasını İslam coğrafyasının başına salan ABD değil mi?
İslam kadını çalışmaz, evinde oturur, yemek yapar, çocuk doğurur...
Sokağa çıkmaz!
Hamile kadın evine kapanır, sokakta yürüyemez, çarşıya pazara gidemez!
Dindarlıkla siyasal İslamı birbirine karıştıran düşünce kadına yasaklar koyarken, kapitalizmin ekonomik çıkarlarından yararlanır, laikliği kalkan olarak kullanan, sözde cumhuriyetçi, darbeci paşalar gibi soyguna ortak olur!
Kadınların giyimi kuşamıyla uğraşır her ikisi de!
İktidar, ötekileştirilmişlerin yanında görünürdü, şimdi kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştiriyor.

İşte kapitalizmin ve emperyalizmin boyunduruğuna girmek, egemen güçlerin çıkarlarını savunmak budur!
İşçi sınıfını “komünist” olarak gören, Gezi direnişlerini “dış ve iç mihrakların oyunu” sanan iktidar, daha düne dek Esad’ı kardeş olarak görüyordu.
Şimdi düşman!
Ne oldu? Ne değişti!
Nerede ABD, İngiltere ve AB ülkeleri?
Ne demişlerdi? “Esad üç ayda gider” diyenlere, anımsatalım:
“Türkiye sen önden git, biz arkadan geliriz!”
Geldiler mi?
THY’nin iki pilotu kaçırıldı, hâlâ pazarlıklar sürüyor!
Haydi bakalım Suriye’de kaçırılan 8 Şii Lübnanlı hacıyı bulun da pilotlarımızı geri versinler.

Kürt açılımı üzerinden “siyasal İslamcı” dengeler kurmak isteyen siyaset anlayışı, Mursi’nin bir yıl ayakta kalabilmesi şu gerçeği ortaya çıkardı:
“ABD, Ortadoğu’da ılımlı İslam diye adlandırılan siyaset anlayışının kendisi için tehlikeli olduğunu anladı...”
Evet, Mısır’da askeri darbe yapıldı ve Cumhurbaşkanı Mursi devrildi!
Mursi ya da Müslüman Kardeşler yandaşlığı yapmayacaksınız!
Hem darbeye hem Mısır halkına karşı, hem Kıptilere yapılanlara hem de katliama karşı çıkacaksınız!