Hikmet Çetinkaya

FETÖ’nün anatomisi...

21 Temmuz 2016 Perşembe

Aşağıda okuyacağınız yazının başlığı “Öyküler”dir. 17 Haziran 1999 yılında “Politika Günlüğü” köşesinde çıkmıştır.
Fethullah Gülen’i yakından tanımanız, bugünleri değerlendirmeniz için 17 yıl önce yayımlanan yazımı aynen koyuyorum. Çünkü 30 yıl önce yazdığım yazıların bir özetidir..

***

Fethullah Gülen, yine gündemde...
Bugün yıllar önce yazdıklarımızdan ‘bir demet’ sunup Fethullah Gülen ‘öyküleri’ aktarmak istiyoruz...
Birinci öykü:
1995 yılı Haziran ve Temmuz aylarında Kara Harp Okulu’nda başlatılan ‘şeriatçı operasyonu’ dışarıya sızdırılmıştı. Kimi Kara Harp Okulu öğrencilerinin birdenbire ‘ekonomik olarak’ güçlenmelerinin yöneticilerin dikkatini çekmesiyle başlayan soruşturma sonunda, olayın arkasında aynı tarikat şeyhinin olduğu anlaşıldı. Kara Harp Okulu Disiplin Kurulu, 200 öğrencinin tarikat şeyhiyle ilişkilerinin olduğunu saptadıktan sonra Aydın Altınayar, Turhan Yılkıcı, Yücel Yalçın, Bülent Daşkın’la birlikte 9 öğrencinin okulla ilişkilerini kesti...
Eh, kıyamet bundan sonra koptu...
Başbakan Tansu Çiller hemen devreye girdi. Tarikat şeyhiyle ilişki içinde olan öğrencilerin Kara Harp Okulu’ndan atılmamasını istedi. Biz 4 Kasım 1995 günlü Cumhuriyet’te bu köşeden sormuştuk:
“Acaba Kara Harp Okulu’nda olup bitenler karşısında Tansu Hanım kiminle konuştu?”
O günden bugüne yanıt alamadık...
Çünkü DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Hanım, tarikat şeyhiyle ‘sıkı pazarlık’ halindeydi. Tansu Hanım, tarikat şeyhinin ve müritlerinin baskısıyla DYP Genel Başkan Yardımcısı (örgütten sorumlu) Rıfat Serdaroğlu’nu görevden almış, partisini, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni dinamitlemek isteyen güçlere teslim etme eğilimine girmişti.
Hoca Efendi, DYP’yi kuşatmak ve özlemini duyduğu ‘devlet düzeni’ni kurmak hayalini gerçekleştirmek istiyordu.
Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olup bitenleri anında öğreniyor, kendisine destek veren gazetecileri Zaman gazetesinin Ankara Bürosu’nda toplayıp, Cumhuriyet okurlarının bu köşede izledikleri açıklamaları yapıyordu...
Neydi bu çarpıcı açıklamalardan birisi?
Şuydu:
“Ordu muhtıra verme hazırlığında!..”

***

İkinci öykü:
Kara Harp Okulu’ndaki soruşturmayı yöneten disiplin kurulu üyesi iki subayın görev yerleri niye değiştirilmişti?
Biz bu soruya da yanıt alamadık şimdiye değin...
Kimi subaylar ve subay adayları, adı kaçak kurban derisi toplama ve İzmir Maltepe Askeri Lisesi’ne ‘sahte sağlık raporu’yla öğrenci sokma olayına karışan bir ‘şeriatçı vakıf’la çok yakın ilişki içindeydiler...
Kara Harp Okulu’nda disiplin soruşturması sürerken öğrencilerin yataklarının üzerine bırakılan soruşturma evrakı ise hemen Zaman gazetesine ulaştırılmış ve ardından kamuoyu oluşturma çabasına girilmişti...
Olayın bir başka boyutu da şuydu: Kara Harp Okulu’ndan atılan öğrenciler, bir özel televizyonda konuşturulmuştu. Tarikat şeyhinin müritleri olan öğrenciler, bu televizyonda şöyle diyorlardı:
“Biz Kara Harp Okulu’ndan namaz kıldığımız için atıldık...”
Kara Harp Okulu’ndaki son gelişmeler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başlatılan ‘şeriatçı operasyonu’nun dününe ve bugününe bakacak olursak, karşımıza hep tarikat şeyhinin arkasında bulunduğu vakıf çıkıyor...
Aynı vakıf 1986-87 yıllarında İzmir Maltepe Askeri Lisesi’nde ‘şeriatçı örgütlenme’ içindeyken kıskıvrak yakalanmış, askeri lise öğrencileri okuldan atılmış, vakıf yöneticileri DGM’de yargılanmıştı...
Başta belirttiğimiz gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’nde ‘şeriatçı operasyonu’ büyük bir gizlilik içinde sürüyor. Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Mamak Muhabere Okulu, Etimesgut Zırhlı Birlikler Eğitim Merkezi’nde geniş kapsamlı bir soruşturma yapılıyor...
Ve tarikat şeyhinin gerçek yüzü de böylece ortaya çıkıyor...

***

10 Ekim 1995...
Fethullah Gülen, Zaman Gazetesi Ankara Bürosu’nda bir basın sohbeti yapıyor. Çevresinde kendisine yakın gazeteciler bulunuyor...
Diyor ki:
“Değişik yerlerden aldığımız sinyallerle bir kısım askerlerin muhtıra verme temayülleri olduğu söyleniyor. Bazıları alakadar olmayabilirler. Ama şu anda birilerinin kıpırdanışı bahis mevzuu. Hatta bu konuda hükümet tarafından kayrılan birinin açık tavrı olduğu söylenebilir...”
Fethullah Gülen’e göre o tarihte hükümet tarafından kayrılan kişi do¨nemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi’ydi...
Orgeneral Çörekçi, Hava Kuvvetleri’nde örgütlenen ‘Fethullahçı’ subay ve astsubayları temizlemeye başlamıştı...
O zaman sormuştuk:
“Fethullah Gülen, ordu içinde gizli bir güç müdür; muhtıra verileceğini nereden öğrenmiştir?..”

***

Bu soruya da 1995’ten bu yana yanıt alamadım...
Neyse ki, felaketin eşiğinden geri döndük...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları