Hikmet Çetinkaya

İlhan Selçuk: 'Türkiye Teslim Olmaz!'

13 Aralık 2009 Pazar

İstanbul’a sulu kar yağıyor...

Hava buz kesmiş.
Her pazar olduğu gibi, Koç Vakfı Hastanesi’ne gidiyorum İlhan Selçuk’la sohbet etmek için.

Hastaneye gelip kaldığı kata çıkıyorum asansörle...
Odasının kapısını vurup içeriye giriyorum...
İlhan Ağabey gözlüklerini takmış, gazeteleri okuyor...
Beni görünce, gülümseyip “Hoş geldin Hikmet” diyor, “bugün gelmeyeceksin sanmıştım”.
Karşısındaki koltuğa oturuyorum...

İlhan Selçuk üç aydır hastanede.
Gözlerinde direnci ve yaşama sevincini görüyorum. Zaman zaman hüzünleniyor sohbet sırasında.

Soruyor:
“Türkiye nereye gidiyor Hikmet?”
Ardından ekliyor:
“Türkiye teslim olmaz emperyalizme. Mustafa Kemal Cumhuriyetin temellerini öyle attı ki, bu çok zor. Türkiye’yi ayrışmaya götürmek isteyen iç ve dış güçler avuçlarını yalayacaklar. Gün yurtsever olma günüdür. Türk’üyle,  Kürt’üyle, Lazı, Çerkezi, Boşnak’ıyla, tüm etnik gruplarıyla emperyalizme karşı tümlüğümüzü koruyacağız. Çünkü başka Türkiye yok.”
Ben sadece dinliyor ve izliyorum İlhan Ağabey’i...

O konuştukça gözlerindeki hüzün dağılıyor, yerini masmavi bir sevgi bulutu alıyor.
90 gündür hastanede İlhan Ağabey...

Televizyonda haberleri izliyor, gazeteleri okuyor...
Dedim ya yaşama sımsıkı bağlı. Bir yandan fizik tedavi, bir yandan gazetedeki arkadaşlarla yaptığı toplantı. Türkiye’de, dünyada olup bitenlerden kopmamak için inatla olayların üzerine gitmesi.

Bunun kanıtı şu sözleri:
“Yurtsever demek demokrasiye özgürlüklere, tam bağımsızlığa sahip çıkmak demektir. Önce yurtsever olacaksın sonra demokrat. Laiklikten asla ödün vermeyeceksin. Din eksenli siyaset yapanlar halkı kandırıyor. Hem Türkleri, hem Kürtleri. 12 Eylül darbecilerinden hesap sorulmayan bir ülkede demokratik açılımı nasıl yapacaksınız?”


***
İlhan Selçuk, bir saate yakın sohbetimiz sırasında, Tokat’taki yedi askerimizin şehit edilmesi olayının üzerinde duruyor; etnik ayrımcılığı kışkırtanları uyarıyor:
“Yedi askerimiz PKK terör örgütü tarafından pusu kurularak şehit edildi. Baktım, kimileri olayı Ergenekon’a kadar getirdiler.

Ayıptır yahu! Türk Silahlı Kuvvetleri’ni eleştirmek başka bir şey, askere saldırmak başka bir şey. Sanki Türk askeri yok karşılarında, düşman askeri var.

Biz Cumhuriyet olarak demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunuyoruz. Son üç günün manşetlerine baksınlar yeter. Diğer gazetelerden demokrasi ve özgürlükler bakımından öndeyiz.

Bu ülkede faili meçhul cinayetler aydınlanmadı, Türk ve Kürt aydınları öldürüldü. Türkler ve Kürtler et ve tırnak gibidirler.

Ama ABD emperyalizmi, Büyük Ortadoğu Projesi’ni gerçekleştirmek için bizi bölüp parçalamak istiyor. Yağma yok. Türkiye bu oyuna gelmez.

Varsılın daha varsıl, yoksulun daha yoksul olduğu bir Türkiye var bugün. Olaylara sınıfsal temele dayalı bakan kaç gazeteci, aydın, siyasetçi, bilim insanı var?”

İlhan Selçuk, 12 Eylül’ün Seçim Yasası’nın, Partiler Yasası’nın hâlâ değiştirilmemesini de eleştirip şöyle diyor:
“Hikmet sen de sık sık yazıyorsun. Bu yasaları değiştirmeyenler, demokratik açılımı yapar mı? Türk halkı bu denli saf mı ki kanacak bu sözlere.”


***
İlhan Ağabey, bir önemli noktanın da altını çiziyor:
“Anadolu halkı Atatürk’ü sever... İster Sünni olsun, ister Alevi...
Şeriatçı, Atatürk’ü sevmez... Mustafa Kemal düşmanıdır. Şeriatçı, İslamı siyasete ve ticarete alet eden kişidir. Müslümanlığı particilik için kullanır. Arap kültürüyle beyin yıkamaya kalkışır.

Obama, Atatürk Cumhuriyeti’nin Başbakanı’nı Beyaz Saray’da ‘Selamünaleyküm’ diye karşılıyor. Obama, Türkiye’yi Arap ülkesi sanıyor.

Anadolu halkı, şeriatçılıkla Müslümanlığı birbirinden ayırmış, laikliğe yeşil ışık yakarak yol vermiştir.

Şeriatçı yobazdır...
Türkiye Atatürk’ün çizdiği o aydınlık yolda yürüyecektir.
Sonunda yurtseverler kazanacaktır, emekçiler kazanacaktır. Türkiye emperyalizme teslim olmayacaktır.”


***
Bir saate yakın sohbetimizin bir bölümünü yazdım...
Devamı önümüzdeki haftaya kaldı...
İlhan Ağabey, yanından ayrılırken sordu:
“İbrahim Yıldız iyileşti mi?”
Başımı salladım...
“İyileşti!”
Dışarıda sulu kar durmuştu... Fulya’dan geçip gazeteye ulaştım...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları