Hikmet Çetinkaya

Kin ve Nefretle Bir Yere Varılmaz...

20 Şubat 2013 Çarşamba

\n

Adam açık açık konuşuyor... Konuşurken utanmıyor, sıkılmıyor... Üstelik kendisini sosyalist olarak niteliyor:

\n

Ben ve sosyalist arkadaşlarım, 12 Eylül 2010da yapılan anayasa halkoylamasında ‘yetmez ama evet’ diyerek mühre bastık... Ama ben ve arkadaşlarım bunu sosyalist olarak yaptık... AKP iktidarına muhalifim!

\n

At iziyle it izinin birbirine karıştığı bir dönemden geçiyoruz.

\n

Denilen şu:

\n

Türkiyede bir barış iklimi doğdu, bu fırsatı kaçırmayalım!

\n

Keşke öyle bir barış iklimi doğsa, yaşadığımız coğrafyada din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı yapılmasa...

\n

Türkiye bir masal ülkesi.

\n

Başbakan Erdoğan bir yanda ileri demokrasi, özgürlüklerin genişletilmesiderken baskıcı bir anayasa için çoktan kolları sıvamış.

\n

Türk ve Kürt sermayesi, çokuluslu şirketlerle ortaklık kurarak özellikle Kuzey Irak’ta kasalarını doldurmak için, Türkiyeye barış geliyorçığlıkları atmaya başlamışlar.

\n

Türk ve Kürt emekçilerinin üzerinde bir yılgınlık...

\n

Sendikalar basılıyor, aramalar yapılıyor.

\n

Türkiyede bir korku imparatorluğu kuruluyor!

\n

Bunun bir başka adı nedir?

\n

Baskıcı bir rejim!

\n

***

\n

Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesi çiğnenirken kimse adalette eşitlik aramasın!

\n

Kimse Türkiye’de akan kanın İmralı görüşmeleriyle sonlandırılacağını düşünmesin.

\n

Türkiye’ye barış, hukukun üstünlüğü ve adalette eşitlikle gelir.

\n

Meclis’teki tüm siyasi partiler el ele vererek çağdaş demokratik bir anayasa yapabilir.

\n

Üniversitelerin, demokratik kitle örgütlerinin bu konuda görüşü alınabilir.

\n

Tüm bunların hiçbiri yapılmadan laik, demokratik, çağdaş bir anayasayapılmasının olanağı yoktur.

\n

Bu kandırmacanın varacağı nokta bellidir...

\n

PKK silah bırakmadan, Türk ve Kürt emekçilerinin tümlüğü sağlanmadan Türkiye’ye barış ikliminin gelmeyeceğini aklı başında olan herkes bilir.

\n

İçimizde kıvrım kıvrım olmuş acılar, faili meçhul cinayetler, kıyımlar var.

\n

Önceki gece CNN’de Enver Aysever’in konuğu Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, 11 yıl önce silahlı zorbalarca öldürülen eşi Necip Hablemitoğlu cinayetini ve iki çocuğuyla yaşadığı 11 yıllık süreci anlatırken biliyorum sizlerin de içi acımıştır benim gibi...

\n

Evinin bahçesine aracını yanaştırıp inerken başından vurulmuştu.

\n

Bırakın vur emriniverenler, tetikçi katiller kimdi, niçin yakalanmadı?

\n

Üstelik AKP iktidardaydı 11 yıl önce...

\n

***

\n

Başa dönüyorum...

\n

16 Ocak 2013’te yayımlanan yazımın bir bölümünde şöyle demiştim:

\n

Kürt sorununun çözümlenmesini isteyen biz miyiz yoksa emperyal güçler mi? Türk-Kürt emekçilerinin tümlüğünü niçin gündeme getirmiyoruz?

\n

Örgütlü demokratik bir toplum olduk mu? Sendikal hak ve özgürlükleri gündeme getirdik mi?

\n

Türk ve Kürt egemen güçler, Büyük Ortadoğu Projesi’nin itici gücü durumundalar.

\n

Bana göre barış süreci masalının temelinde bu yatıyor.

\n

Çıkar hesapları!

\n

Türk ve Kürt emekçilerini sindirme!

\n

Baskıcı bir siyasal yönetim!

\n

Ankara odaklı KESK’e yapılan baskın ve gözaltılar nedendir?

\n

Korku salmak, yıldırmak, emeğin örgütlü gücünü teröryaftasıyla ortadan kaldırmak!

\n

***

\n

Sinop’ta BDP milletvekillerine yapılan saldırıyı kınıyorum...

\n

Sinopa çevre kentlerden 2 bin kişi gelmişti.

\n

Olayları duyunca irkildim!

\n

Çünkü Sinop özgürlükçü, demokrat ve ilerici bir Karadeniz kentidir!..

\n

Yoksa ikinci bir Sivas-Madımak kıyımı mı yaşayacaktık!

\n

Polis saldırganlara göz yumuyor, BDP milletvekilleri bir lokantaya sığınıp plastik sandalyelerle kendilerini korumaya çalışıyorlardı.

\n

Kimdi bu kişiler, nereden gelmişlerdi? Olaylar nasıl olur da 7 saat sürerdi?

\n

Bu bir kışkırtmadır!

\n

Samsun’da da dün benzer olaylar yaşandı, BDP milletvekilleri taşlandı.

\n

Bir kez daha soruyorum:

\n

Kim bunlar?

\n

Olayların arkasında kimler var bilmiyorum...

\n

Bu coğrafyada tüm siyasi partiler, insanlar rahatça her yere gidebilmeli.

\n

Şiddetle hiçbir yere varılmaz...

\n

Artık yeter, kimse kin ve nefret tohumları ekmesin!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları