Günlerdir “çözüm süreci”ni konuşuyoruz, örtülü savaşın nasıl biteceğini tartışıyoruz...
Elbet barış ama yetmez, aynı zamanda demokrasi ve özgürlükler!
Sonunda atanan “akil insanlar” listesi açıklandı, Dolmabahçe Sarayı’ndaki “Başbakanlık Ofisi”nde “akil insanlar” buluştu...
Yedi bölgenin başkanları, yardımcıları, üyeleri belli oldu.
İki ay içinde bir rapor hazırlanacak!
Listeye baktığımızda “akil insanlar”ın büyük çoğunluğunun AKP’ye yakın adlar olduğunu görüyoruz.
AKP’ye ters düşen, sosyal, ekonomik, siyasal konularda iktidarı eleştiren kişi yok gibi...
Demek ki AKP kendisini sürecin tek aktörü olarak görmüş ve ona göre bir liste hazırlamış.
Listede yaşadığımız coğrafyada, Türklerin ve Kürtlerin saygı duyacağı, barış sürecine katkı sağlayacağı, birikimli kaç kişi var acaba?
Eşitliği öne çıkaran, yaşam hakkını savunan, iki tarafı eleştirebilen, barış umudunu çoğaltacak, temel hak ve özgürlükleri savunan insan ne kadar?

Bu gibi komisyonlarda yürekli insanlar olacak, bu bir...
İkincisi, tetikçilik yapan, Gümüşhane Barosu Başkanı Ali Günday’ı tetikçilere hedef gösteren kişi o listede olmayacak!
Salt Günday değil, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Danıştay üyelerini hedef gösteren, katil Alparslan Arslan’ı neredeyse alkışlayanlar o listede nasıl yer alabilir?
Eğer böyle bir kadroyla çözüm süreci aranacaksa bu iş çoktan bitmiştir.
Üçüncüsüne gelince...
Bu barış süreci, başkanlığa giden yolun açılmasıdır...
Her Kürt yurttaşımızı potansiyel terörist olarak görenler, “İslam Kardeşliği”yle yol haritası çizip “demokrasi ve özgürlük” naraları atanlar, 17-18 yaşındaki üniversiteli gençleri “terörist yaftası”yla zindanlara atanlar, önce kendi çıkarlarını değil toplumun çıkarlarını görmek zorundadır.
Listede en fazla dört beş ad var, dik durabilecek, demokrasi ve özgürlüklerin yaşam biçimi olmasını savunan...

30 yıllık sürece bakıldığında toplum olarak çok acılar çektik, ölümler gördük...
Hep birlikte haykırdık:
“Analar ağlamasın!”
Cumartesi Anneleri’nin çığlıkları yüreğimizi yaktı.
90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetleri yazdık.
NATO’nun Türk gladyosunu, vurucu timlerini, Susurluk’u...
Devlet içinde örgütlü çeteyi...
Musa Anter’i, Vedat Aydın’ı, Mehmet Sincar’ı, Savaş Buldan’ı, Cantürk’ü, Medet Serhat’ı...
Cem Ersever’i, Hiram Abas’ı...
Uğur Mumcu niçin öldürülmüştü, bir düşünün.
Ya Eşref Bitlis’in uçağı nasıl düşmüş ya da düşürülmüştü?
O nedenle listede bulunan adların çoğunluğu barış için değil, AKP için çalışacaktır.

Yandaşlar tayfası bir araya gelmiş...
Dincisi, tarikatçısı, sözde liberalleri kucaklaşmış...
Tetikçiler kadroda hazır ola geçmiş.
Kimse kimseyi kandırmasın, kimse bunu yemez!
Listede düşünce üretecek, düşüncelerini toplumla paylaşacak, yurtsever sayısı kaç Tanrı aşkına söyleyin!
El Kaide, Hizbullah gibi eli kanlı köktendinci terör örgütlerini alkışlayanlar ne anlatacak halka?
Anlatsa anlatsa şunu anlatır:
“Türk-Kürt İslam devleti kuracağız!”
Gladyoyu destekleyen bir düşünce yapısının o listede olması her şeyi açık seçik gösteriyor...

Köktendinci bir kışkırtıcı, bana kalkıp barışı, demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri anlatacak...
Gülüp geçerim...
Geçmişle hesaplaşmadan, faili meçhul cinayetler aydınlatılmadan, demokrasimiz gelişmeden bu ülkeye barış falan gelmez!
O kadar!