Tek yanlı, buyrukçu, tepeden inme bir siyasal irade, izlenen çatışmacı savaş siyaseti sarmalı, ölenler, şehit düşenler...
Meclis’i, demokratik hukuk devletini, siyasi partileri elinin tersiyle iten, 7 Haziran sonuçlarını içine sindiremeyip koalisyon hükümeti kurmamak için elinden geleni yapan 13 yıllık bir siyasal iktidar...
Ve 1 Kasım’da erken seçim...
Seçim hükümeti...
Daha düne dek “terör örgütünün Meclis’teki uzantısı” dedikleri HDP’ye iki bakanlık verip seçimlere gitmek.
HDP’nin AKP’ye elini uzatması doğal. Demirtaş doğru olanı yaptı.
Acaba Davutoğlu, seçim hükümetinde ortaklık yapacağı HDP’yi seçim öncesindeki gibi “terör örgütünün uzantısı” olarak görmeyi sürdürecek mi?
Çatışmacı, toplumu ötekileştiren bir siyaset anlayışı, toplumun demokratik değerlerini bir çırpıda çiğneyip geçti...
PKK terörü giderek ivme kazanıyor...
Meclis’i yok sayan, yetkisi olmayan bir hükümet, bu yasal ve anayasal gücü yanına alarak 1 Kasım’da erken seçime gidiyor...
Baktılar ki HDP’nin önünü kesemiyorlar, bu kez okları MHP’ye çevirdiler...
AKP’nin amacı çok açık:
MHP’yi yüzde 10 barajının altına çekmek, böylece tek başına iktidar olmak.

***

AKP’nin kurduğu bir düştür bu. Tuğrul Türkeş’in Ahmet Davutoğlu’nun seçim hükümetinde olası başbakan yardımcılığı, AKP oylarını artırmadığı gibi, MHP’yi yüzde 10 barajının altına falan düşürmez.
Siyaseti bilenler söylüyor bunu!
AKP’nin MHP’yle milliyetçilik yarışına girmesini ben başından beri izliyorum...
Tanrı aşkına siz yanıt verin:
Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Davutoğlu, milliyetçilik yarışında MHP’yle ve lideri Devlet Bahçeli’yle yarışabilir mi?
Meclis yok sayılarak, yetkisi olmayan bir hükümet, tek yanlı bir irade ve demokrasi...
Bu hesap kitap, çizilen zikzaklar...
Güneydoğu’da akan kan, gözyaşı, şehit cenazeleri...
Kandil’in aymazlığı, azgınlaşan terör, devletin, güvenlik güçlerinin yangına körükle gitmesi, masum insanları öldürmesi...
Çocukları sınır içinde ve sınır dışındaki çatışmalarda öldürülen insanların tabutla gelen cenazeleri.
Hukuk devletinin altının oyulması...
Benim ülkemde yoksul ailelerin çocukları içeride ve dışarıda birbirini öldürüyor, ateş düştüğü yeri yakıyor...
HDP Meclis’e girmiş, çözüm süreci için önemli bir dönemece girilmişti. Tam çözüm arama koşulları yaratılmışken, PKK ve IŞİD ortaya çıktı, toplumsal irade, kararlılık rafa kaldırıldı...

***

KCK’nin, PKK’nin amacı ne? Özerklik neyin nesi?
HDP, 7 Haziran’da beklenenin üzerinde bir oy aldı. Şaka değil 6 milyon seçmenin oyunu.
Kandil, bu gerçekleri görmüyor, HDP’nin Türkiye’nin partisi olmasını istemiyor. Daha açıkçası AKP’nin havuzuna su taşıyor.
Aydın Engin, Ahmet İnsel, Ergin Yıldızoğlu’nun yazdıklarına katılmamak elde değil...
Duran Kalkan, HDP’yi ve Demirtaş’ı niye eleştiriyor?
PKK, 90’lı yıllardan bugüne egemen sınıfların, emperyalizmin ekmeğine yağ sürdü. Devletin acımasız baskısını, asit kuyularını, faili meçhul cinayetleri, NATO gladyosunu son kanlı eylemleriyle unutturdu...
Ne Türk ne de Kürt milliyetçiliğiyle bir yere varılabilir...
Varılan nokta kan, ölüm, gözyaşı ve acıdır...
Yüksekova’da, Cizre’de akan kan, şiddet!
Bir yanda terör örgütü PKK, öte yanda güvenlik güçleri, devlet!
Bizim insanlarımız ölüyor, öldürülüyor, şehit düşüyor...
İnsanca yaşamak herkesin hakkı!
Önemli olan Türklerin, Kürtlerin bu coğrafyada, barış, kardeşlik içinde yaşaması ve uygar bir toplum yaratmasıdır...