Duygularını yitirmiş bir toplumda, acıların insan yüreğini nasıl yaktığını anlaması gerçekten zor.

Son 30 yıla baktığımızda, düşünceler altüst olmuş, sevgi kelimesini, aşk kelimesini, özlem, kardeşlik kelimesini çoktan unutmuşuz.

Bakışlarımız körelmiş, vicdanlarımız...

Toplum tümleşmeyi unutmuş, parasız eğitim isteyen öğrencilerin tutuklanmasına alkış tutmayı yeğler olmuş.

İnanın toplumun büyük bölümü bırakın kitabı, gazete bile okumuyor, kulaktan dolma ya da fısıltı gazetesinin yaydıkları yalan yanlış yorumları, kendisine uygun bulup ahkâm kesiyor:

“Şanlıurfa Cezaevi’nde yanarak ölenler zaten teröristti, iyi olmuş!”

***

Bir Genelkurmay Başkanı, Orgeneral Necdet Özel şehit askerlerimizin cenaze töreninde gözyaşlarını tutamıyor, hıçkırıklara boğuluyor...

Yine birileri, o kör vicdanlarıyla sesleniyor:

“Timsah gözyaşları bunlar!”

Toplum bu denli gerilmemişti, toplum bu denli ayrışmamıştı...

Pankart açan ve ağır hapis cezası alan, çevre eylemi yaptıkları için tutuklananlar için konuşulanlara bakın hele:

“İyi oldu, polise molotofkokteyli attılar, araçları yaktılar, yatsın bu komünistler içeride, onlara niye sahip çıkıyorsunuz?”

***

Televizyon ekranlarında, son terör saldırısını değerlendiren “terör uzmanları”ndan geçilmiyor doğrusu.

Her konuda uzman olan bu arkadaşlar “barış” kelimesini ağızlarından düşürmüyor.

Barış istemeyen hiç kimse yok!

Söyler misiniz bu barış nasıl gelecek?

Irak’ın kuzeyinde, Türkiye’de kimilerine göre 5-6 bin, kimilerine göre 6-7 bin terörist var...

Bunların liderleri var...

Kaçakçılıktan gelen büyük rant var!

İnsan ve uyuşturucu kaçakçılığından gelen para var.

Bu paralar az buz değil...

Verilere göre, Almanya’daki bankalarda PKK’nin parası 2 milyar Avro.

PKK’nin iç ve dış güçler tarafından desteklendiği, o ağır silahları hangi ülkelerden satın aldığı, hangi yollarla Irak’ın kuzeyine girdiği, istihbarat birimlerimiz tarafından biliniyor.

PKK, ABD ve AB ülkelerince “terör örgütü” olarak görüldüğü halde nasıl oluyor da Almanya’dan Belçika’ya dek Avrupa ülkelerinde büro açabiliyor?

Herhalde silahlar, bombalar, roketatarlar Kandil Dağı’na, Zap Vadisi’ne gökten zembille inmiyor.

30 yıldır savaş var...

***

Ülkeyi yönetenler 15 yılı “bir avuç eşkıya” olarak değerlendirdi, son 15 yılı ise “örtülü savaş” diye...

Demek ki PKK’yle silahlı mücadele düzenli orduyla olmuyor...

Artık PKK’nin arkasında küresel ve emperyal güçlerin olduğu var olan bir gerçek.

Bu gerçeği görürken, her Kürt kökenli yurttaşımızı potansiyel terörist olarak görmek de doğru değil...

15 yaşındaki çocukları yakalayıp terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak suçundan tutuklamak da barışı falan getirmiyor...

PKK kanla besleniyor!

Daha açık söyleyeyim “rant” uğruna yapıyor bunları.

13-14 yaşındaki yoksul Kürt kökenli yurttaşlarımızın çocuklarını ya kandırarak ya da zorla dağa çıkarıyor.

Kendi vuruyor, parçalıyor...

PKK içinde kanatlar var... Kimlerle işbirliği yaptıkları Kürt aydınları tarafından biliniyor.

Ancak bu kanatlar PKK’nin bölünmesine neden olmuyor. Bu yorumu yapanlar, kendi görüşlerini dile getiriyor sadece.

***

Murat Karayılan ise Kandil’e gelen gazetecilere açık biçimde yalan söylemekten çekinmiyor.

PKK’nin derdi barış falan değil, bu bir kandırmaca; çünkü ortada büyük bir rant var, daha önce belirttiğim gibi.

Aynı durum BDP için de geçerli...

Leyla Zana’ya yapılan saldırı bunun kanıtı değil de nedir?

İnsan ve uyuşturucu kaçakçılığı...

İkisine bir de siyasal rantı ekleyin.

Kürt kökenli sosyalistler, aydınlar bu gerçeği gördükleri için dışlandı, ölümle tehdit edildi.

Ya PKK’ye hizmet edeceksin ya da bir köşeye çekilip hiç konuşmayacaksın...