Hikmet Çetinkaya

Siyasal İslam!..

10 Ocak 2015 Cumartesi

Benim dinim, senin dinin, ırkın, mezhebin, inancın, rengin, kime ne?
Ben insanım, sen insansın!
Eğer köle düzenine inananlar, kimlik ve şiddet üzerinden insanlığı yok etmeye kalkanlar varsa; düşüncemden ötürü bana kızanlar varsa, gelsinler eleştirsinler!
Hayatın o türkülü çiçekli dallarını sevmek suç mu? İnsan haklarını, düşünce özgürlüğünü savunmak, faşizme karşı çıkmak suç mu? Bunun bedeli kendisi gibi düşünmeyenleri öldürmek mi?
Bu dünyada Müslümanlar neden eziliyor, niye yaşadıkları topraklardan kaçıp Akdeniz’in, Ege’nin fırtınalı sularında çoluk çocuk ölüyor...
10 kişilik bir tekne!
İçinde yüz kişi!
Hepsi kaçak göçmen!
Ya Yunan adalarına gidiyorlar ya da İtalya’ya...
Umut yolculuğuna çıkmışlar, ülkelerindeki savaştan ve terör belasından kurtulmak için!
Şöyle bir oturup düşünün, çevrenize bakın, Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya...
Akan kan dinmedi!
Kelle avcıları can alıyor, Müslüman Müslümanı boğazlıyor...
Yoksul halkların yanında olan gazeteciler, yazarlar, çizerler hedefte...
Paris’te yaşanan bu!
Emekten yana, özgürlükten yana bir mizah dergisi...
Yaşadığımız coğrafyada biz bu oyunları 90’lı yıllarda çok gördük...
Biraz daha geriye sarayım, 70’li yıllara tanık olduk!
Hem Sivas’ta Madımak katliamını, hem Başbağlar’ı yaşadık!

***

Kan denizinde boğulan kaç kuşak geçti? Kaç yazarımız, aydınımız, emekçimiz, sanatçımız öldürüldü?
Kaleme silah çekilir mi?
Düşünce özgürlüğüne karşı katliamı yaşadık bu binlerce yıllık topraklarda.
Tarihimizi, kültürümüzü unuttuk, sevdalarımızı toprağa gömdük, çocuklarımızı öldürdük!
Faşizmi tanıdık biz!
Faşizmin o kanlı yüzünü gördük!
Komşu ülkelerde, uzaklarda, Pakistan ve Afganistan’da...
Pakistan şeriatla yönetiliyor ama Müslüman Müslümanı öldürüyor, unuttuk mu?
Bu vahşetin, kötü ruhun İslamla uzaktan yakından ilişkisi olmadığını hâlâ anlayamadık!
İslamın barış, kardeşlik, eşitlik olduğunu kimse öğretemedi bize...
Aklımızda kalan cennet ve cehehnem!
Zaten cehennemi yaşıyor ezilen halklar...
Yoksul!
Aç!
İşsiz!
Eğitimsiz!
Nedir o “ama” diye başlayan açıklamalar, İslamcı faşizmi, nefreti araya sıkıştırıp Müslümanlık taslayanlar!
İslamcı faşizmin güler yüzlü savunucuları, ikiyüzlü soytarılar mangası!
Düşünce özgürlüğüne karşı yapılan kanlı saldırıyı çaktırmadan savunuyorlar “ama” diyerek televizyon ekranlarından...

***

Paris’te Charlie Hebdo’yu basan saldırganlar, 10 çizeri, yazarı öldürüyor.
2 güvenlik görevlisinden birisi polis...
O polis Müslüman!
Önce yaralıyor katillerden birisi...
Ölmediğini görünce geri dönüp başına bir kurşun daha sıkıyor Müslüman polisin...
Ünlü dergi salt İslam karşıtı değil...
Hıristiyanlığa, her çeşit dogmacılığa, şiddete, teröre, faşizme karşı dik duran bir mizah dergisi.
Paris katliamına karşı çıkanlar salt “Katiller Müslümanlığı kullanıyor” diye konuşmamalı...
Faşist sağ siyasete, İslamcı siyasete karşı açık eleştirilerini yapmalı!
Bunu yapmıyorlar, yapamıyorlar!
Kıvırıp geçiştirmek istiyorlar!
Demokrasi ve özgürlükler laik demokratik düzen içinde yerlerini bulur...
Bizim sözde aydınlarımız tıpkı “Siyasal İslamcılar” gibi, laikliği din düşmanlığı diye göstermişlerdir.
Oysa laiklik, halkın egemenliği anlamına gelir, eski Yunancadan dilimize geçmiştir. Laikos, laik olmuştur.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, anlamına gelir...
Laiklik, demokrasi temelinde din, inanç özgürlüğünü oluşturur...
Din siyasallaştırılamaz!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları