Korkutma, sindirme, yıldırma...
Halk sonunda dayanamadı, Taksim Gezi Parkı eylemi salt İstanbul’a değil Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana gibi kentlere yayıldı...
Önceki gece İstanbul ayaktaydı.
Baskıcı bir rejimin, sivil faşizmin adım adım gelmesine karşı direndi, ayağa kalktı, anayasal ve demokratik haklarına sahip çıktı.
Korkuyu üzerinden attı...
Kendi halkını böcek gibi gören, onu biber gazıyla, gaz bombasıyla zehirleyen, tazyikli suyla bedenini betona yapıştıran devlet acaba eylemlerden bir ders çıkarır mı?
Eylemin hiçbir siyasi yanı yok!
Arkasında hiçbir siyasal destek yok!
Elbet bu ülkenin milletvekilleri böyle eylemlerde halkının yanında olacaktır.
O nedenle CHP’li ve BDP’li milletvekilleri vardı, Taksim Gezi’de ağaçların kesilmesini önlemek için yıkım araçlarının önüne geçtiler.
Son yılların en büyük eyleminde, halk insanlık onurunu korudu, bu denli baskıya boyun eğmeyeceğini ortaya koydu.

Neden bir AKP milletvekili yoktu eylemlerde halkın yanında yer alan!
Korkularından!
Onlar halkın vekiliydi...
Ulusallık kayıtsız şartsız milletin egemenliği değil miydi?
Halk demokrasi dersi verdi siyasal iktidara ve onların yandaşlarına...
Büyük haber kanalları sustu!
Çünkü baskı altındaydılar...
O kanalları yönetenler önceki gün yataklarında rahat uyuyabildiler mi?
Kendi kendileriyle baş başa kaldıklarında vicdanlarının sesini dinlediler mi?
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftarları eyleme destek verdi.
Beşiktaş’ın Çarşı Grubu yine ayaktaydı...
Dedim ya, bu eyleme kimse bir kulp takmasın, “kışkırtıcılar var” demesin, işi dönüp dolaşıp Balyoz’a, Ergenekon’a, KCK’ye ya da bir başka örgüte, CHP’nin, BDP’nin ve MHP’nin üzerine atmasın...

Halk baskıya, şiddete karşı bir süre suskun kalır!
İdeolojisi, siyasal bakışı farklıdır insanların...
O baskı giderek artmaya başladığında, yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk arttığında her şeyi bir anda görür.
Kendine gelir!
Ülkeyi yönetenlerin emek düşmanı olduğunu anlar!
Sermayenin buyruğunda, talancı siyaset anlayışının egemen olduğunu duyumsar.
Saldırgan yönetimler halkın bu uyanışını anlamaz.
İktidar gücünden dolayı vurdumduymaz olur, baskıyı ve şiddeti artırır.
Bu bir korku imparatorluğudur!
Bir anda sanatçılar, yazarlar, aydınlar halkı yanına alıp Taksim Gezi Parkı eylemini başlatır.
Halk destek verir!
Anayasal bir hakkı kullanmaktadır onlar...
Sağcı, solcu, dinci, dinsiz...
Liberal, demokrat, muhafazakâr!
Birden bir araya gelirler!
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak...
Türkiye ayağa kalktı... Eylemler Konya, Gaziantep, Tokat, Balıkesir Burhaniye’ye dek yayıldı...
Partiler unutulur, baskı, şiddet akla gelir!
İnsanlık öne çıkmıştır.
Elbet bu ilk seçimde kendini gösterir ama!
Güçlü bir muhalefet arar bu insanlar...
Emekten yana, özgürlükçü bir siyasal oluşum.
Emek-sermaye çelişkisini ortaya koyan; soyguna, talana karşı tavrı olan; din, dil, ırk ayrımcılığı yapmayan; dünyada savaş değil barış isteyen bir siyasal parti.

Taksim Gezi Parkı eylemini bir avuç çevreci, sanatçı ve aydın başlattı...
Beş günde ivme kazandı, on binler eyleme katıldı...
Eylemin içinde baskı, yaşam alanlarına müdahale, çevre kirliliği, işsizlik, yoksulluk vardı.
Yazımı sonlandırırken haber geldi:
“Polis Taksim’den çekiliyor!”
Polis Taksim’den çekilmeye başladı...
Olaylar sürüyor hâlâ!..
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere pek çok kentten gelen haberler insanın içini yakıyor...
Çok sayıda yaralı var!..